Mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu anlaşılmaktadır.O halde; çoğun için de az da vardır kuralı gereğince nafakanın kaldırılması isteminin azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının yaptığı iş gereği yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların (1996 tarihinde açılan) boşanma davası sonucunda (1998 tarihli kararla) boşandıklarını ve davacı lehine (5.000.000 TL) (yeni 5 TL) yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; ancak, davalının nafaka borcunu ödemediği gibi, hükmedilen nafakanın aradan geçen zaman içinde de çok düşük kaldığını ileri sürerek; nafakanın artırılarak 1.000 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, tarafların 24.10.1996 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine 3TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 13.12.1996 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın 18.04.2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olup, gündelik işlerde çalıştığı, babasına ait evde yaşadığı; davalının ise çiftçilikle uğraştığı, aylık gelirinin 600TL olduğu, 20 dönüm tarlasının bulunduğu, evli olduğu anlaşılmaktadır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk ve iştirak nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın en azından TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekir. Önceki nafakanın takdirine ilişkin kararda, gelecek yıllar için artırım hükmünün bulunması, davacının yeniden dava açmasına ve mahkemece nafakanın yeniden belirlenmesine engel bir durum değildir....
TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası DİE’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...’in yayınladığı ... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; önceki nafakanın artırımı davasının 30.07.2008 tarihinde açılmış olup, 27.04.2010 tarihinde 150 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın ise 25.03.2015 tarihinde açılmış olduğu, davacı kadının, ev hanımı olduğu, 177 TL ölüm aylığı aldığı, aylık 365 TL kira gideri olduğu; davalının ise memur olup 2.625 TL maaş aldığı, lojmanda ikamet ettiği, evli olduğu, adına kayıtlı 1 adet dairesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, önceki nafakanın artırımı davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
Aile Mahkemesi kararı ile boşandıklarını, lehine aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının nafaka borcunu ödemediği gibi, nafakanın kaldırılması/azaltılması davası açtığını, boşanma ilamı ile hükmedilen aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasının günün ekonomik koşullarında ve ihtiyaçların artması sonucu yetersiz kaldığını beyanla, lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 10.000,00 TL'ye yükseltilmesine, ve nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya süresi içinde cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "... Tarafların İzmir 5....