Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. 1-#Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davalının hükmün Yargıtay'ca onanan kısmına yönelik karar düzeltme isteği yersizdir. 2-Davalının ve davacının nafaka ile ilgili bozmaya yönelik karar düzeltme taleplerine gelince; Mahkemece, davalının tedbir nafakası talebi hakkında hiç bir hüküm tesis edilmemiştir. Bu yönde alınmış bir ara kararı da bulunmamaktadır. Durum böyleyken, hükmün "..davalı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının az olduğundan" bahisle bozulması yanılgıya dayalıdır. Ne var ki davalı tedbir nafakası talebinde de bulunmuştur. Davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince dava tarihinden geçerli olmak üzere uygun tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu konuda bir hüküm verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
DAVA KONUSU : Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı 29/07/2021 havale dava dilekçesinde özetle; davamın kabulü ile, yoksul ve muhtaç durumda bulunduğum kabul edilerek, dava tarihinden başlamak üzere davalı olan oğlum tarafından aylık 2,000.00 TL.- yardım nafakası ödenmesine, belirlenen bu nafakaların her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasına, yargılama masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini,arz ve talep etmiştir....
DAVA KONUSU : Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı 29/07/2021 havale dava dilekçesinde özetle; davamın kabulü ile, yoksul ve muhtaç durumda bulunduğum kabul edilerek, dava tarihinden başlamak üzere davalı olan oğlum tarafından aylık 2,000.00 TL.- yardım nafakası ödenmesine, belirlenen bu nafakaların her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasına, yargılama masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini,arz ve talep etmiştir....
boşanma protokolünde kendisi ve çocuğu için nafaka talep etmemiş olsa da değişen yaşam şartları, ortak çocuğun büyümesi ve isteklerinin artması, davacının herhangi bir geliri olmaksızın Sarıkaya da babasının evinde adeta bir sığıntı gibi yaşaması sebebi ile hem davacı için1.000 TL yoksulluk nafakası hem de ortak çocuk için 1500 TL iştirak nafakası talep ve dava etmiştir....
-TL olduğunu, Sudenaz'ın okula başladığını, davalının ekonomik durumunun nafaka takdir edilen yıla göre çok daha iyi olduğunu, davalının babasının yanında çalışmaya başladığını Ordu 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 16/06/2016 tarihli duruşmasında alınan beyanında aylık gelirinin ortalama 4.500,00.-TL olduğunu beyan ettiğini, müşterek çocuklar lehine takdir edilen nafakaların ayrı ayrı 500,00'er TL arttırılarak aylık toplam 1.500,00.-TL iştirak nafakası bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili 22/11/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Ordu Aile Mahkemesinde 2016/487 esas sayılı dosya ile müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine ilişkin dava açtıklarını, davacının nafaka davasının görülebilmesi için öncelikle bu davanın sonucunun beklenilmesine karar verilmesini, esasa girildiğinde ise davacının talep ettiği nafaka miktarlarının fahiş olduğunu, müvekkilinin babasına ait işyerinde 1.300,00....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının iştirak nafakası talebinin kabulü, takdir edilen edilen miktarı ve tefrik kararı yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355.maddeye göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hallerle sınırlı olarak yapılır. Dava; kayyım tarafından açılan iştirak nafakası ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.07.2018 tarih, 2018/712 Esas, 2018/741 Karar sayılı kararının incelenmesinde, küçük adına açılacak soy bağı( babalık) davasında küçüğü, bu davada temsil etmek üzere kayyım atanmasının istendiği, mahkemece küçük hakkında açılmış olan Ankara 9....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kabul edilen nafaka miktarı yönünden; davacı kurum tarafından ise katılma yoluyla reddedilen nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkeğin kabul edilen yardım nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde, 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2020 yılı için 3.920 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 gün ve 2005/3-169 esas 235 karar sayılı ilamı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, yardım nafakasının istemine ilişkin dava mahiyetindedir. O halde, mahkemece; davanın yardım nafakası davası olarak nitelendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Bütün bu anlatılanlara göre somut olaya bakılacak olursak; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, özellikle davacının öğrenci olması ve TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de nazara alındığında, mahkemece davacı lehine yardım nafakasına hükmedilmesinde ve takdir edilen nafaka miktarında isabetsizlik görülmemiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 9. maddesi; "Tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli tutarı, kira tespiti ve nafaka davalarında tespit olunan kira bedeli farkının veya hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden Tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, avukatlık ücreti olarak hükmolunur....
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlaki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir. Dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacını taşıyan yoksulluk nafakası, hiçbir surette nafaka yükümlüsüne yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmamalıdır. 16....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kardeşlerin kanunen bakmakla yükümlü olunan kişiler arasında sayılmadığını, nitekim bakım nafakası değil, şartları varsa yardım nafakası ödemekle yükümlü tutulduklarını, davalıların nafaka yükümlüsü sayılmasının mümkün olmadığını, müvekkillerinin refah içinde yaşamadıklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen nafaka miktarının da yüksek olduğunu belirterek, davanın her bir davalı açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Dava niteliği gereği TMK'nunn 364. Maddesi uyarınca yardım nafakası istemine ilişkindir. Madde metnine göre " Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır....