"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... aralarındaki nafakanın kaldırılması davasına dair.... Mahkemesinden verilen 13.12.2012 günlü ve ....sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 24.06.2013 günlü ve ...sayılı ilama karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 440.maddesinde öngörülen karar düzeltme sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 11.100 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve ... sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Yıllık nafaka (farkı) miktarı, karar düzeltme sınırının altındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
Davalı duruşmadaki beyanında; açılan davayı kabul etmediğini, her ne kadar Medikal şirketi var ise de, şirketinin iflas aşamasında olduğunu, almış olduğu nafaka dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını, 2 çocuğunun olduğunu beyan etmiştir. Mahkeme; davalı lehine takdir edilen aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye düşürülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddi cihetine gitmiştir. TMK.nun 176.maddesi uyarınca yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın kaldırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/635 Esas sayılı yargılama dosyasında; davacı ... tarafından, ... aleyhine açılan aylık 1.000,00 TL istemli yoksulluk nafakası davasında; davalı ...'...
Nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan bu ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemeyeceği gibi, ahlaki borcun yerine getirilmesi niteliğindeki ödemeler de nafaka borcundan mahsup edilemez (Yargıtay 8.HD 2014/27236 E, 2016/13687 K; Yargıtay 12.HD 2018/13177 E, 2019/2880 K; Yargıtay 3.HD 2015/1600 E, 2015/12040 K). Somut olayda davalının ödemelerinin ara karar tarihinden önce olduğu, ahlaki bir borcun yerine getirilmesi amacıyla yapıldığı, bu haliyle nafaka borcundan mahsup edilemeyeceği, davalının borcunu ödediğini usulünce ispatlayamadığı, böylece ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yapılan değerlendirmeler neticesinde, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının Trabzon 2....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1295 KARAR NO : 2020/1333 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : EREĞLİ(KONYA) AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2020 NUMARASI : 2016/236 ESAS 2020/330 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
, sanık hakkında nafaka alacağına dair İstanbul 14....
belirterek şikâyette bulunduğu, icra emrinin tebliği ile şikâyet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunmakta ise de, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, işleyecek aylık nafaka talebinin bulunmadığı, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir."...
Aile Mahkemesi'nin 24.03.2014 tarih 2013/719 E. sayılı tedbir nafakasına ilişkin ara kararına dayalı olarak nafaka alacağının tahsili talebiyle genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun yasal sürede itfa itirazında bulunması üzerine alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır.Borçlunun, itfa itirazına dayanak olarak lojman giderleri ile müşterek çocukların eğitim öğretim giderleri için özel eğitim kurumlarına yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri sunduğu, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin alacaklıya yapılmadığı gibi, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama da içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....
GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, reddedilen aylık 250,00TL miktar üzerinden yıllık nafaka tutarı 3.000,00TL olup, 8.000,00TL'yi geçmemektedir. Hüküm, reddedilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....
Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, davalının asgari ücretle çalıştığı (700 TL aldığı); davacının (nafaka borçlusunun) ise, çiftçilik yaptığı, kredi ödemelerinin bulunduğu, yıllık ortalama 8000 TL gelirinin bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.Bu durum karşısında, mahkemece; davalının (nafaka alacaklısının) aldığı maaşın, onu, yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek; davacının, nafakanın kaldırılması talebinin içinde (çoğu isteyen azı da ister ilkesi gereği) nafakanın indirilmesi talebinin de bulunduğu dikkate alınarak; nafakanın, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi uyarınca makul bir miktara indirilmesine karar verilmesi gerekir....