Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/189 KARAR NO : 2021/205 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : RİZE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2020 NUMARASI : 2018/391 ESAS - 2020/465 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA (ÖNLEM NAFAKASI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile 2017 yılında evlendiklerini, müşterek çocukları olmadığını, davalının evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, ayrıca davalının evi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, doğalgazı dahi kapattığını, kendisinin kızlarının evinde banyo yapmak zorunda kaldığını, davalının emekli olduğunu, emekli maaşının yanı sıra Kalender Çay Fabrikasında da çalıştığını, evlilik birliği içerisinde davalının kendisine kredi çektirdiğini o...

Davacı eşin belirli bir gelirinin olması hatta gelirinin davalı eşin gelirinden fazla olması, davalı eşi nafaka yükümlülüğünden kurtarmaz. Davacı eşin gelirinin bulunması sadece hükmedilecek nafakanın miktarının tayininde gözönünde bulundurulur. Nafaka takdirinde, davacının isteminin önlem nafakası olması ve eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği düşünüldüğünde, mahkemenin tedbir nafakasına hükmetmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tespit edilen mevcut gelir durumuna göre mahkemece davacı kadın yararına takdir edilen nafaka miktarı, TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarı yıllık onyedibinsekizyüzotuz-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen bir yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, kabul edilen nafaka miktarları itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davalının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

Nafaka takdirinde, davacı-karşı davalının isteminin önlem nafakası olması ve eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği düşünüldüğünde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davacı-karşı davalının tespit edilen mevcut gelir durumuna göre mahkemece davalı-karşı kadın ve çocuklar yararına takdir edilen nafaka miktarı, TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre az bulunmuştur....

Lehine nafaka takdir edilen davacı için kabul edilen nafaka miktarı yıllık 3.600,00.-TL'dir. Somut olayda; davacı taraf reddedilen, davalı taraf ise kabul edilen nafaka miktarları yönünden istinaf isteminde bulunmuştur. Davacı için kabul edilen ve davalı tarafça istinaf konusu edilen nafaka miktarı (300,00.-TL x 12 = 3.600,00.-TL) hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen kabul edilen nafaka yönünden davalı taraf istinaf kanun yolu başvurusunda bulunamaz. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nun 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan, kabul edilen nafaka yönünden davalı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

Kadının önlem nafakası davası bakımından yapılan değerlendirmede ise; Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.( TMK 197/2) Somut olayda kadın erkeğin ilgisizliğine, fiziksel şiddetine ve ihtiyaçlarını karşılamamasına vakıa olarak dayanmış, mezkur vakıalar yapılan inceleme sonucunda sabit bulunmuştur. Kadın ayrı yaşamakta haklılığını ispatlamış olup lehine önlem nafakası takdirinde bir isabetsizlik yoktur. Hükmedilen önlem nafakası miktarı ise tarafların gerçekleşen ekonomik sosyal durumlarına, kadının ihtiyaçlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygundur. Bu itibarla erkeğin önlem nafakasına yönelik istinafının esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

Davalının istinaf başvurusu yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle beşbinsekizyüzseksen -TLdır. Buna göre; davacı için aylık 300,00- TL yardım nafakasına hükmedilmiş olup kabul edilen aylık nafaka miktarı yıllık 3.600,00- TL kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

Yapılan bu açıklamalar ışığında yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Ancak, ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326. maddesinin uygulanması gerekmektedir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince davacı eş T1 için dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, belirlenen nafaka miktarının kesinleştiği tarihten itibaren her yıl ÜFE oranında artırılmasına, İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf dilekçesinde özetle: mahkeme tarafından hükmedilen nafaka hatalıdır. Kararda bahsedilen malvarlığım olmadığı gibi borçlarım nazara alınmamıştır. Davacıya gücünün yettiği kadar zaten destek olduğunu nafakaya ihtiyacının bulunmadığını, çocukların beyanlarını kabul etmediğini, davadan haberdar olmadığını davacının birlikte yaşadığı oğlu ve torununun tarlaları ekip biştiğini ve davacı ile paylaştıklarını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Açılan davanın TMK 197....

sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

UYAP Entegrasyonu