Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacı tarafın oturduğu evin kirasını verdiğini, elektrik, su faturalarını ödediğini çocuğunun ihtiyaçlarını karşıladığını, bunun haricinde nafaka ödeme gücünün olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne,davacı için aylık 350,00 TL önlem nafakasının, müşterek çocuk Neriman Nisanur için aylık 250,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; sözkonusu karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; tedbir nafakası istemine ilişkindir . 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-)6100 sayılı HMK 26. maddesine (HUMK 74) gereğince; hakim iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2018 NUMARASI : 2017/423 ESAS, 2018/861 KARAR DAVA KONUSU : YARDIM NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı T1 tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıların annesi olduğunu, geliri bulunmadığını, sağlık problemlerinin bulunduğunu, davalıların annelerinin bakımı ile ilgilenmediğini ve mali durumlarının iyi olduğunu belirterek, davalılardan müştereken ve müteselsilen aylık 3.000,00 TL yardım nafakasının alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacının adli müzaharet talebi kabul edilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, kendisinin sadece emekli maaşı olduğunu, oğlu Ahmet Turalı 'ya 400 TL nafaka ödediğini ve çok mağdur durumda olduğunu, Tuna Verdi Dairesine borcu olduğunu ve borç ödediğini, kendisinden fazla kesilen paraların iadesi için Gaziosmanpaşa 2.Aile Mahkemesine tarafından fazla kesilen paraya istinaden dava açtığını ve davacı tarafın bu yüzden dava açtığını davacı tarafın açmış olduğu davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;açılan davanın kısmen kabulü ile, davacı oğlu Çağatay için dava tarihi olan 10/10/2019 tarihinden itiraber geçerli olmak üzere aylık 475 TL nafaka takdirine, nafakanın davalı babadan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliği içerisinde müvekkili aleyhine açılan tedbir nafakası sonunda çocuk lehine 800 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, tarafların Bakırköy 4 Aile Mahkemesinde 2014 yılında boşandıklarını, nafakanın arttırımı davası açtığı davanın, mahkemece, çocuk lehine hükmedilen bir iştirak nafakasının da bulunmaması sebebiyle olmayan bir nafakanın arttırılması söz konusu olmayacağından davayla ilgili karar verilmesine gerek ve yer olmadığına karar verdiğini, müvekkilinin iştirak nafakasına hükmedilmemesine rağmen kızının ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla yıllarca nafaka ödediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davalı baba dışında yasa gereği nafaka yükümlülüğü olan annenin tespit edilen sosyal ve ekonomik durumu, çocuğun eğitim ve barınma masrafları dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen yardım nafakası miktarının az olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davacı lehine 1.200 TL yardım nafakasına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
TMK. 175.maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Davacı kadında, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, boşanma kararının dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere bakıldığında, davacı lehine yoksulluk nafakası takdirinin ve miktarının yerinde olduğu kanaatine varıldığından, davalının, davacı lehine nafaka takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davalının, nafakanın tahsilinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin istinaf talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Ancak tarafların dosyaya yansıyan ekonomik, sosyal durumları, evlilik süresi ve hakkaniyet dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı yüksektir. Bu haliyle davalı erkeğin yoksulluk nafakası verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine, miktara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 07.01.2021 tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
MANEVİ TAZMİNATTEDBİR NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 169 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 185 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir. 2- Boşanmaya neden olan hadiselerde taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu davacı eş (kadın) yararına manevi tazminat takdiri isabetsizdir. 3- Davacı eş (kadın) fizyoterapist olarak çalışmakta olup, düzenli bir gelire sahiptir. Kadın için tedbir nafakası takdiri doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tedbir nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasi ile tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davalı kadına yüklenen piyasaya borçlanarak müşterek haneye icra takiplerinin gelmesine sebep olması vakıasına davacı erkek tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun olarak dayanılmadığından davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta yatırılmayan aşağıda yazılı onama harcının...
Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tesbit edilen mevcut gelir durumuna göre, mahkemece takdir edilen nafaka bir miktar az olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece; davalı kocanın tesbit edilen geliri ile orantılı olacak ve onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocuklar lehine daha uygun miktarda nafakalara hükmedilmesi gerekirken, az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....