Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır (TMK m. 39). Örneğin kocanın eşi dışında bir başka kadın tarafından doğrulan çocuğu, eşinden doğmuş gibi nüfus kütüğüne kaydettirmesi ya da evliliğin sona ermesinden üçyüz gün geçtikten sonra doğan çocuğun üçyüz günlük süre içinde doğmuş gibi nüfusa kaydettirilmesi hallerinde durum böyledir. Nüfus kayıt düzeltmesi davalarına gelince: Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur....

    Nüfus kütüğüne kızının iki kez kaydedilmiş olması davacı annenin haklarını etkileyeceğinden mükerrer kaydın iptalini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Kamu düzenini ilgilendiren böyle bir davayı, kaydının iptali istenen kişinin açması gerekir ise de, dava ekonomisi de gözönünde tutularak mükerrer kaydının iptali istenilen kişinin, davacının yanında yöntemince davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanıp, uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, sıfat yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, davacının kardeşi olduğu iddia edilen kişilerin nüfusa tescil suretiyle aile bağının kurulması istemi ile açılmıştır. Davacı; Elmas, İsmail ve Emrah isminde 3 kardeşinin olduğunu, yaşlarının büyük olmasına rağmen şimdiye kadar nüfus müdürlüğüne hiçbir kayıt işlemi yaptırılmadığını beyanla eldeki davayı açmıştır. Nüfus Hizmetleri Kanununun 15 maddesi ile doğumun bildirimi, 31. maddesi ile ölümün bildirimi, 33. maddesi ile ölü olduğu halde aile kütüklerinde sağ gözükenlerin nüfus kütüğüne geçirilmesi düzenlenmiştir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir. Nüfusa kayıt edilmeyen bir kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindendir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Hukuk Dairelerinin görevlerini düzenleyen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde "Nüfus kütüğü ve yaş kayıtlarının düzeltilmesi, öz ve soyadının değiştirilmesi" davalarının Yargıtay 18. Hukuk Dairesi görevi kapsamında bulunduğu hüküm altına alınmış, 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına göre de nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin davaların 01.07.2011 tarihinden itibaren sadece 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile sınırlı olmak üzere temyiz incelemesinin 18. Hukuk Dairesince yapılması gerektiği belirtilmiştir. Davada, ... ve ... kızı olarak nüfusa kayıtlı bulunan davacının adı geçenlerin çocuğu olmayıp ... ve ... çocuğu olduğu iddia edilerek gerçek anne ve babasının adı ile nüfus kütüğüne kayıt edilmesi istenilmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Hukuk Dairelerinin görevlerini düzenleyen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde "Nüfus kütüğü ve yaş kayıtlarının düzeltilmesi, öz ve soyadının değiştirilmesi" davalarının Yargıtay 18. Hukuk Dairesi görevi kapsamında bulunduğu hüküm altına alınmış, 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına göre de nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin davaların 01.07.2011 tarihinden itibaren sadece 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile sınırlı olmak üzere temyiz incelemesinin 18. Hukuk Dairesince yapılması gerektiği belirtilmiştir. Davada, ... ve ... oğlu olarak nüfusa kayıtlı bulunan davacının adı geçenlerin çocuğu olmayıp ... ve ... çocuğu olduğu iddia edilerek gerçek anne ve babasının adı ile nüfus kütüğüne kayıt edilmesi istenilmiştir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından doğmamış kişinin nüfusa tescili mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar verildiğini, ancak nüfus memuru tarafından doğum tarihinin sehven yanlış yazıldığını, doğmamış bir kişinin nüfusa tescili olmayacağı gibi 47 yaşında birinin 73 yaşında olmasının beklenilmesinin de imkansız olacağını, tüm bu nedenlerle nüfustaki yaşının yazımı sırasında hata yapıldığını açıkça ortada olduğunu, yerel mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Nüfus kaydında Yaş Tashihi istemine ilişkindir....

          nun nüfus kayıtlarına baba adlarının “Numan” olarak geçtiğini, bu nedenle adı geçen murisin kızlarının baba adlarının “Nuğman” olarak düzeltilmesini ve murisin nüfus kütüğünde kayıtlı olmayan bu kızları ile yine nüfus kütüğünde kayıtlı olmayan diğer kızı ...'ın babaları olan ...'ın nüfus kütüğüne kızları olarak yazılmasını talep ve dava etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Dolayısıyla mahkemece itiraz olup olmadığına bakılmaksızın bu husus mahkemece resen gözetilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde gerçek anne ve babasının ... ve ... olduğunu ileri sürerek onların kütüğüne kaydının yapılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde gerçek anne ve babasının ... olduğu halde küçük yaşta iken amcası ...'in çocuğu olarak onun nüfus kütüğüne kayıt edildiğini, annesinin de ...'in eşi ... olarak gösterildiğini ileri sürerek baba adının ..., anne adının ise ... olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, nüfus kayıtları içeriğinden; ... İlçesi, ... Mahallesi, Cilt 5, Hane 67'de nüfusa kayıtlı davacı ...'...

              Bu itibarla, 1951 yılında Bakanlar kurulunca alınan kararla Türk Vatandaşlığından ıskat edilen "..." isimli şahsın Bakanlar Kurulu kararında adı ve soyadından başka her hangi bir nüfus bilgisinin yer almaması, gerçekte vatandaşlıktan çıkartılmak istenen kişinin (şairin) gerçek adının ise "…" olması ve nüfus Kütüğüne de bu şekilde kayıtlı olması karşısında ortada "…" adına Türk Vatandaşlığından ıskat yolunda alınmış geçerli bir Bakanlar kurulu Kararı bulunmadığından … tarihli, … sayılı Bakanlar Kurulu Kararının bu haliyle uygulanabilirliğinden söz etmeye olanak bulunmadığı gibi söz konusu karardaki isme yönelik maddi hatanın da düzeltilebilmesi veya değiştirilebilmesi ancak Bakanlar kurulunca alınacak yeni bir kararla olanaklı olduğundan, bu yol izlenmeksizin yetkisiz makam tarafından anılan karar dayanak gösterilerek "Türk Vatandaşlığından Iskat" formu düzenlenip nüfus kütüğüne tescil yolunda tesis edilen işlemde de hukuka uyarlık görülmemiştir....

                Ancak; 1-Davada nüfus kütüğüne göre 2.3.1931 doğum, 21.3.1931 tescil, yine 1931 doğum 15.9.1929 tescil tarihli olmak üzere 2 tane Kürtali kaydı ile 29.8.1929 doğumlu 2 tanede Saadet'e ait kayıt bulunduğu belirtilerek mükerrer kayıt niteliğini taşıyan Kürtali ve Saadet'e ilişkin kayıtlardan birer tanesinin iptaline karar verilmesi istenildiğine göre; nüfus kaydında sağ olarak gözüken Saadet adındaki kişinin gerçekten sağ olup olmadığı araştırılıp bununla birlikte yine nüfus kaydında sağ gözüken ....ın ve dosyada mevcut olup jandarma tarafından düzenlenen 07.03.2006 günlü tutanakta isimleri yazılı bulunan jandarma görevleri dışındaki tutanak mümzilerinin bu dava ile ilgili olarak bilgisine başvurularak gerçekten iki tane Kürtali'nin bulunup bulunmadığı, bu kişinin yaşayıp yaşamadığının araştırılması ve oluşacak sonuç doğrultusunda Kürtali'lere ait kayıtların mükerrer olup olmadığı, mükerrer ise bunlardan bir tanesinin iptaline ve ayrıca Saadet'le ilgili kaydın mükerrer...

                  UYAP Entegrasyonu