Hâl böyle olunca; yukarıda kimlik bilgileri yer alan kişilerin ölü olup olmadıklarının araştırılması, sağ iseler kendilerinin; ölü iseler getirtilecek nüfus kayıtlarına göre mirasçılarının dinlenmesi, davaya konu taşınmazda mülkiyet hakkı iddialarının olup olmadığı hususunun sorulması, bu kişilerin beyanlarının daha önce 12/03/2013 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi, yapılacak değerlendirme sonucunda kanaate varılamadığı taktirde davaya konu taşınmazda yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda yeniden keşif yapılması ve toplanacak delillere göre karar vermek gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında,....lçesi nüfusuna kayıtlı ... kızı ...r ile ... kızı ...r isimli iki kişinin daha var olduğu anlaşılmaktadır. ... kızı ...r ölü olup, diğer ...r'in sağ olup olmadığı nüfus kaydından anlaşılamamaktadır. Mahkemece tapu kayıt maliki ...r ile nüfusa kayıtlı diğer iki ... Üçer adlı şahısların bir ilgisinin olup olmadığı araştırılmamıştır. Nüfus kaydından sağ olup olmadığı anlaşılamayan ...r'in sağ ise çağrılıp dinlenmesi, ölü olan ...r'in taşınmazla ilgisinin olmadığını iddia eden davacının delillerinin toplanması gerekir. Davacı ... kızı olup, taşınmaz senetsizden tescil edildiğinden, davacı ile taşınmaz zilyedi ... arasında bir bağlantı kurulmuş değildir. Ayrıca, taşınmazın tapulama tutanağında adı geçen ...'ın davacının babası olduğu konusunda da dosyada herhangi bir delil mevcut değildir. Mahkemece bu konudaki deliller toplanmalı ve veraset ilamı getirtilerek gerekli inceleme yapılmalıdır....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosyanın incelenmesinde; 20.11.2015 tarihli tensip tutanağında, davaya konu 101 ada 50 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından Sabri oğlu ...’un ölü olduğunun belirtildiği görülmüştür. Ancak adı geçen paydaşın nüfus kaydına dosya içerisinde rastlanamamıştır. Taraf teşkilinin denetlenebilmesi için kayıt maliki ...’un nüfus kaydı getirtilerek sağ olup olmadığının tespit edilmesi, ölü olduğunun anlaşılması halinde mirasçılık belgesinin ilgilisinden temini ile dosyaya eklenmesi, Belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 17.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
ün kayıtlarının kapalı olduğu, ölü veya sağ olduğunun kayıtlarda gösterilmediği bu haliyle mirascılık sıfatının tam olarak anlaşılamadığı, davacı tarafından mevcut duruma göre karar verilmesinin talep edildiği, ancak açıkça yanlış olan ve bilgi eksikliği bulunan nüfus kayıtları gözönüne alındığında belirtilen kişilerin yasal mirascı olup olmadıklarının belirlenemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyiz talebi üzerine hükmün, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin, 07.11.2012 tarih, 2012/5509-7683 E. K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece ikinci olarak bozma ilamına uyulduktan sonra veraset belgesi çıkartılmak istenilen ... İli, ... İlçesi,...Mahallesi...'da nüfusa kayıtlı ... oğlu ...'nın 22.02.1917 tarihinde öldüğü halde nüfus kaydında kızı olarak görünen ...'nın babasının ölüm tarihinden sonra 20.08.1927 tarihinde doğduğu, nüfus kayıtlarındaki bu hatanın düzeltilmesi için...Cumhuriyet Başsavcılığınca...1....
Bu veraset ilamının hatalı olduğunun mirasçılar tarafından öne sürüldüğü ve verasetin iptali davası açıldığına ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Bu durumda hakim tarafından önceki veraset ilamına dayanılarak, bu mirasçıların kimler olduğunun tespiti için araştırma yapılmış olması doğrudur. Mahkemece Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne yazılar yazılarak mirasçıların nüfus kayıtlarının bulunabilmesi için eski kütük kayıtları getirtilmiş ve her türlü araştırma yapılmıştır. Ancak buna rağmen tapuda malik olarak yer alan mirasçılardan bir kısmının tespiti mümkün olmamıştır....
ın nüfus kaydı getirtilerek ölü mü - sağ mı olduğunun araştırılması, ölü ise veraset ilamının dosyaya konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde nüfus kaydında kardeşi olarak görülen 1910 doğumlu "İsim Yok ..."in kaydının iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacı aile nüfus kütüğünde İsim Yok... olarak kayıtlı 1910 doğumlu kardeşi olmadığını ileri sürerek bu kaydın iptalini istemiş olup, dava niteliği gereği soy bağını ve miras hukukunu ilgilendirdiğinden davacı ...'in kayden sağ görünen kardeşleri ve ölü olanların mirasçılarının da davaya yöntemince dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, İlk derece mahkemesince, veraset belgesi talep edilen Mersin ili Anamur İlçesi Bozdoğan Köyü Kale Arkası mevki 163 ada 3 parsel sayılı taşınmaz maliki Ölü Osman kızı Teslime'nin nüfus kaydına ulaşılamadığı , Osman kızı Teslime adında birden çok kişinin kaydının bulunduğu, davacı tarafça hangi nüfus kaydının veraset belgesi talep edilen kişiye ait olduğunun bildirilmediği, nüfus kaydı gönderilen kişiler ile veraset belgesi talep edilen kişinin aynı kişiler olup olmadığının tespit edilemediği, davacı tarafın veraset belgesi talep edilen kişinin mirasçısı olduğunun ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddesi hükmünde, doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Solhan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08.12.2006 gün ve 2006/7 numaralı davanamesi ile nüfus kütüğünde ölü olarak kayıtlı bulunan ...'in sağ olduğunun tespiti ile ölüm kaydının iptali istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 01.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; 1-Davalı idare vekilinin aşağıdaki II,III bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Tapu kayıtlarında malik görünen ve isimlerinin düzeltilmesine karar verilen ... ... (...), ... ..., ... ..., ... ... nüfusta kayden sağ görünmelerine ve davada davacı sıfatıyla yer almamış olmalarına nazaran bu kişiler hakkındaki istemin sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. 3-Keza nüfusta kayden ölü görünen tapu maliklerinden ... ile ...'...