Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in davacının annesi olduğunun tespiti ile annesinin nüfus kaydına tescili ve çocuklarının da kendi nüfus kaydına tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağının tespiti istemine ilişkin olduğu ve TMK'nın 282 vd. maddeleri uyarınca Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın soybağının tespiti istemine ilişkin olmayıp nüfusta analığın tespiti ile nüfus kaydında düzeltim talebine ilişkin olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, aslen Türk vatandaşı olup evlenmek suretiyle ... Devleti'ne gittiğini, gelin gittiği esnada babası ile annesinin gayri resmi evli olmaları sebebiyle anne ve babasının nüfusuna kaydedilmeden gayri resmi olarak evlendiği Suriye uyruklu ...'...

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, aynı kişi olduğunun tespiti ve mükerrer kaydın iptali istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Mükerrer kayıtlar söz konusu olduğunda kural olarak, sonradan tescil edilen kaydın iptali gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının nüfus kaydında "..." olarak görünen annesinin "... " olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacının nüfus kaydında ... olarak geçen annesinin, ... kızı 1921 doğumlu ... olduğunun tespiti istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Dava, nüfus kaydındaki annenin tespiti dolayısı ile nüfus kaydı düzeltilmesi istemine ilişkin olup asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Dava asliye hukuk mahkemesinde açılmış, nüfus temsilcisi ve Cumhuriyet Savcısının katılımı ile bakılmıştır....

      T.C. kimlik numaralı ...’nün anne, baba, kardeş ve çocuklarını gösterir nüfus kayıtlarının ilgili nüfus müdürlüğünden, Getirtilerek dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        -KARAR- ... 2006/695 E 2006/763 K. sayılı veraset ilamında sözü edilen ...., cilt 29, hane 17'de nüfusa kayıtlı.... ile yine .... 1990/1056 E. 1992/504 K.sayılı veraset ilamında karara konu ....ana-baba-kardeş ve çocukları ile torunlarını (alt soyunu) gösterecek ve davacıyla irs ilişkisinide kuracak şekilde aile nüfus kayıt tablolarının Nüfus Müdürlüğünden ya da .... sorularak cevabi yazının evrakına eklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mirasbırakan ...ile davacının babası olan...’ın, baba bir, anne ayrı kardeş oldukları dosyada bulunan nüfus kayıtlarıyla sabittir. Mahkemenin red kararına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda; Mirasbırakan ...’ın annesi ... bildirilen...hakkında ...ile ... olarak iki ayrı kayıt bulunduğu, bunlardan hangisinin mirasbırakanın annesi olduğu anlaşılamadığından mirasçı ve paylarının hesaplanamadığı belirtilmiştir. Ancak dairemizin geri çevirme kararı uyarınca nüfus müdürlüğünün cevabi yazısında; her iki ...’in aynı kişi olduğu, gerekçesiyle birlikte açıklanmıştır. Mirasbırakanın ana ve baba yönünden mirasçıları nüfus kayıtlarıyla saptanmış olduğundan, buna göre Türk Medeni Kanununun 496. maddesi uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddi doğru değildir. SONUÇ....

            Cilt No: 23 Hane No: 34 XX 629 daki Akile Dalgıç kaydının muhafaza edilmesine " dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu' nun 36. maddesinde ilgililerin nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açma hak ve yetkisine sahip oldukları hükmü mevcuttur. Bu tür davalarda basit yargılama usulü uygulanmakta olup, mahkemelerce resen/ doğrudan araştırma esastır. Nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğünden 05/02/2019 tarihinde verilen cevabı yazı içeriğinde Akile Dalgıç isimli kişinin evlenme ve vukuat kayıtlarının arşivlerinde bulunmadığı bu nedenle inceleme yapılamadığı yönünde beyanda bulunulduğundan evlenme vukuat kayıtlarının İzmir ili, nüfus müdürlüğünden araştırılması ve dosyaya celp edilmesi gerekir. Yine TC kimlik numaralı Akile Üyen'in nüfus kayıtlarında ölüm sütununda ölümün tespiti ibaresinin bulunduğu görüldüğünden bu kişinin ölüm kaydının ve incelemesinin sonuçlarının ilgili nüfus müdürlüğünden celp edilmesi gerekmektedir....

            a ait baba, kardeş ve çocuklarını gösterir aile nüfus kayıt tablosunun ayrı ayrı çıkartılıp gönderilmek üzere MAHALLİNE İADESİNE, 12.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Tarafların kök murisi ...ve kardeş çocuklarını gösterir şekilde vukuatlı aile nüfus kayıt örneğinin çıkartılarak dosyasına konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik açılan davalar yönünden dikkat edilmesi gereken hususlar açısından bu genel bilgilere yer verildikten sonra eldeki somut uyuşmazlığın incelemesine geçilmiştir. Burada hemen belirtmek gerekir ki; Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, 25 yaş üstü kişilerin kemik yaşının alınacak sağlık raporuyla tespiti tıbben mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 12.04.2018 tarih, 2017/8130 Esas ve 2018/11292 Karar sayılı ilamında da; "25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi..." denilmek suretiyle bu hususa vurgu yapılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu