WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeniyle bu kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 35/1. maddesinde de "Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamı illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır..." şeklinde hüküm bulunmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmelidir....

ın nüfus kütüğüne 13.09.1969 doğumlu olarak yazılmış olmasına karşın 28.10.1971 doğumlu olduğunu ve bu doğum tarihi ile de nüfusa ayrıca tescil edildiğini ileri sürerek kızı ...'ın 13.09.1969 doğumlu olarak mükerrer yazılan nüfus kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının kızı ...'ın nüfusa ilk kez 27.07.1970 tarihinde tescil edildiğini, 13.9.1969 doğumlu kaydın iptal edilip 28.10.1971 doğumlu kaydının düzeltilmesi durumunda 27.7.1970 tarihi itibariyle kişinin doğmadan önce nüfusa kaydedilmiş olacağı, oysa bir kişinin doğmadan nüfusa tescilinin mümkün bulunmadığı ve dolayısıyla 1971 doğumlu ...'ın doğum tarihinden daha önceki bir tarihte nüfusa tescil edilemeyeceği, ayrıca kayden 1969 doğumlu ...'ın 1975 yılında ilköğretime başladığı nazara alındığında böyle bir kişinin var olduğunun da anlaşıldığı gerekçesiyle her iki kaydın mükerrer olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının dedesi ... oğlu 1881 Keşan doğumlu Rıza'nın nüfus kütüğünde kaydının olmadığını bildirerek nüfus kütüğüne kaydının yapılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, davacıların babası ... oğlu 1881 Keşan doğumlu...ın nüfus kütüğüne kaydının yapılması istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek HUMK.nun 7/1. maddesi gereğince görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      Yine, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde “Aile kütüğünde kaydı olmayan kişinin ölümüne ilişkin tutanaklar resmî veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmişse nüfus müdürlüğünce kabul edilip işleme alınır. Ölüm tutanaklarında yer alan bilgilere göre aile kütüğünde kaydı bulunmayan kişiler, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğüne kayıt edilerek hakkında yaptırılacak soruşturma ile Türk vatandaşı olup olmadıkları araştırılır. Türk vatandaşı olduğu anlaşıldığı takdirde, ölüm tutanağına dayanılarak nüfus müdürlüğünce resen doğum tutanağı düzenlenir. Ölen kişi bu doğum tutanağına dayanılarak aile kütüğüne tescil edilir. Daha sonra ölüm tutanağı aile kütüğüne geçirilir, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğündeki kaydı, aile kütüğü ile bağ kurularak kapatılır” hükmüne yer verilmiştir....

        Yine, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde “Aile kütüğünde kaydı olmayan kişinin ölümüne ilişkin tutanaklar resmî veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmişse nüfus müdürlüğünce kabul edilip işleme alınır. Ölüm tutanaklarında yer alan bilgilere göre aile kütüğünde kaydı bulunmayan kişiler, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğüne kayıt edilerek hakkında yaptırılacak soruşturma ile Türk vatandaşı olup olmadıkları araştırılır. Türk vatandaşı olduğu anlaşıldığı takdirde, ölüm tutanağına dayanılarak nüfus müdürlüğünce resen doğum tutanağı düzenlenir. Ölen kişi bu doğum tutanağına dayanılarak aile kütüğüne tescil edilir. Daha sonra ölüm tutanağı aile kütüğüne geçirilir, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğündeki kaydı, aile kütüğü ile bağ kurularak kapatılır” hükmüne yer verilmiştir....

          kartlılar nüfus kütüğüne kayıtlı olduğunu ileri sürerek doğum tarihinin gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini ve düzeltmenin mavi kartlılar nüfus kütüğüne tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Somut olayda, davacının talebi, gerçekte annesi olan kişi ile nüfus kayıtlarında bağ kurulmasına ilişkin olduğundan baştan beri eksik olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kayıt düzeltim davalarının nüfus idaresi yanında verilecek karardan hukuku etkilenecek kişilerin davada taraf gösterilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarındandır. Eldeki dosyada davacının annesi olduğu iddia olunan Vedide Filiz Töz'ün veraset ilamının dosyada mevcut olduğu, mirasçılarının davada yer aldıkları, bu haliyle taraf teşkilinin sağlandığı görülmüştür. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1- c maddesinde, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak “tespit davaları”na yer verilmiştir. Nüfusla ilgili tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesine karine oluşturacak ise açılabilir....

            Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, davacının kardeşi olduğu iddia edilen kişilerin nüfusa tescil suretiyle aile bağının kurulması istemi ile açılmıştır. Davacı; Elmas, İsmail ve Emrah isminde 3 kardeşinin olduğunu, yaşlarının büyük olmasına rağmen şimdiye kadar nüfus müdürlüğüne hiçbir kayıt işlemi yaptırılmadığını beyanla eldeki davayı açmıştır. Nüfus Hizmetleri Kanununun 15 maddesi ile doğumun bildirimi, 31. maddesi ile ölümün bildirimi, 33. maddesi ile ölü olduğu halde aile kütüklerinde sağ gözükenlerin nüfus kütüğüne geçirilmesi düzenlenmiştir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir. Nüfusa kayıt edilmeyen bir kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindendir....

            karar verilmesini istemiş, mahkemece 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 38/1. maddesine göre aynı Yasa'nın 7. maddesinde sayılan aile kütüklerine tescil edilmesi gereken bilgilerden dayanak belgesinde bulunduğu halde nüfus kütüklerine hatalı veya eksik olarak tescil edilen ya da hiç yazılmayan bilgiler maddi hata kapsamında değerlendirilip Genel Müdürlükçe ya da Nüfus Müdürlükleri tarafından düzeltileceği veya tamamlanacağı ve ayrıca davacının adının mahkeme kararı ile değiştirildiğinden ikinci kez düzeltme yapma olanağı bulunmadığından görevsizlik kararı verilmiştir....

              in nüfus kütüğüne kayıtlı doğum yıllarının gerçeği yansıtmadığını bildirerek düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı ... ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde çocukları ...'ın 02.11.2002, ...'in 15.06.2000 tarihlerinde doğmuş olmalarına rağmen nüfus kütüğüne doğum tarihlerini ... için 02.11.2000, ... için 15.06.2002 olarak yazıldığını ileri sürerek bu yanlışlığın düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davacı ...'in eşi ...'ın 02.11.2000 tarihinde bir kız çocuğu, 16.06.2002 günü de bir erkek çocuğu dünyaya getirdiği Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile Terme Devlet Hastanesinden gelen yazı ve raporlardan anlaşılmaktadır. Davacının çocuklarından ...'i ...'ın yerine, ...'ı da ...'...

                UYAP Entegrasyonu