Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Nüfus müdürlüğünden yapılan araştırma neticesinde tapu kayıt malikleri ...isimli kişiler ile benzer kayıt bulunduğu ve birden fazla olduğu bildirilmiştir. Tapu kaydında yazılı olan malik ismi ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişilerin bulunduğu tespit edildiğine göre; tespit edilen bu kişilerin veya mirasçılarının taşınmaz hakkında mülkiyet iddiası bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
Tapu kaydındaki kimlik bilgileri ile aynı kimlik bilgilerine sahip bu kişinin de malik olma ihtimali bulunduğundan mahkemece bu konunun araştırılması gerekirken, mülkiyet nakline yol açar şekilde istem gibi hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece, veraset ilamı ve zabıta araştırması sonucu tespit edilen ... ... ...'nın nüfus kayıtları getirtilmeli, yargılama sırasında halen sağ ise kendi, ölmüş ise mirasçıları çağrılmak suretiyle taşınmaz üzerinde hak iddia edip etmedikleri sorulmalı, mülkiyet iddiasında bulundukları takdirde dava tapu iptal ve tescil davası ile çözülebileceğinden reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu araştırmanın sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde mülkiyet nakline yol açabilecek şekilde yazılı gerekçe ile verilen karar yukarıda açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davalı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,09.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
İlçesi ... mevkii eski 46 parsel yeni 13414 ada 15 parsel sayılı taşınmazın orman idaresi lehine orman vasfı ile hazine adına tapuya tesciline ilişkin karar kesinleştiğinden mülkiyet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş olup; hüküm, davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan çalışmaya itiraz ve mülkiyet iddiasına ilişkindir. Öncelikle; davacı ... İdaresi dava dilekçesinde mülkiyet iddiasında bulunmuş ve temyiz dilekçesinde de daha önce kesinleşen mahkeme kararının infaz edilemediğinden bahisle mülkiyet iddiasını yineleyerek yeniden hüküm kurulmasını istemiştir. Mahkemece mülkiyet iddiası yönünden Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek bu yönde karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan; davacı ......
Harita ve krokiden diğer bir ifade ile mülkiyet hakkının kapsamından maksat sınır çizgileri değil haritanın gerçek ölçü değerleridir. Kayıt malikinin çap kapsamı dışında fiilen başka taşınmaz bölümlerini de kullanıyor olması, çapının dışındaki bölümlerde hak iddiasına olanak tanımaz. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesinde ise mülkiyet hakkının yatay kapsamının belirlenmesi ve taşınmazı komşu taşınmazlardan ayıran, ferdileştirilmesini sağlayan harita ve planlarda yapılan ölçü, sınırlandırma, tersimat veya hesaplama hatalarının düzeltilmesi amaçlanmıştır. Yapılacak düzeltme ile mülkiyet aktarımına neden olunmamaktadır. Kuşkusuz, mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm açılacak tapu iptali ve tescil davasıdır....
Davacılar, 1520 ve 1521 parsel sayılı taşınmazları aleyhine davalıya ait 1522 parsel lehine kurulan geçit yerinin etrafının davalı tarafından tel çitle çevrilmek suretiyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, direk ve tel örgülerin kal'ine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı, geçit yerinin kendisine ait özel yol olduğunu, davalıların kullanma haklarının bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmişlerdir. Geçit hakkı, mülkiyet hakkının kanundan doğan sınırlamaları nedeniyle kurulan zorunlu bir irtifak hakkıdır. Bu hak, aleyhine geçit tesis edilen taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını ortadan kaldırmamakta, yararlanan taşınmaz malikine geçit hakkının amacı ve belirlenen sınırları içerisinde bir yararlanma hakkı sağlamaktadır. Geçit hakkı, geçit kurulan taşınmaz bölümünü ana taşınmazdan hukuken ve fiilen ayırma anlamına gelmez....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Eldeki davada, nüfus müdürlüğünden getirtilen kayıtlar arasında, ... ve ... oğlu 1961 doğumlu ... ile ... ve ... oğlu 1946 doğumlu ... olmak üzere iki ayrı kişinin ve ... ve ... kızı 02.07.1950 doğumlu ... ile ... ve ... kızı 06.03.1968 doğumlu ... olmak üzere iki ayrı kişinin kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Tespit edilen bu kişilerin taşınmaz hakkında mülkiyet iddiası bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mülkiyet haklarının tespiti istemine ilişkindir. ... 15. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın ..., ..., 307 pafta, 1956 ada, 12 parselde kayıtlı Büyükdere caddesi 113 adresinde bulunan taşınmazın her iki bodrum katlarındaki mülkiyet haklarının tespiti davası olduğu, bu davanın 6100 sayılı HMK'nın 382. maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargı niteliğinde bir dava olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 14....
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir....
Diğer bir anlatımla, kamu yararı ile mülkiyet hakkından kısmen veya tamamen yoksun bırakılan kişinin hakkı arasında makul, kabul edilebilir, hak ve adalet dengesini sağlayacak bir oranın kurulması asıldır. Bu arada, üzerinde durulması gereken konulardan biri de; çekişme yaratılan tapu kaydına bağlanan ve böylece kişi adına mülkiyet hakkı oluşturulan kıyı kapsamındaki yere ait tapunun niteliğinin belirlenmesidir. Devlet tarafından verilen, doğru esasa ve geçerli kayda dayalı tapu ile sağlanan mülkiyet hakkına değer verileceği kuşkusuzdur. Böyle bir yer kıyı kapsamında kalmakla, temel vasfı yani kamu malı olma niteliği değişmemekle birlikte, kişinin söz konusu tapuya dayalı hakkının yukarıda ifade edildiği gibi korunması gerekeceği muhakkaktır. Aksi düşünce tarzının, devletin verdiği tapunun geçersizliğini ileri sürerek, hiçbir karşılık ödemeksizin iptalini istemesi, geçerli kayda dayalı mülkiyet hakkı ile bağdaşmayacağı gibi, devletin saygınlığını zedeler nitelikte bir tutum olacaktır....
Diğer bir anlatımla, kamu yararı ile mülkiyet hakkından kısmen veya tamamen yoksun bırakılan kişinin hakkı arasında makul, kabul edilebilir, hak ve adalet dengesini sağlayacak bir oranın kurulması asıldır. Bu arada, üzerinde durulması gereken konulardan biri de; çekişme yaratılan tapu kaydına bağlanan ve böylece kişi adına mülkiyet hakkı oluşturulan kıyı kapsamındaki yere ait tapunun niteliğinin belirlenmesidir. Devlet tarafından verilen, doğru esasa ve geçerli kayda dayalı tapu ile sağlanan mülkiyet hakkına değer verileceği kuşkusuzdur. Böyle bir yer kıyı kapsamında kalmakla, temel vasfı yani kamu malı olma niteliği değişmemekle birlikte, kişinin söz konusu tapuya dayalı hakkının yukarıda ifade edildiği gibi korunması gerekeceği muhakkaktır. Aksi düşünce tarzının, devletin verdiği tapunun geçersizliğini ileri sürerek, hiçbir karşılık ödemeksizin iptalini istemesi, geçerli kayda dayalı mülkiyet hakkı ile bağdaşmayacağı gibi, devletin saygınlığını zedeler nitelikte bir tutum olacaktır....