Taşınmazın kullanılamaması nedeniyle mülkiyet sahibinde meydana gelen mağduriyetin giderilmesi amacı ile açılan tazminat talepli bu davada, taşınmaz bedeline hükmedilebilmesi için mülkiyet bağının davanın devamı sırasında da var olması gerektiği açıktır. Uyuşmazlıkta; dava dilekçesinde davacı tarafından hem annesi olan muris … 'ın 850 metrekarelik hissesinden kendisine miras kalan hissesi için hem de kendi 637 metrekarelik hissesi için dava açtığının belirtildiği, Dairemizin 20/05/2021 tarihli ara kararı uyarınca davaya konu taşınmazın tapu kaydındaki güncel mülkiyet durumunun ilgili tapu müdürlüğünden istenilmesi üzerine, gelen tapu kaydının incelenmesinden, davacı … 'ın uyuşmazlığa konu taşınmazdaki 637 metrekarelik hissesini … tarih ve … yevmiyeli satış işlemi ile … isimli kişiye devrettiği, ancak annesinden miras kalan hisse bakımından bir devir yapıldığına dair bir bilginin olmadığı anlaşılmaktadır....
Türk Medeni Kanunu'nun 688 ve devamı maddelerinde paylı mülkiyet rejimi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; Paylı mülkiyeti Medeni Kanun 688. maddede "paylı mülkiyette birden çok kimse maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir/' ifadesi ile belirtmiştir. Paylı mülkiyete tabi şey tek bir mülkiyet konusudur, ancak, tek mülkiyet hakkı birden çok kişiye ait bulunmakta ve bu sebeple sözü geçen kişiler arasında mülkiyet hakkı dolayısıyla "paylı mülkiyet birliği" meydana gelmektedir. Tüzel kişiliği bulunmayan bu birlikte malın yönetimi konusundaki kararların nasıl alınacağı ve fiilen yönetimin nasıl icra edileceği 689. maddede gösterilmiştir. Anılan madde hükmünce, paydaşlar paylı malla ilgili olarak yapacakları yararlanma, kullanma ve yönetim sözleşmelerinin geçerliliği oybirliği ile alınacak karara bağlanmıştır. Ancak, payda şlardan her biri, çoğunluk aksine karar vermediği sürece olağan yönetim işlerini icra etmeye yetkilidirler (TMK m. 690/1)....
Tapu kaydına göre 487 ada 5 parsel sayılı taşınmaz isimleri yazılı dört kişi adına kayıtlı olmakla birlikte malikler arasında paylı mülkiyet mi yoksa elbirliği halinde mülkiyet mi olduğu kayıttan anlaşılamamaktadır. Ne var ki, paylı mülkiyet rejimine tabi ./.. 2005/1117-2006/764 -2- taşınmazda tüm paydaşlar arasında, payları karşığı intifalarına bırakılan kesimleri belirleyen kullanmaya ilişkin geçerliliği tartışılmayacak bağlayıcı bir anlaşma yoksa arzın mütemmim cüzü olan yapıda tüm paydaşların payları oranında mülkiyet hakkı bulunduğunun kabulü zorunludur. Daha açığı yıkım talebini içeren böyle bir davanın sadece yapıyı kullanan kişiye yöneltilerek görülme olanağı yoktur. Diğer yandan malikler arasında elbirliği halinde mülkiyet bulunduğu takdirde, bu tür mülkiyette mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır....
TMK'nın 652. maddesi gereğince; eşlerden birinin ölümü halinde, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebepler varsa, sağ eşin veya murisin diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Kanun, aile konutu ve ev eşyası üzerinde, sağ eşe mülkiyet veya bunun yerine intifa ya da oturma hakkının, miras hakkına mahsuben tanınabileceğini hükme bağladığına göre, özgüleme, ister mülkiyet hakkı, isterse bunun yerine intifa veya oturma hakkı tanınması şeklinde olsun, karşılıksız olmayıp, "miras hakkına mahsuben" olacaktır. Bu şekilde özgüleme o malla ilgili paylaşmanın hukuki sonuçlarını hasıl eder ve paylaşma hükmündedir. Başka bir ifade ile özgülemeye karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesiyle o mal üzerindeki birlikte mülkiyet hali sona erer....
Temyize konu istinaf kararında söz konusu marka üzerindeki mülkiyetin paylı mülkiyet (müşterek mülkiyet) olmayıp, elbirliği mülkiyeti (iştirak halinde mülkiyet) olduğundan bahisle sonuca ulaşılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, 4721 sayılı TMK 701. maddesine göre, kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir. TMK 688. maddesi uyarınca da, paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe paylar eşit sayılır. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu markanın 556 sayılı KHK hükümlerine dayalı olarak yapılan başvurusu sonucunda ...'nce sicile tescili işleminde TMK 701. maddesi anlamında kanundan veya sözleşmeden kaynaklanan bir elbirliği halinde mülkiyet durumu mevcut değildir. Bu nedenle, dava konusu marka üzerinde pay devrinden önceki malikler olan davacı ile diğer davalı E Uluslararası A.Ş....
Mahkemece, nüfus müdürlüğünden “1906 doğumlu ...”’un mirasçılarını gösteren nüfus kayıt tablosu getirtilerek mirasçıları tespit edilmeli, bu kişiler duruşmaya çağrılarak davaya konu taşınmaz hakkında mülkiyet iddiaları olup olmadığı sorulmalı, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalı, açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Taşınmaz hakkında mülkiyet iddiasında bulunulduğunda ise davanın çözümü ancak mülkiyet iddiasında bulunanların taraf olduğu tapu iptali ve tescil davası ile mümkün olabileceğinden davanın reddine karar verilmelidir....
Dava konusu her iki taşınmaz da paylı mülkiyet rejimine tabi bulunmaktadır. Türk Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Paylı mülkiyette mülkiyet hakkına sahip birden fazla kişi olmasına rağmen aslında eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı vardır. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliğini meydana getirir. Davacı adına kayıtlı 6 parsel ve davalı adına kayıtlı olan 5 parsel sayılı taşınmazda da davacı ve davalı dışında başkaca paydaşlar mevcuttur. Somut olayda, yıkım hükmü davada taraf olmayan diğer paylı maliklerin hukukunu da etkileyeceğinden, 3448 ada 5 ve 6 sayılı parsellerin davacı ve davalılar dışındaki paydaşlarının da bu davada taraf olarak yer almaları zorunludur. Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun uygulaması da açıklanan doğrultudadır....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Davacılar, dava konusu taşınmazların tapu kaydındaki murislerine ait kimlik bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmazın malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
İnşaat Yapım İşinin" dava dışı ihbar olunan .... şirketine verildiği, bu inşaatta kullanılan demir dikme direklerin, davacı tarafından yüklenici şirkete kiralandığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, davalı tarafından yüklenici ile yapılan sözleşme feshedilmesine rağmen direklerin davacıya iade edilmediği, mülkiyet hakkının esas olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından ibraz edilip, mahkemece mülkiyet belgesi ve kira sözleşmesi olarak kabul edilen .../01/2012 tarihli belge, adi yazılı olup; her zaman düzenlenebilecek nitelikte bir belge olduğu gibi; bu tutanakta, demir direklerin dava dışı ... .... ...’ya ait olduğu belirtilmiştir. Anılan tutanak, davacının mülkiyet iddiasını ispatlayacak nitelik ve geçerlilikte bir belge değildir. Bunun dışında davacı tarafından mülkiyet iddiasını kanıtlayan başka yazılı bir delilde dosyaya sunulmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava edilen taşınmazlar tapu sicilinde köy tüzel kişiliği adına mülkiyet olarak kayıtlı bulunmaktadır. Mülkiyet kaydı olan ve özel mülkiyete konu teşkil eden köy tüzel kişiliğine ait bu tür taşınmazlar orta malı sayılan taşınmazlardan değillerdir. Davacı köy davayı mülkiyet hakkına dayalı olarak açmış bulunduğundan hüküm veren mahkemenin de sıfatına göre; Uyuşmazlığın bu niteliğine göre hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil Yüksek 1.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmesine 1.6.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....