Davacı vekili 07.01.2020 tarihli davanın aydınlatılması kapsamında vermiş olduğu dilekçede ise, haczedilen traktörün tarımsal araç olması nedeniyle şikayetlerinin haczedilemezlik şikayeti ve terditli taşkın haciz şikayeti olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece haczedilemezlik şikayetinin yedi günlük şikayet süresi geçtikten sonra yapıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamı, dava dilekçesi ve davacı vekilinin 07.01.2020 tarihli dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde davanın taşkın haciz nedeniyle haczin kaldırılması istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece taşkın haciz şikayeti ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığı ve karar verilmediği anlaşıldığından, taşkın haciz şikayetinin esasının incelenmesi gerekmekte olup, aksi yönde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi'nde Markalar Kanunu'na aykırı davranmak suçundan ceza davası açıldığını, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında şikayeti haklı gösterecek emarelerin tespit edildiğini davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davalı D.. A..'nin şikayeti haksız bulunarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacının maddi tazminat isteminin ise el konulan malların davalı D.. A.. vekiline yediemin olarak teslim edildiği, davalı D.. A..'nin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi'nin 2005/1280 esas 2006/519 karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacı S.. S.. hakkında davalı D.. A..'nin şikayeti üzerine 556 sayılı Markalar Kanunu'na muhalefet suçundan ceza davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda marka ihlalinin ve markaya tecavüz suçunun sabit olmaması nedeniyle beraatine karar verildiği, katılanın temyizi üzerine Yargıtay 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kemer İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 18/09/2014 NUMARASI : 2014/139-2014/161 Alacaklı tarafından ilk takip ilamsız takip yolu ile başlatılmış olup, devamında buna bağlı olarak yapılan her türlü itiraz ve şikayeti yapılan her türlü itiraz ve şikayeti inceleme görevi Yargıtay 12. Hukuk Dairesine aittir. Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 13.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu şekilde devam edilebilecek ilk takipten feragat edilmeksizin başlatılan ikinci takip mükerrerlik oluşturacağı gibi usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil eder. " şeklinde ilk takipten feragat edilmeksizin istinaf talebinden sonra BAM tarafından kurulan hükmün ilk icra dosyasına sunulmaksızın yeniden takip başlatılmış olması ve ilk takipten feragat edilmediği anlaşıldığından mükerrerlik oluşturacağından mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Sanığın ikinci kez mükerrerlik şartlarının oluşmadığına ilişkin temyiz isteği yönünden; sanık hakkında Çeşme Asliye Ceza Mahkemesinin 15.07.2009 tarihli ve 2009/155 Esas, 2009/604 karar sayılı kararı ile "başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama" suçundan dolayı hükmolunan 3 yıl hapis ve 100,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün Yargıtay 11. Ceza Dairesinin onama kararı 31.05.2010 tarihinde kesinleştiği, önceden işlenen bu suçtan dolayı verilen hükümden sonra yasal süresi içerisinde sanığın incelemeye konu suçu işlediği ve söz konusu Çeşme Asliye Ceza Mahkemesinin 15.07.2009 tarihli hükmünde de sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulandığı anlaşılmakla; sanık hakkında ikinci kez mükerrerlik hükümlerinin uygulanmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. 2....
Borçlu hakkında devam etmekte olan bir icra takibinin mevcudiyetine rağmen, aynı alacaklının, aynı borçluya karşı, aynı alacak sebebi ile yeniden icra takibi başlatmasının usulsüz olduğuna dair iddia, takip hukukunda mükerrerlik şeklinde nitelendirilmiş olup, medeni usul hukukundaki karşılığı ise derdestliktir. 1086 sayılı HUMK’nın 187/1-4 ve 194. maddelerindeki düzenlemede derdestlik, ilk itiraz olarak nitelendirilmiş iken, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesi ile 114/1-ı maddesinde yapılan düzenleme ile dava şartı haline getirilmiştir. İİK’da derdestlik iddiasının ileri sürülme şartları yönünden bir düzenleme bulunmadığından, HMK’da dava şartı olan derdestlik, icra takibi bakımından takip şartı haline gelmiştir....
Sanık hakkında ikinci kez mükerrerlik hükümlerinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna, ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR Temyizin kapsamına göre; A....
Somut olayda, davacı taraf borcun esasına yönelik itirazı ile birlikte, faiz ve ferilerine itiraz ile mükerrerlik itirazında da bulunduğu halde, mahkemece faiz ve ferilere ilişkin herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış, mükerrerlik iddiası hakkında ise hüküm kurulmamıştır. Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, davacının faiz ve ferilerine yönelik itirazı ile mükerrerlik itirazı da incelenerek sonucuna göre hukuki değerlendirmede bulunulması gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme neticesinde hüküm tesisi cihetine gidilmesi hukuka aykırı olduğundan, davacı tarafın istinaf başvurusunun sair sebepler bu aşamada incelenmeksizin kabulü ile, HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına belirtilen eksikliğin giderilerek yargılamaya devam edilmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Davacı Hazine, Erdemli Köyü sınırları dahilinde bulunan tapuda 1802,94 metrekare olarak Hazine adına kayıtlı bulunan 111 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 479,04 m2'lik bölümünün Kiran Köyü 673 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrerlik oluşturduğundan bahisle Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işlemi neticesinde müvekkili kuruma ait olan taşınmazın yüz ölçümünün 1802,94 m2 iken 1323,90 m2 olarak düzeltildiğini öne sürerek yapılan düzeltme işleminin iptali istemi ile 3402 sayılı Yasa'nın 41. Maddesini dayanak göstererek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Mahkeme; davacıya gönderilen ödeme emrinin 01.06.2019 tarihinde "Aynı adreste birlikte daimi çalışan Müzeyyen Yetimoğlu imzasına tebliğ edildi." şerhi ile tebliğ edildiği, tebliğ işleminin TK'nın 12 ve 13.maddelerine aykırı olduğu, davacının bildirdiği öğrenme tarihinin TK'nın 32.maddesi gereğince tebliğ tarihi olarak kabulü gerektiği, mükerrerlik iddiasına konu takipteki alacak kalemlerinin davaya konu takipteki alacak kalemleri ile aynı olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 12.06.2019 olarak düzeltilmesine, sair taleplerin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin, mükerrer takip iddialarının reddine ilişkin kararının hatalı olduğunu, her iki takibin taraflarının, konusunun ve alacağın aynı olduğunu, bu nedenle bu davanın açıldığı gün davalının Bursa'daki takipten vazgeçtiğini beyanla Mahkemenin mükerrerlik iddialarının reddine ilişkin kararının kaldırılmasını talep etmiştir....