"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan babaanneleri...ın 1595 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak oğlu olan davalıya ölünceye kadar bakım akdiyle devrettiğini, murisin işlem tarihinde 82 yaşında ve akli melekelerinin zayıf olduğunu ileri sürerek, ölünceye kadar bakım akdinin muvazaa nedeniyle iptaliyle miras payları oranında tesciline olmazsa tenkise karar verilmesi isteminde bulunmuşlardır. Davalı, bakım yükümlülüğünü yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan babaları ... .....'e ait 36498 ada 2 parsel sayılı taşınmazın vekil tayin ettiği davalı oğlu Hasan tarafından düşük bedelle arkadaşı diğer davalı ...'a temlik edildiğini, mirasçılardan mal kaçırma gayesiyle murisin kandırılarak gerçekleştirilen bu satıştan haberdar olununca vesayet davası açıldığını ve murisin vesayet altına alındığını, temlik tarihinde murisin hukuki ehliyetinin bulunmadığı gibi temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup, vekalet görevinin kötüye kullunıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptaliyle mirasçılar adına tesciline olmazsa tazminat isteminde bulunmuşlar, yargılama sırasında muris muvazaası hukuksal nedenine dayandıklarını bildirmişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/2 esas, 2012/67 sayılı dosyası incelendiğinde, davalılar tarafından davacı aleyhine muris muvazaası nedeniyle tapu iptal tescil davası açıldığı, davalılarca murisin sağlığındayken dava konusu taşınmazı davacıya satış olarak göstermek suretiyle muvazaa yapıldığının iddia edildiği, mahkemece muvazaa yapıldığı benimsenerek davanın kabulüne karar verildiği ve kararın temyizde onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemesi mevcuttur. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı, evlilik birliğinin devamı sırasında satın alınan taşınmaza ziynet eşyalarının bedeli kadar katkıda bulunduğunu ve bu bedelin kendisine iade edilmediğini iddia etmektedir. Yukarıda anılan kanun hükmü gereği, davacının bu iddiasını ispat etmesi gerekmektedir....
Davalı Ertaş, yüklenici ile yapılan sözleşmenin 7. maddesine göre 1,5,7 ve 9 nolu dairelerin kendi adına tescili gerekirken sözleşmenin feshi nedeniyle davacı adına tescil edildiğini, sonrasında davacının sadece 9 nolu daireyi devrettiğini, diğer daireleri vermediğini, taahhütnamenin baskı ile imzalatıldığını belirtip davanın reddini savunmuş, diğer davalı Murat ise taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyiniyetle satın aldığını, muvazaa ididasının yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 19.12.2005 tarihinde noterde düzenlenen taahhütnamenin mülkiyet nakline esas kabul edilemeyeceği ancak edimini yerine getirmeyen davalı Ertaş'ın tazminat ile sorumlu olacağı gerekçeleri ile tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine....
Görüleceği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek, için öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Bu zenginleşme, mal varlığının artması şeklinde olabileceği gibi, azalmasının önlenmesi şeklinde de olabilir. Zenginleşmenin miktarı istenebilecek alacağın da üst sınırını oluşturur. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan, tahakkuk etmemiş veya varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hata sonucu verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 28.02.2022 tarihli ve 2016/78 Esas, 2022/113 Karar sayılı kararı ile; "... davacı tarafından davaya konu taşınmaz ve üzerindeki inşaatlar için yapılan ödemelere ilişkin dosya kapsamına bir ödeme belgesi sunulamadığı, davacının tapu iptali ve tescil, terditli olarak da sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davasının sübut bulmadığı..." gerekçesiyle "...davanın reddine..." karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda (III) numaralı bentte belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -TAZMİNAT Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil-tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanları ...’ın 725 ada 36 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümü davalı torununa satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adına tesciline, olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir....
ödenmesini ve sözleşmenin feshini talep etmiş, yargılama aşamasında tapu iptali ve tescil taleplerinden vazgeçtiklerini, tazminat talepleri yönünden karar verilmesini beyan etmiştir....
İş Mahkemesinde 2013/471 Esas sayılı maddi ve manevi tazminat davasının açıldığını, davalının dava açıp sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle davacının tazminat olarak yaptığı ödemelerin iadesi amacıyla icra takibine başladığını, yapılan ödemelerin davalının açtığı tazminat davasında öne sürdükleri mahsup taleplerinin reddedildiğini, icra takibine yapılan itirazın kaldırılması için bu davayı açtıklarını belirterek davalının Osmancık İcra Müdürlüğü'nün 2017/1218 Esas sayılı dosyasına konu icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Mahkemece; davacının mal rejiminin tasfiyesi davasında elde etmesi muhtemel alacak hakkının tahsil kabiliyetini güçlendirmek amacıyla eldeki davada tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu, ancak davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir dava açmadığı, öte yandan davanın açılabileceği böyle bir davada aynî değil şahsî sonuç doğuran bir alacak hakkı elde edilebileceği ve üçüncü kişi konumundaki davalı ...’e karşı ayni hak değil, alacak hakkı isteminde bulunabileceği gerekçesiyle, davacının eldeki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Dava, 6098 sayılı Kanun’un 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....