Bu gerekçeyle tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. Mahkemenin kararına yaptığı gerekçe ise dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Yapılan nitelendirme yanılgıya dayalıdır. Bundan ayrı davacı vekili, terditli olarak davasını açmıştır. Tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde taşınmaz üzerine diktiği ağaçların bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur. Davacının tapu iptali ve tescil isteği açıklanan gerekçeyle yerinde bulunmadığına göre, ağaçların bedeli olarak istenen tazminat konusunun iddia ve savunma doğrultusunda toplanacak deliller çerçevesinde mahkemece değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde bulunmaktadır....
HMK.nun 303/1 maddesinde "Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, taraflar arasındaki Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/417 E., 2010/539 K. sayılı kararında taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil, mümkün olmaz ise, tapu iptali ve tescil talep edilen dairelerin bilirkişi tarafından belirlenecek değerine göre tazminatın tahsili talep edilmiş olup, iş bu davada ise davacının arsa, işçilik ile inşaatın yapımında kullandığı malzemeler için ve SGK, Belediye ve Vergi Daireleri nezdinde harcadığı paraların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talep edilmiştir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteğine ilişkindir....
Şirketinden harici sözleşme ile satın aldığını, tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen tapusunu alamadığı gibi davalı arsa maliki ... ...’nın muvazaalı olarak dairenin tapusunu diğer davalı ...’e temlik ettiğini belirterek tapu kaydının iptali ile 11 no'lu bağımsız bölümün adına tescilini olmaz ise daire bedelinin yükleniciden tahsilini talep etmiştir. Dava açıldıktan ve ihtiyati tedbir kararı tapuya şerh edilmeden önce ... ...’in tapuyu ...’a devretmesi üzerine davacı yeni malike karşı ayrı dava açmış ve eldeki dava ile birleştirilmiştir. Yapılan yargılama sonunda davacının muvazaa iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat davasının kabulüne dair verilen karar Dairemizce özetle “…arsa maliki tarafından ...’e ve onun tarafından da ...’a yapılan devirlerin muvazaalı olduğu, tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerektiği” gerekçesi ile bozulmuştur....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan ...’ın dava konusu 112 ada 104 ve 105 parsel sayılı taşınmazlardaki eşi Kemal’den intikalen gelen miras paylarını 16.10.1997 tarihinde davalı kızı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, 105 sayılı parsel üzerinde kat irtifakı tesisi ile 5 ve 8 no’lu meskenler ile bir işyerinin davalı adına tescil edildiğini, iş yerinin 3. kişiye satıldığını, mirasbırakan tarafından yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, satış gerçek olsa dahi saklı paylarına da tecavüz edildiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa tenkisini istemişlerdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Zilyetliğe Dayalı (Harici sözleşme) Tapu İptali ve Tescil, olmadığı takdirde tazminat ve sözleşme uyarınca elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafından davalı aleyhine dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle Karaisalı ilçesi, Karapınar Mahallesi, 397 ada, 5 parsel ile ilgili tapu iptali tescil, olmaz ise tazminat istemine ilişkin dava açıldığı, yine davalısının müdahalesinin men-i ile taşınmazın davacıya tesliminin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda; dairemizin kaldırma kararı da göz önüne alınarak tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli talep olan tazminat talebinin kabulüne karar verildiği, verilen kararın davalı tarafından istinafa taşındığı görülmüştür....
aleyhine18.05.2005 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin masrafı olmadığından reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, davacı koca tarafından evlilik birliği içerisinde edinilen ve edinme tarihinde davalı eş ... adına tescili yapılan 1172 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın zemin katına ilişkin arsa payının yarısının iptali istemi ile açılmıştır. Davalılardan Nazife ise diğer davalı ...'nin kızkardeşi olup, ona yapılan 04.10.2004 günlü satışında muvazaa ile illetli olduğu ileri sürülmüştür. Davalı ...'...
Dava, davalıların murisi ile davacı arasında ki 16.08.2005 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi ile davalıların murisi tarafından davacıya devredilen tapu kaydının, daha önce açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda, “temlik tarihinde davalının hukuki ehliyete haiz olmadığı” gerekçesiyle iptali ile davalı adına tesciline karar verilmiş olması nedeniyle, davalının sebepsiz zenginleşmesine dayanılarak açılan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece; taşınmazın davacıya, davalıların murisi tarafından satıldığı resmi akit tablosundaki değer esas alınarak 31.091,73TL’nin ödetilmesine karar verilmişse de, taraflar arasındaki satım akdi, temlik tarihinde davalının hukuki ehliyete haiz olmaması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 15. maddesi ile Borçlar Kanununun 19-20. maddeleri ve 28.07.1941 gün ve 4/21 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, mutlak butlanla batıl olduğundan, baştan beri geçersizdir....
Bu nedenle davacılar tarafından dava konusu yere ilişkin açılan tapu iptal ve tescil kararının taraflara tebliğ edildiği,kararın 22/04/1999 tarihinde kesinleştiği,ancak tapuda kararın infaz edilmediği görülmekle,taşınmazın aynına ilişkin tapu iptal ve tescil hükmünün İİK 39/1.madde kapsamında zamanaşımına uğramadığı kabul edilmekle,davalıların aynı yer için kamulaştırmasız el atmaya yönelik açtıkları davada tapu iptal ve tescil kararı tapuda infaz edilmediğinden bahisle kamulaştırmasız el atma bedellerinin tamamının İski'den tahsili sonrası davalıların mahkeme kararı ile belirlenen tapu iptal ve tescile konu kesinleşen karardaki davacı hisse miktarlarına isabet eden kısım kadar sebepsiz zenginleştikleri kabul edilmelidir. Bu nedenle mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur....
T2 29/01/2020 tarihli dilekçesi ile ihtiyati haciz talebinde bulunduğu görülmekle, Dosyanın tetkikinde, davacının TMK'nın 723. ve 729. maddelerine dayalı olarak sebepsiz zenginleşme nedeniyle ağaçların ve sulama sisteminin bedelinin tahsili amaçlı ilamsız icra takibi yaptığı, takibe itiraz edilmesi üzerine, iş bu dosyamızdan itirazın iptali davasını açtığı görülmüştür. Tapu iptali ve tescil kararının kesinleşmesi üzerine, arazi üzerindeki ağaçlar ve fidanlar yönünden davalı aleyhine sebepsiz zenginleşme ihtimali doğmakta ise de TMK'nın 723. ve 729. maddelerine göre, davacının iyiniyetli olup olmaması doğrultusunda istenebilecek miktarın değişiklik göstereceği aşikardır. İyi niyetli olunması halinde muhik bir tazminat belirlenmesi gerekirken, iyi niyetli olunmaması halinde ise asgari levazım bedeli belirlenecektir. Davacı taraf ise ağaçların ve sulama sisteminin tamamının gerçek değerini talep etmektedir....