WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2013/2918 esas sayılı icra takibinin muvazaa nedeni ile iptali ile müvekkil bankaya ait ve maaş haczinde 2. sırada bulunan dosyalarının 1. sıraya konulmasına, karar tarihinden itibaren haciz kesintilerinin 1. sıra olarak Mersin 5. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4471 esas sayılı dosyasına ödenmesine karar verilmesini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının muvazaa nedeniyle takibin iptaline yönelik tasarrufun iptali davasının konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına yönelik karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. Mahkemece ilk verilen ara kararın istinaf sonrası dosya gerekli inceleme için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'ne gönderildiği, ilgili dairenin 06/06/2018 tarih, 2018/540 Esas, 2018/417 Karar sayılı ilamı ile TBK.nın 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal dava ile ilgili istinaf inceleme görevinin 3....

Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir. Hemen belirtmek gerekir ki; ihtiyati tedbir talebini inceleyen hakimin davanın esası hakkındaki hükmünü peşinen ihdas ettiğinden söz edilemez. İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak (kanunen gerektiği için) açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir....

Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

Somut olayda, ilk derece mahkemesi tarafından dava konusu taşınmaz üzerine HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulduğu, davalı tarafın tedbirin kaldırılması talebinin reddedildiği, HMK' nın 389 ve devamı maddeleri kapsamında taşınmazın aynına ilişkin açılan iş bu davada ihtiyati tedbir koşullarının bulunduğu, ihtiyati tedbirin kaldırılması halinde davanın konusuz kalabileceği, bu sebeple ilk derece mahkemesince davacıların ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak tedbir kararının teminatsız olarak verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır....

Muvazaa iddiasının değerlendirilmesiyle, ilgili tesisatta, önceki abonelerle iş kolunun ve iş yerinin aynı olması hususları muvazaa bulunduğunun kabulüne yeterli olmadığı gibi, dosyadaki bilgi ve belgelerin, davacı ile önceki aboneler/kiraya veren arasında organik bağ ve dolayısı ile muvazaa bulunduğunu ispata yeterli bulunmadığı, bu sebeplerle, mahkemenin muvazaanın isbatlandığına ilişkin tesbit ve gerekçesinin hatalı bulunduğu sonucuna varılmıştır. Mahkemece alınan elektrik mühendisi bilirkişi raporunda, bilirkişi tarafından mevzuata göre sözleşme yapılması gerektiği bildirilmiş, maddi tazminat talebi hakkında görüş bildirilmemiştir. Dosyada maddi tazminat yönünden bilirkişi raporu alınmamış, davacının maddi zararı olup olmadığı tespit edilmemiştir....

    Muvazaa iddiasının değerlendirilmesiyle, ilgili tesisatta, önceki abonelerle iş kolunun ve iş yerinin aynı olması hususları muvazaa bulunduğunun kabulüne yeterli olmadığı gibi, dosyadaki bilgi ve belgelerin, davacı ile önceki aboneler/kiraya veren arasında organik bağ ve dolayısı ile muvazaa bulunduğunu ispata yeterli bulunmadığı, bu sebeplerle, mahkemenin muvazaanın isbatlandığına ilişkin tesbit ve gerekçesinin hatalı bulunduğu sonucuna varılmıştır. Mahkemece alınan elektrik mühendisi bilirkişi raporunda, bilirkişi tarafından mevzuata göre sözleşme yapılması gerektiği bildirilmiş, maddi tazminat talebi hakkında görüş bildirilmemiştir. Dosyada maddi tazminat yönünden bilirkişi raporu alınmamış, davacının maddi zararı olup olmadığı tespit edilmemiştir....

      Dava konusunun aynı ile ilgili olmayan durumda bu malların üçüncü kişilere devir ve temlikini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmediği için ihtiyati tedbir talebini aslında ihtiyati haciz mahiyetinde sayıldığı ve hüküm kesinleşinceye kadar bir sınırlama yapılmaması gerektiği şeklinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarafından istikrarlı bir uygulaması mevcuttur. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu talebin ihtiyati haciz olarak (İİK 281) değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında (ve muvazaa) ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekir. İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır....

      Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

        İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar.Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü ve ya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir . HMK'nın 390/3 maddesinde, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." Aynı kanunun 392/1. maddesinde, "İhtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

          TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz....

          UYAP Entegrasyonu