Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir. Hemen belirtmek gerekir ki; ihtiyati tedbir talebini inceleyen hakimin davanın esası hakkındaki hükmünü peşinen ihdas ettiğinden söz edilemez. İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak (kanunen gerektiği için) açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir....

Esas sayılı dosyasındaki muvazaa iddiası açısından tefrik edilerek, dosyamızın Mahkememizin ...Esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır. Mahkememizin .. esas sayılı dosyada birinci dava, 29.03.1989 tarihli hisse devir sözleşmesi, satış sözleşmesi kurucu unsurlarından olan satış bedelini barındırmadığından geçersiz olduğu iddiası iken ikinci dava konusu ise 29.03.1989 tarihli hisse devir sözleşmesi, kurucu unsurları taşıdığı kabul edilse bile hisselerin aslında satılmadığı bağışladığı iddiasına dayalı muvazaa davası olup, muvazaa davası tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilmiştir. 29.03.1989 tarihli hisse devir sözleşmesi, satış sözleşmesi kurucu unsurlarından olan satış bedelini barındırmadığından geçersiz olduğu iddiası açısından mahkememizin görevli olduğunda şüphe bulunmamaktadır. Muris muvazaası nedeniyle şirket hisse devrinin iptalinde görevli mahkemenin ticaret mi asliye hukuk mu olduğu konusunda Yargıtay 11....

    İcra Müdürlüğü'nün 2013/2918 esas sayılı icra takibinin muvazaa nedeni ile iptali ile müvekkil bankaya ait ve maaş haczinde 2. sırada bulunan dosyalarının 1. sıraya konulmasına, karar tarihinden itibaren haciz kesintilerinin 1. sıra olarak Mersin 5. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4471 esas sayılı dosyasına ödenmesine karar verilmesini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının muvazaa nedeniyle takibin iptaline yönelik tasarrufun iptali davasının konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına yönelik karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. Mahkemece ilk verilen ara kararın istinaf sonrası dosya gerekli inceleme için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'ne gönderildiği, ilgili dairenin 06/06/2018 tarih, 2018/540 Esas, 2018/417 Karar sayılı ilamı ile TBK.nın 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal dava ile ilgili istinaf inceleme görevinin 3....

    Muvazaa iddiasının değerlendirilmesiyle, ilgili tesisatta, önceki abonelerle iş kolunun ve iş yerinin aynı olması hususları muvazaa bulunduğunun kabulüne yeterli olmadığı gibi, dosyadaki bilgi ve belgelerin, davacı ile önceki aboneler/kiraya veren arasında organik bağ ve dolayısı ile muvazaa bulunduğunu ispata yeterli bulunmadığı, bu sebeplerle, mahkemenin muvazaanın isbatlandığına ilişkin tesbit ve gerekçesinin hatalı bulunduğu sonucuna varılmıştır. Mahkemece alınan elektrik mühendisi bilirkişi raporunda, bilirkişi tarafından mevzuata göre sözleşme yapılması gerektiği bildirilmiş, maddi tazminat talebi hakkında görüş bildirilmemiştir. Dosyada maddi tazminat yönünden bilirkişi raporu alınmamış, davacının maddi zararı olup olmadığı tespit edilmemiştir....

      Muvazaa iddiasının değerlendirilmesiyle, ilgili tesisatta, önceki abonelerle iş kolunun ve iş yerinin aynı olması hususları muvazaa bulunduğunun kabulüne yeterli olmadığı gibi, dosyadaki bilgi ve belgelerin, davacı ile önceki aboneler/kiraya veren arasında organik bağ ve dolayısı ile muvazaa bulunduğunu ispata yeterli bulunmadığı, bu sebeplerle, mahkemenin muvazaanın isbatlandığına ilişkin tesbit ve gerekçesinin hatalı bulunduğu sonucuna varılmıştır. Mahkemece alınan elektrik mühendisi bilirkişi raporunda, bilirkişi tarafından mevzuata göre sözleşme yapılması gerektiği bildirilmiş, maddi tazminat talebi hakkında görüş bildirilmemiştir. Dosyada maddi tazminat yönünden bilirkişi raporu alınmamış, davacının maddi zararı olup olmadığı tespit edilmemiştir....

        İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar.Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü ve ya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir . HMK'nın 390/3 maddesinde, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." Aynı kanunun 392/1. maddesinde, "İhtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

          Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

          İhtiyati tedbir 6100 sayılı HMK nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup anılan düzenlemede açıkça mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir denilerek tedbirin verilmesi için gerekli şartlar sayılmıştır. Dava konusu olayda da tedbir istenen yerin konut olması sebebiyle elektrik enerjisi verilmemesi halinde telafisi imkansız zarar meydana gelebilecektir. Bu durum "gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebilir" kriterine uygun olmakla, somut olayda HMK'nun 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilmesi şartlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır....

          Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

            Dava konusunun aynı ile ilgili olmayan durumda bu malların üçüncü kişilere devir ve temlikini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmediği için ihtiyati tedbir talebini aslında ihtiyati haciz mahiyetinde sayıldığı ve hüküm kesinleşinceye kadar bir sınırlama yapılmaması gerektiği şeklinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarafından istikrarlı bir uygulaması mevcuttur. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu talebin ihtiyati haciz olarak (İİK 281) değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında (ve muvazaa) ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekir. İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır....

            UYAP Entegrasyonu