WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olup, borçlu sanık ...’ın kendisine ait iki taşınmazı alacaklıyı zarara uğratmak kastiyle 07.04.2008 tarihinde diğer sanık ...’e sattığının iddia edilmesine, takip dosyasında alacaklının alacağın tahsiline yönelik işlemleri yapmasına rağmen alacağını alamadığının anlaşılması karşısında, mahkemece taşınmaz satışına ilişkin tüm bilgi ve belgeler getirtilerek, ayrıca şikayete konu taşınmazların satış tarihindeki gerçek değerleri ile taşınmazı satan sanık ile satın alan diğer sanık arasında bir yakınlık bulunup bulunmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri yerine, eksik inceleme ile sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi isabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 31.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Müdürlüğünün 2005/2813 sayılı takip dosyasının içerisinde, sanık adına kayıtlı Kadıköy 3. bölge, 3155 ada 137 parselde kayıtlı taşınmazının bulunduğunun anlaşılmasına ve sanığın halen ticaretine devam etmesine ve alacaklı tarafça alacağın tahsiline yönelik işlem yapılmadığı dolayısıyla alacaklının alacağını alamadığı ispatlanamadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK 366. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak ONANMASINA, 28.09.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın dava konusu şeyin aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, maaş haczine ilişkin yapılan sıra cetvelinde davalı alacaklının muvazaalı takibin iptalini, maaş haczi sebebiyle ... 12. İcra Müdürlüğünün 2014/2163 Esas sayılı takip dosyalarının ilk sıraya alınmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamından; ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu alacağın gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı vekili müvekkilinin alacağı ... 1. Noterliğinin 3.11.2008 gün ve 18873 yevmiye sayılı temliknamesi ile devraldığını, muvazaa iddiasının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, alacağın nakden kayıtlı bonoya dayandığını ve icra takibinin davacı yanca girişilen takip tarihinden önce olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ispat yükü üzerinde olan davalının alacağının varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          TBK madde 19 uyarınca açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasında borçlunun acz halinde bulunup bulunmamasının da bir önemi olmadığı anlaşılmakla, alacağın temliki sözleşmesi uyarınca Yeşilhisar İcra Müdürlüğünün 31/10/2019 tarihli yazısı ile 2011/214 esas sayılı takip dosyasında davacı alacaklının alacağının dava tarihi itibarı ile 18.476,41- TL olduğu anlaşıldığından iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek davanın kısmen kabulü İle ; Yeşilhisar İcra Müdürlüğünün 2010/328 Esas sayılı takip dosyası üzerinden davalılardan T5 Yeşilhisar İcra Müdürlüğü'nün 2010/328 E sayılı dosyasındaki alacağını diğer davalı Latif Değinmenci'ye temlikine esas 12/04/2010 tarihli alacağın temlikini içeren işlemin; davacının Yeşilhisar İcra Müdürlüğünün 2011/214 esas sayılı takip dosyasındaki dava tarihindeki asıl alacak ve ferileri olan 18.476,41- TL ile sınırlı olarak iptaline , davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir....

          Davalılar vekili, davanın süresinde olmadığını, kıymet takdirinden itibaren 7 gün ve muvazaa iddiası için belirlenen 1 yıldan sonra açıldığını, müvekkillerinin borçluya avukatlık hizmeti sunduklarını ancak ücretlerini alamadıklarını, davacının hacizlerinin önceki tarihli olduğunu ancak ihmali nedeniyle bunların düştüğünü, borçlunun müvekkillerini baroya şikayet ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasının kanıtlanmadığı, davalıların vekaletnameye ve ücret sözleşmesine dayandığı ve hizmetin verildiğinin sabit olduğu, davacının sıraya yönelik itirazlarının da dayanaksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            Bir başka söyleyişle muvazaa “açıklanan beyanlarının gerçek maksatlarına uymadıklarını bildikleri hâlde, tarafların kastettikleri durumdan başka bir ilişkide kendilerini anlaşmış gibi göstermeleri hâli (07.10.1953 tarihli, 8/7 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı), tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla kendi gerçek iradelerine uymayan haksız eylem niteliğinde anlaşmalarıdır." Muvazaalı bir hukuki işlemden bahsedebilmek için; a) Tarafların iradeleri ile beyanları arasında isteyerek yaratılmış bir uygunsuzluk, b) Üçüncü kişileri aldatmak (muvazaa) niyeti, c) Taraflar arasında gizli işlemi yaratan muvazaa sözleşmesi bulunmalıdır. Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar....

              Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2. maddesi kıyasen uygulanarak yapılan kesintilerinin davacının alacak ve ferilerini geçmeyecek biçimde öncelikli ödenmesi gerekir. Bilindiği üzere, muvazaa, kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanabilir. Muvazaada taraflar üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak için anlaşarak bazan aslında bir sözleşme yapma iradesi taşımadıkları halde görünüşte bir sözleşme yapmaktadırlar (mutlak muvazaa). Veya gerçek iradelerine uygun olarak yaptıkları sözleşmeyi iradelerine uymayan görünüşteki bir sözleşme ile gizlemektedirler ( nisbi muvazaa)....

              E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı T4 tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Dava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş biçimi ve açıklamalara göre, davanın niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Uygulamada anılan sözleşmeler gerek özü, gerekse işleyişi açısından, genelde muvazaa, özelde ise nam-ı müstear olarak nitelendirilmektedir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

              UYAP Entegrasyonu