Somut olaya gelince, murisin vefatından sonra mirasçı T3 tarafından diğer mirasçılar T3 ve T4 aleyhine Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/94 Esasında kayıtlı dava mirasta iade, bunun mümkün olmaması halinde vekalet görevinin kötüye kullanma dolayısıyla alacak istemine ilişkindir. Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, murisin vefatından sonra taşınır-taşınmaz mal varlıkları mirasçılar arasında iştirak halinde mülkiyete tabi olduğundan, bunların yönetimi, kiralanması, değerlendirilmesi ve diğer işlemlerin yapılması için elbirliği ile hareket edilmesi zorunlu olduğu, davacıların elbirliği halindeki mülkiyetin devamınca tereke tasfiye edilinceye kadar terekeye temsilci atanması taleplerinde hukuki yararın bulunduğu, eldeki davanın bir kısım mirasçılar arasında görülen terekeye iade istemli davada verilen süreye istinaden açıldığı gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Sebepsiz zenginleşme kurumunun amacı, haksız değer kaymalarının önlenmesi olup, tam bir eski hale getirme özelliği taşımaktadır.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene "ya da" borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli temel özelliği ise, "şahsilik" prensibidir. Buna göre, kime karşı zengileşme olduysa ona karşı talepte bulunulması gerekmektedir....
Davalılar, 1. katın tamamını ortak murisin yaptırdığını, baba vefat edince 1. kattaki eve anneleri, teyzeleri ve davacının taşındığını, davacının evlendikten sonra da davalıların rızasını almadan 2. kattaki dairede yaşadığını, yaşadığı bu yerde boya badana onarım yaptırdığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 69.520,00-TL'nin dava açılma tarihi olan 16/02/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir . Türk Borçlar Kanunu'nun 77. ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkisinden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve mirasçıların payları oranında tescili taleplerine ilişkindir. Dava dilekçesinin içeriği ve davacı vekilinin 16/07/2021 tarihli tam ıslah dilekçesinden iddianın ileri sürülüş biçimi ile ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanıldığı ve mirasçılara payları oranında tescilinin talep edildiği anlaşılmaktadır....
Bu bakımından iadeye karar verilirken satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve o şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iadesi dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iade direnmelerine neden olacaktır. Ancak burada denkleştirme yapılırken bir hususa daha dikkat edilmelidir. İade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilemeyeceğini öğrendiği tarihide iade kapsamını tesbitte önemli olduğu unutulmamalıdır. Zira geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı zararının artmasına kendisi sebep olacağından bu artan zararını iade borçlusundan istememelidir....
Aksi takdirde, kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır. Ancak, burada denkleştirme yapılırken, iade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihe dikkat edilmelidir. Zira geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı, zararının artmasına kendisi sebep olacağından bu artan zararını iade borçlusundan istenememelidir. Somut olayda, davacı tarafından davanın gerçek değerinin belirlenmesinden sonra yapacakları ıslahla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 33.000,00 TL maddi tazminatın taşınmaz satış sözleşmesi tarihinden başlayarak hesaplanacak ticari faizi ile tahsili talep edildiğine göre; bu talebin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ve denkleştirici adalet ilkesinin esas alınması suretiyle tahsili talebine ilişkin olduğu kabul edilmelidir....
Sebepsiz zenginleşmede de iade borcu para borcu şeklinde ise, iade isteminde bulunulmasından itibaren temerrüt faizi işleyebilecektir. Nitekim, sebepsiz zenginleşen ister iyi niyetli ister kötü niyetli olsun kendisinden iade talep edilmeden önce, temerrüde düşmüş sayılması mümkün değildir. (M.Turgut Öz, Öğreti Ve Uygulamada Sebepsiz Zenginleşme, İstanbul-1990, s.175 vd.). Davalının sebepsiz zenginleşmeyi davacının ihtar yazısıyla öğrendiği gözetilerek ihtar yazısının tebliğinden itibaren verilen yedi gün sonra 10.06.2010 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır....
Birleşen dava davacısı Fatih Taner vekili, murislerinin ölümünden 7 gün önce 45.009.177.294 TL.tutarındaki hazine bonosunu davalı Zuhal'e devrettiğini, bunun murisi kandırarak yapılan bir kazanım olduğunu, murisin baskı altında bu parayı kızına verdiğini bunun da davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, bu yüzden davalının aldığını terekeye iade etmek zorunda bulunduğunu belirterek 45.009.177.294 TL.karşılıksız kazandırmanın terekeye iade edilmesini , mümkün olmadığı taktirde davacının payına düşen 15.003.059.059 liranın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Görüleceği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. 23. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade borcunun kapsamı ve yapılmış olan giderlerden hangilerinin geri istenebileceği zenginleşen kimsenin iyiniyetli ya da kötüniyetli oluşuna göre farklılık göstermekte ise de, geri alma hak ve borcunun doğumu için öncelikle malvarlıklarında birinin yararına diğerinin ise zararına olmak üzere karşılıklı zenginleşme ve fakirleşme olgusunun gerçekleşmesi aranır....
Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının reddine HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 15.01.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dava TMK 589. maddesine dayanılarak açılmış terekenin tespiti ve korunması istemine ilişkindir. Miras bırakının eşi ve kızı olan davacılar murisin annesi ve ablası olan davalılarda bulunan ve murisin kanser hastalığı nedeniyle kemoterapi görmeden önce keserek kendilerine verdiği saçının ve konuşamadığı dönemlerde isteklerini yazdığı defter ile aile albümünün tespiti ile koruma önlemi alınmasını istemişlerdir....