Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hastanesi'ne “ bir haftadır öksürük, balgam, halsizlik, 2 gündür 40 derece ateş ” şikayetleri ile başvurduğu, hastane tarafından H1N1 ( domuz gribi ), pnömani ( zatürre ) ve ARDS ( akut solunum sıkıntısı sendromu ) tanısıyla tedavi altına alındığı, on gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 26.12.2009 tarihinde vefat ettiği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişi tarafından düzenlenen raporda; murisin 15.12.2009 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun, ancak 26.12.2009 tarihinde vefat etmesi sonucu hastane raporunda ölüm tanısı olarak H1N1 ( domuz gribi ) pnömoni,akut böbrek yetmezliği...belirtilmesi nedeni ile ölümünün geçirmiş olduğu iş kazası ile ilişkilendirilemeyeceğinin belirtildiği, Adli Tıp Kurumu ......

    Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı gayrimenkul, menkul ve araç olup olmadığı yeterince araştırılmamış muris adına kayıtlı taşınmazların ve aracın değeri bilirkişiye hesaplattırılarak terekenin aktifi ile murisin ölüm tarihi itibariyle borç miktarının araştırılmadığı görülmektedir....

      Bu bakımdan Mahkemenin murisin tüm çocuklarının Müslüm kızı İslim'den olduğu, aksinin kanıtlanamadığına yönelik kabulü doğru değildir. Kaldı ki 30.03.1936 tarihli Ziraat Bankasında düzenlenen müteselsil borç kefalet senedinde ise murisin mirasçıları sıfatıyla kızları Cemile ve İslim ile birlikte murisin karısı İslim'in muris Haci İsa'nın Ziraat Bankasına olan borcundan dolayı hisselerine düşen kısma mukabil ve bankaya olan borca vermek şartıyla diğer hissedarlar Ali, Hüseyin, Sıddık'a terk ve temlik ettiklerini beyan ederek imza attıkları görülmüştür. Yine iptali istenen 19....

        Her ne kadar murisin doğrudan ölüm nedeni prostat kanseri değil, akciğer kanseri ise de; ölüm sebebi olarak bildirilen akciğer kanserinin de metastatik olduğu belirtilmiştir. Muris ile davalı arasında düzenlenen sigorta poliçesinde poliçe tanziminden önce kanser hastası olmadığı muris tarafından beyan edildiğine göre ve tüm dosya kapsamından sigortalı murisin poliçe tanzim tarihinden önce prostat kanseri olduğu ve sigortalı muris tarafından kendisinde var olan prostat kanseri sigortacıya bildirilmediğine göre sigortalı murisin doğru beyan yükümlülüğüne uymadığı anlaşılmaktadır....

          ------- bizzat müteveffa tarafından imzalandığını, müteveffanın ölüm nedeninin ise 7 yıl önceki geçirdiği ameliyat nedeniyle kullandığı ilaçların sebebiyet verdiği beyin kanaması olduğunu, bu nedenlerle görev ve yetki itirazlarının kabulüne, davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda gerekli tüm kuruluşlara murisin ölüm tarihi itibarıyla aktif ve pasifini belirler şekilde müzekkereler yazılmalı, başka alacaklıların çıkması halinde bu alacaklılar mahkeme tarafından resen davaya dahil edilmelidir. Murisin borçlarının kaynağı ve sebebi sorulmamıştır. Şayet bu borç bir ticari ya da adi şirketten kaynaklanmış ise murisin bu şirketteki hissesi, şirketin malvarlığının tespiti, bu nedenle şirkete ait ticari defter ve bilançoların da tetkiki ve şirketin malvarlığının da tespiti gerekecektir....

            ın SGK’ya 13.10.2009-23.06.2011 tarihleri arasında eksik bildirilen 119 günlük sigortalılığının tespiti ile murisin ölüm tarihi olan 06.09.2011 tarihini takip eden aybaşı olan 01.10.2011 tarihinden itibaren davacılara ölüm aylığının bağlanmasına, ölüm aylığının başlangıç tarihi olan 01.10.2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. II-CEVAP Davalı Kurum, kurum işlemlerinin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....

              Toplanan delillerden davacının annesi tarafından 15.07.2004 tarihinde açılan çocuk mallarının korunması davasında davalının velayeti kötüye kullandığı tespit edilmiş ve bu karar 13.05.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı kesinleşen bu dava ile temerrüde düşürülmüştür. Açıklanan sebeple faizin murisin ölüm tarihinden itibaren başlatılması doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün; faizin başlangıç tarihine ilişkin bu bölümünün düzeltilmesi suretiyle onanması gerekmiştir....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davanın taraflarına usulüne uygun olarak karar tebliğinin gerçekleştirildiği, süresinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, davacı tarafından ibraz edilen başvuru dilekçesi ile özetle; babasının Hasan olduğunu, muris dedesinin babasının babası olduğunu, her nasılsa murisin ölüm tarihinin kayıtlara geçmediğini, buna rağmen mahkemece eksik inceleme yapıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. DELİLLER : 6100 sayılı HMK ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece; murisin ölüm tarihi tespit edilemediğinden talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir....

                Davacılar vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalının icra inkar tazminat yönünden istinaf taleplerinin hukuki geçerliliği ve gerekçesinin olmadığını, davalının, murisin banka hesabından (murisin ölümünün ertesi günü) ne kadar para çektiğini ve bu paranın ne kadarının murisin diğer yasal mirasçılarına ait olduğunu gayet iyi bildiğini, murisin banka hesabından çekilen dava konusu paranın banka kayıtlarıyla sabit olduğunu, bu nedenle dava konusu paranın likit olduğunun da sabit olduğunu, davalının haksız olarak ele geçirdiği dava konusu parayı eski ve hukuken geçersiz vekaletnamesiyle, Hasan Hüseyin ÖZCAN'a ait banka hesaplarından çektiğini, davalının söz konusu hesaplardan para çekme yetkisinin olmadığını, davalının söz konusu para çekme işlemlerinin tamamı, hukuken geçersiz olan vekaletnameye dayanılarak, murisin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla kötüniyetli olarak yapıldığını, zira davalının tüm işlemleri murisin ölümünün hemen ertesi...

                UYAP Entegrasyonu