O halde bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir. Somut olayda, ... Turizm Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şti.'...
Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, ... müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda, mahkemece yeterince araştırma yapılmadığı, terekenin aktif ve pasifi belirlenirken ölüm tarihinin esas alınmadığı, davacı vekilinin 23.03.2015 tarihli dilekçesinde belirttiği ... 5. İcra Dairesi'nin 2014/6005, ... İcra Dairesi'nin 2010/335, ... 24. İcra Dairesi'nin 2009/14512 sayılı dosyalarının ilgili birimlerden getirtilmediği anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı murisi Mevlüt Küçük'ün 18/12/2016 tarihinde 83 yaşında vefat ettiği, en son maluliyet oranının % 93,84 olduğu, ancak SGK Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ve Yüksek Sağlık Kurulu raporları ile kişinin ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığının tespit edildiği, Adli Tıp İhtisas Kurulu ve Üst Kurulu raporlarında ise; kişinin ölüm sebebi ve mekanizmasının tespit edilemediğinin belirlendiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça murisin ölümünün meslek hastalığı sonucu olduğuna ilişkin aksi yönde herhangi bir delil de sunulmayarak bu husus ispat edilemediğinden emsal Yargıtay 21. HD ilamları doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....
Kabule göre de; mahkemece veraset ve intikal vergisi verilip verilmediğinin araştırılmadığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22/7/1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmü de nazara alınarak Yargıtay ve Dairemizin konu ile ilgili içtihatları uyarınca inceleme yapılması gerektiği, murisin 31/12/2002- 16/07/2003 tarihleri arasında şirket ortağı ve müdürü olduğu Gündoğdu Gıda Sebze ve Meyve Limited Şirketinin murisin ölüm tarihinden şirketin terkin tarihi arasındaki süreçte şirketin faaliyetine devam edip etmediği ve şirket tarafından davacı mirasçılara yapılan bir ödeme veya mirasçıların şirketin faaliyetine katılma, borçlarını ödeme, pay intikali gibi tasarruflarının bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiği düşünülmemiş, murisin ölüm tarihi itibariyle malvarlığının aktif ve pasifinin net olarak tespiti gerektiğinden eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi hatalı olmuştur....
Noterliğinin 25/07/2018 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sigorta teminat bedelinin ödenmesi istenmişse de davalı tarafça ödeme yapılmadığını; TTK'nun 1503. maddesinin "Sigortalı yenilemeler de dahil olmak en az üç yıldan beri devam eden ölüm ihtimaline karşı yapılan sözleşmede bu süre geçtikten sonra intihar ederse veya intihara teşebbüs sonucu ölürse sigortacı sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür." hükmünü içerdiğini; ilk sigorta poliçesinin başlangıç tarihinin 28/08/2013 olduğunu; müvekkil vefat ettiğinde 3 yıllık süre dolduğu için her durumda davalının ödeme yapmak zorunda olduğunu; ödeme yapılmaması nedeniyle müvekkillerinin murisin kredi borcunu ödeyebilmek için murisin taksisini satmak durumunda kaldıklarını ve dain mürtehin banka ile kredi kooperatife halef olduklarını; murisin ticari amaçla hareket eden taksi şoförü olması ve mesleki amaçla kredi kullanmış olması nedeniyle davaya bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu beyanla davanın kabulü ile fazlaya...
Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde, terekenin borca batık olduğu kabul edilir....
Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, ... müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda, mahkemece terekenin aktif ve pasifi belirlenirken ölüm tarihinin esas alınmadığı anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi’nin 19/09/2018 tarih 2017/3844 esas, 2018/7959 karar sayılı ilamında özetle “davacıların murisi ...’ın ilk hayat sigortası poliçesini satın aldığı 13/02/2008 tarihinden önce kalp hastası olduğu ve ölümünün beyan edilmeyen bu hastalığından kaynaklandığının anlaşılmasına göre ölüm olayı ile beyan edilmediği görülen rahatsızlık arasında illiyet bağının mevcut olduğu göz önüne alındığında davalı sigorta şirketinin tazminat ödeme sorumluluğunun buna göre değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı”hususlarına değinilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; sigorta ettiren murisin sigorta sözleşmesi öncesinde bulunan ve defaten hastane acil servisine kaldırılmasını gerektirecek, akit tarihinden vefat tarihine kadar 59 kez sağlık kuruluşa başvurmasına neden olan kalp rahatsızlığını, sigortacıdan kasten gizlediğinin anlaşıldığı, murisin bu şekilde sigorta sözleşmesinin kurulması aşamasındaki doğru...
Reddiyle hükmün tapu iptal ve tescil talebinin reddine ilişkin bölümünün ONANMASINA, Ne var ki; Mahkemece, tenkis davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin murisin ölüm tarihi olan 06/12/2011 tarihinden itibaren başlayacağı gerekçesiyle tenkis talebinin süre nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet olduğu söylenemez.Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nun 571/1. maddesinin '' Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer '' şeklinde olduğu, öğrenme tarihinin murisin ölüm tarihi olabileceği gibi, somut olayın özelliğine göre murisin ölüm tarihinden sonraki bir tarihin de olabileceği, bir başka ifadeyle murisin ölüm tarihinden sonra da davacıların saklı paylarının zedelendiğini öğrenmelerinin mümkün olduğu kuşkusuzdur....
İhtisas Dairesinin karara esas alınan 08.11.2019 tarih ve 5183 sayılı raporuna 04.12.2019 tarihli dilekçesi ile itirazda bulunarak bu raporu kabul etmediğini, Adli Tıp Genel Kurulundan murisin ölüm sebebinin tespiti konusunda rapor alınmasını talep etmiş olmalarına rağmen, bu talebinin kabul edilmeyerek eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verildiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. C.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. V.TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur....