Hukuk Dairesi'nce verilen 20/02/2019 tarih ve 2018/517 E- 2019/237 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin müvekkil şirketin paylarının kottan çıkarılmasına dair karar aldığını, bu kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkili şirketin paylarının kottan çıkarılmasına dair davalı kararının iptaline, bu şekilde murazaanın men'ine ve müvekkil şirket hisselerinin 30.11.2016 tarihinden önceki kot üzerinden işlem yaptırılmasına, kottan çıkarılan müvekkil şirket paylarının yeniden borsa kotuna alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur....
Ltd.şirketi ile TC. ...A.Ş. arasındaki 108.413,88 TL bedelli temliknamenin geçersizliğinin tespiti ile davalılar arasındaki temliknamenin geçerli olduğunun tespitine, murazaanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı taraf harçtan muaf olduğundan dolayı, harç alınmasına mahal olmadığına, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ye hem hakem heyetine bildirdiği, yani ayıpları süresi içerisinde ihbar mükellefiyetini yerine getirdiği gerekçesiyle bilirkişi raporlarına göre taraflar arasındaki ayıplı ve eksik işlerden kaynaklanan murazaanın giderilmesine, bilirkişi raporlarında tutarı 34.433,39-TL olarak belirtilen eksik ve ayıplı işlerin davacı tarafından giderilmesine karar verilmiş ise de, mahkemece taraflar arasında muaraza olup olmadığı, var ise bunun giderilip giderilmediği hususları araştırılıp incelenerek muaraza var ise davacının yüklenici sıfatı olduğu da gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan incelemeden anlaşılmakla davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulüne ve kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Dava, kurum işleminin iptali ve muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki belgeler, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava konusu taşınmaz başında keşif yapılarak bilirkişilerden rapor temin edilmiş ise de bilirkişiler raporunda gerek el atmanın önlenmesi gerek kal ve gerekse de muarazanın giderilmesi talepleri kapsamında toplam dava değeri açıkça belirlenmemiştir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı HMK'nın 120. (1086 sayılı HUMK'un 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve murazaanın giderilmesi istemine ilişkin eski hale getirme toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)....
Dava konusu taşınmaz başında keşif yapılarak bilirkişilerden rapor temin edilmiş ise de bilirkişiler raporunda gerek el atmanın önlenmesi gerek kal ve gerekse de muarazanın giderilmesi talepleri kapsamında toplam dava değeri açıkça belirlenmemiştir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı HMK'nın 120. (1086 sayılı HUMK'un 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve murazaanın giderilmesi istemine ilişkin eski hale getirme toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf başvurusunda bulunan davalı T2 istinaf dilekçesinde, mahkemece yapılan keşif üzerine davacı tarafın mağduriyetinin giderilmesi için rapor doğrultusunda 2020 yılında çatıyı değiştirdiğini, değişiklik üzerine tekrar rapor alınmasının geretiğini ancak rapor alınmadığını bu nedenlerle verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan müdahalenin men'i - kal istemine ilişkindir. Dairemizin 24/03/2021 tarihli kaldırma kararı dahilinde el atmanın sonlandırılması talebine ilişkin belirtilen harç eksikliğinin tamamlandığı, mahkemece yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karara karşı davalı tarafça süresi dahilinde istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. Dosyada mübrez 11/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda Dairemizin 25/06/2018 tarih 2018/778 E.2018/860 K....
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2021/7 Esas, 2022/63 Karar Taraflar arasında görülen müdahalenin önlenmesi ve murazaanın giderilmesi davası yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf yoluna başvurusu üzerine, İlk Derece Mahkemesince; eksik istinaf masraflarının yatırılması hususundaki muhtıranın davacı vekiline 05.06.2022 tarihinde tebliğ edildiği verilen kesin sürede gider avansının yatırılmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesince 16.06.2022 tarihli ek kararla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 344 üncü maddesi gereğince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir....
adına tarla niteliği ve 147880 m2 yüzölçümü ile kayıtlı olduğunu, bu durumun 1146 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağı ve tapu kaydında belirtilmediğini, ortaya çıkan bu durumun ölçüm ve sınırlandırma hatasından kaynaklandığını, yapılan bu işlemin düzeltilmesi için Kadastro Müdürlüğüne başvurduğunu, idarenin 16.04.2007 tarihli yazısı ile yapılacak bir işlem olmadığının bildirdiğini, kadastro sırasında ve sonrasında yapılan ölçü, sınırlandırma veya hesaplama hatalarının kadastro müdürlüğünce resen düzeltilebileceği halde Milas Kadastro Müdürlüğünün bu görevini yerine getirmediğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın sınır, poligon, nirengi noktaları ve ayırıcı vasıftaki yol ve yapıların ayrı ayrı mahalline uygulanarak sınırlarının belirlenmesi, bu belirlemeden sonra yönetmeliğin 5 maddesi gereğince, hatadan ve düzeltmeden etkilenecek taşınmazların tapu sicilindeki kayıtların beyanlar hanesine gerekli şerhin düşülmesi, taşınmazın bu şekilde tefriki ile mevcut murazaanın giderilmesi...
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.12.2009 gün ve 162/460 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, “...Sitesi No:79 Pınarlı” adresinde bulunan villanın vekil edenleri tarafından 2.8.2004 günlü sözleşme ile davalı ...’dan satın ve zilyetliğinin devralındığını, diğer davalı ...’nin aynı evi daha önce diğer davalıdan satın aldığını öne sürerek çilingir vasıtasıyla girerek işgal ettiğini açıklayarak, davalıların elatmasının önlenilmesine ve murazaanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir....