Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, B.K'nun 105. maddesinden kaynaklanan munzam zarar tazmini istemine ilişkindir. Yasa uyarınca, alacaklının geçmiş günler faiziyle karşılanamayan zararlarını, borçlu kusurlu olmadığını ispat edemedikçe tazmine yükümlüdür. Borcun kaynağı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, davalı sigorta şirketi mahkeme ilamı ile belirlenen ve kesinleşmiş tazminat tutarını icra takibi sırasında ödemiş ancak davacı tarafından tazminatın geç ödenmesi nedeni ile geçmiş günler faizi ile karşılanmayan zararı olduğu ileri sürülmüştür. Uyuşmazlık, davacının geçmiş günler faizinden fazla zararının varlığını somut delillerle ispat etmesinin gerekip gerekmediği noktasındadır....

    Bozma kararına uyan mahkemece; taleplerini açıklamak üzere süre verilen davacıların fazlaya dair haklar saklı olmak üzere, 5.000 TL faiz alacağı ile 5000 TL munzam zarar alacağının davalı ...’den alınarak davacı ...’e, 5.000 TL faiz alacağı ile 5.000 TL munzam zarar alacağının ise davalı ...’den alınarak davacı ...’ya verilmesini talep ettiği, munzam zararın faiz ile karşılanamayan zarar olduğu, faiz alacağı hesabı sonucu bulunan bedelin munzam zarardan düşülmesi gerekeceğinden böyle bir hesaplamaya gerek duyulmadığı, tazminat davasında ihtar tarihinden itibaren faiz talep edilip mahkemece de faiz alacağına hükmedildiğinden satış tarihi ile temerrüt tarihi arasında faiz işletilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 5.000 TL munzam zarar alacağının, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı ...'den alınarak davacı ...'e, 5.000 TL munzam zarar alacağının, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'...

      Bozma kararına uyan mahkemece; taleplerini açıklamak üzere süre verilen davacıların fazlaya dair haklar saklı olmak üzere, 5.000 TL faiz alacağı ile 5000 TL munzam zarar alacağının davalı ...’den alınarak davacı ...’e, 5.000 TL faiz alacağı ile 5.000 TL munzam zarar alacağının ise davalı ...’den alınarak davacı ...’ya verilmesini talep ettiği, munzam zararın faiz ile karşılanamayan zarar olduğu, faiz alacağı hesabı sonucu bulunan bedelin munzam zarardan düşülmesi gerekeceğinden böyle bir hesaplamaya gerek duyulmadığı, tazminat davasında ihtar tarihinden itibaren faiz talep edilip mahkemece de faiz alacağına hükmedildiğinden satış tarihi ile temerrüt tarihi arasında faiz işletilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 5.000 TL munzam zarar alacağının, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı ...'den alınarak davacı ...'e, 5.000 TL munzam zarar alacağının, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'...

        Bu ise mümkün değildir------------ Bu halde TBK'nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan-munzam zararın, Ülkede varlığı kabul edilen genel ekonomik olumsuzlukların (enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri vb. gibi) “malum ve meşhur” olgular olarak kabulü ile değil, bunlar dışında davacının durumuna özgü somut olaylarla kanıtlanması gerekir. Davacı ileri sürdüğü munzam zararını somut olgularla kanıtlamadıkça zarar miktarının saptanması gerçekçi olmayıp varsayımsal kalacaktır....

          Hukuk Mahkemesi'nin 2010/81 esas, 2011/322 karar sayılı dosyasında davacının hasar tazminatına ilişkin davasının kesinleşmediğini, halen derdest olduğunu, faizin yetersiz ve munzam zarar talebinin derdest olan davada ileri sürülmesi gerektiği, derdestlik dava şartı olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hükmün, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece hükmün kesin olması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu ek kararda davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nın 105. maddesinden kaynaklanan munzam zarar tazmini istemine ilişkindir. 1-Mahkemece 05.03.2012 tarihli ek karar ile davacı ... vekilinin isteminin miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle talebinin reddine karar verilmiş ise de bu karar usul ve yasaya uygun değildir. Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK'nun 427/II. maddesi uyarınca temyiz edilemez....

            Hukuk Mahkemesi'nin 2010/81 esas, 2011/322 karar sayılı dosyasında davacının hasar tazminatına ilişkin davasının kesinleşmediğini, halen derdest olduğunu, faizin yetersiz ve munzam zarar talebinin derdest olan davada ileri sürülmesi gerektiği, derdestlik dava şartı olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hükmün, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece hükmün kesin olması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu ek kararda davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nın 105. maddesinden kaynaklanan munzam zarar tazmini istemine ilişkindir. 1-Mahkemece 05.03.2012 tarihli ek karar ile davacı ... vekilinin isteminin miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle talebinin reddine karar verilmiş ise de bu karar usul ve yasaya uygun değildir. Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK'nun 427/II. maddesi uyarınca temyiz edilemez....

              zararın tazmini olduğunu belirterek, şimdilik 10.000,00TL munzam zarar alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan munzam zararın tazmini istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 11. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 31.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kambiyo senedi vasfını yitirdiği ve davalı elinde olduğu ileri sürülen çek ve senetlerin verilmesini gerektiren edimin yerine getirilmediği iddiası ile bedellerinin ya da bu nedenle davacının uğradığı munzam zararın tazmini istemine ilişkin olup, taraflar tacir değildir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/12/2010 gününde verilen dilekçe ile munzam zararın tazmini istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 11/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu