Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti davasıdır. "Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: davalı paydaş Halil Şahin'in borcu nedeniyle diğer davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, takip dosyasında taşınmazın satışına karar verildiği, dosyada alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin üzerindeki muhtesat ile birlikte belirlendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı Halil Şahin aleyhine başlatılan takip dosyasında, dava konusu muhtesatın bulunduğu taşınmazın satılması halinde, taşınmazı satın alacak üçüncü kişiler dava konusu muhtesat üzerinde de hisse sahibi olacağından davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır." (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ESAS NO: 2012/7- 334, KARAR NO: 2012/650 ) Somut olayda; davacının, davalılardan T6 ile birlikte hissedar olduğunu, T6 hissesinin Denizbank'a olan ödenmemiş borç nedeniyle Adana 13....

Mahkemece, “...davacılar davaya konu taşınmaz üzerinde ilaveler yaptıklarını ve bu ilavelerin aidiyetinin tespitini talep ettikleri, davacıların taşınmaz üzerindeki yapının kullanılır hale getirilmesinin yeni muhtesat yapımı anlamına gelmeyeceği, alınan ve hüküm kurmaya elverişli ve bilimsel bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davacıların mevcut taşınmaz üzerinde birtakım iyileştirmeler yaptıkları, bu iyileştirmelerin yeni muhtesat olmadığı, iyileştirmeler için yapılan masrafın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilebileceği..” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - MÜDAHALENİN MEN-İ - MUHDESAT AİDİYETİNİN TESPİTİ Taraflar arasındaki müdahalenin men-i, muhdesat aidiyetinin tespiti ile tapu iptali ve tescil davasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü. I....

      Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir(Yargıtay8. HD. 2018/10660 E. 2018/132294 K )Aidiyet tespiti davasında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davaya konu edilen muhtesatın kim tarafından, kime ait olmak üzere, bir başka deyişle kimin adına ve hesabına yaptırıldığının duraksamasız belirlenmesi zorunludur....

      Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen ortaklığın giderilmesi davasının 22.07.2008 tarihinde sonuçlandığı, taşınmazdaki ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 16.11.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafın taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat nedeni ile yaptığı masrafların tahsili istemi ile davalı ... aleyhine 01.05.2008 tarihinde alacak istemli asıl davayı açtığı, ne var ki yargılamanın 04.12.2008 günlü oturumunda davasını aidiyet tespiti davası olarak ıslah ettiği ve aynı hukuki sebebe dayanarak taşınmazdaki diğer paydaşlar aleyhine 16.02.2009 tarihinde birleşen davayı açtığı anlaşılmaktadır. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın muhtesat aidiyetinin tespitine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 7.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 18/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, dava dilekçesi ile ağaçların davalılarca kamulaştırılmaksızın kesildiğinden maddi zararının oluştuğunu iddia edildiği, davanın kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davası olarak açılmış olmasına karşın hukuki nitelemenin hakime ait olduğu, bahse konu taşınmazın hazine adına kayıtlı olduğunun davacı tarafça bildirilmesi ve hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ağaçları da kendisinin diktiğinden bahisle bedellerini talep etmesi nedeniyle tazminat talebinin içerisinde "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği muhtesat aidiyetinin tespiti talebinin de olduğu, muhtesat aidiyetinin tespiti talepli davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, bu haliyle davaya bakmakla yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ......

            Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda verilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106/2. Maddesi gereğince tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1- h ve 115....

            "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafça istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tepitine ilişkindir. Mahkemece davanın hukuki yarar bulunmadığı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosyada toplanan delillere uygun düşmemiştir. Toplanan delillerden tapuya kayıtlı ve taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 1594 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan bina niteliğindeki muhdesatın davacı tarafa ait olduğunun, yine muhdesat ve muhdesatın bulunduğu taşınmaz bölümü üzerinde davalı tarafın mülkiyet hakkının bulunmadığının tespiti istemi ile görülen davanın açıldığı, davalı tarafın muhdesat üzerinde hak iddiasında bulunmayıp, taşınmazın arzına yönelik istem yönünden davanın reddini savunduğu anlaşılmaktadır....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2021 NUMARASI : 2019/447 ESAS- 2021/33 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Kadirli 1....

              UYAP Entegrasyonu