Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanununun 2/B maddesi uyarınca konulan zilyetlik ve muhdesat şerhinin iptali isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava;... tarafından orman vasfındaki çekişmeli 146 ada 68 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki muhdesat şerhinin terkinine ilişkin olup davanın açıklanan bu niteliğine göre 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 08.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi d.davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 3402 sayılı Yasanın (5831 sayılı Yasa ile eklenen) ek 4.maddesi uyarınca 2/B madde alanlarında 2010 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 175 ada 4 parsel sayılı 518,19 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ... oğlu Durmuş ...'in zilyetliğinde olduğu açıklaması yazılarak tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan Kadastro sırasında ... Köyü 128 ada 3 parsel sayılı 2939.98 m2, yüzölçümündeki tarla niteliğindeki taşınmaz 2/B uygulaması nedeniyle Hazine adına tespi edilmiş ve tutanağin beyanlar hanasinde de davalı ... lehine kullanım şerhi verilmiştir. Davacı ..., 128 ada 3 parsel sayılı taşınmaz içersinde kalan yaklaşık 349 m2 lik bölümün kendi kullanımında olduğunu, bu bölümün iptal edilerek, kendi adına kadastro tespiti yapılan 128 ada 4 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi ve zilyetlik şerhinin bu şekilde düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Davalı duruşmaya gelerek imzalı beyanında açılan davayı kabul ettiğini yapılan ölçüm yanlışlığının giderilmesini istemiştir....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 806 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde geçen “1/8 hisse ..., 1/8 hisse ..., 1/8 hisse ..., 1/8 hisse ...” kaydının iptali ile yerine “1/4 hisse ... 1/4 hisse ... ve 1/2 hisse ... kullanımındadır” beyanının yazılmasına, muhdesat bilgileri bölümünde yer alan “(A) harfiyle gösterilen bir katlı bina ile (C) ve (D) ile gösterilen ahır ..., ..., ... ve ...’a ait olduğunun” şerhinin iptali ile yerine “fen bilirkişinin 16.03.2012 tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfiyle gösterilen bina ile (D) harfiyle gösterilen ahırın ... ve ...’ın ortak kullanımında olduğu” şerhinin yazılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamına ve toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazinenin sair temyiz itirazları yerinde değildir....

            Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 46/1 maddesi hükmünce kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde 766 sayılı Kanunun 37.maddesi veya 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen bu gibi taşınmaz mallar Kadastro kanunu hükümlerine göre iktisap şartlarına dayanarak zilyetleri adına tescili mümkündür. Ancak, maddenin son fıkrası uyarınca daha önce kadastrosu yapılan yerlerde bu maddeye dayanan talep ve dava hakkı bu kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl geçmekle düşer. 3402 sayılı Kadastro Kanunu 9.7.1987 tarihinde yayınlanmış 49.maddesi gereğince de üç ay sonra yani 9.10.1987 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Somut olayda, davalının 93 parselle ilgili 3402 sayılı Yasanın 46.maddesine dayanarak Hazine adına olan kaydın iptal ve tescili için dava açtığına dair bir savunması yoktur....

              ün kullanımında olup, üzerindeki bina kendisine aittir.” şerhinin yazılmasına; dava konusu edilmeyen (B) ve (C) harfleri ile işaretli kısımlar yönünden kullanıcı ve muhdesat şerhlerinin aynen korunarak, çekişmeli taşınmazın arsa vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....

                Uyuşmazlık konusu muhdesatlar taşınmazın bütünleyici parçası olduğu gibi, davalının taşınmazı muhdesat dışında satın aldığına dair dosyada herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır.Yukarıda bahsi geçen Borçlar Kanunu hükümleri gereğince, haksız yere zenginleşen kişi zenginleşmeyi geri vermek zorundadır.Somut olaya göre; TMK m.729 yoluyla TMK m.722 vd. maddelerinin uygulanması ile sonuca gidilmek gerekecektir. Öncelikle şu husus vurgulanmalıdır. Davacının hakkı kişisel bir talep hakkıdır. Gerek muhdesat bedeli, gerek enkaz yıkım bedeli talebi, taşınmazı malikine ya da külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Taşınmazı bilahare kazanan üçüncü kişilere (somut olayda davalılara) karşı kullanılamaz....

                  Dava, 3402 Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır....

                    Antik Kenti içinde1. derece arkeolojik sit alanında kaldığının belirlenmesi karşısında, uyuşmazlık konusu "zilyetlik şerhinin" devamında davalıların hukuki bir yararlarının olmaması nedeniyle, davanın kabulü ile, dava konusu zilyetlik şerhinin terkinine, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesi uyarınca, davacı Hazine tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı Hazine üzerinde bırakılmasına, davacı Hazine lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekirken; kararda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu