Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafından İlk Derece Mahkemesine sunulan 14.11.2020 tarihli İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapının müvekkilin babasına ait bulunduğunu, bu hususun Gümüşhane Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/705 Esas sayılı dosyasında yapılan keşif sırasında dinelen tanık/bilirkişi anlatımlarıyla da ortaya konulduğunu, davalının, kök murise ait taşınmazı kadastro tespiti sırasında bir hile ve sahtecilikle, yani açıkça dolandırmak kastı ile kendi adına tespit ettirmesi ve adeta gasp edercesine yasal mirasçı durumundaki müvekkilin haklarını kendi üzerine tescil ettirmesinin sayın yüksek mahkemenin de takdirinde olduğunu, bunların, Kadastro Kanunu ve Türk Ceza Kanunu anlamında da suç teşkil ettiğini, Kadastro Kanunu 16. maddesine göre kadastro tutanaklarının düzenlenmesi sırasında bir kimsenin sahibi olmadığı bir taşınmaz malı hile ile veya kendisine ait olmayan kayıt ve belgeler...

ORMAN KANUNU [ Madde 2 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "Tapu iptali ve tescil ile tapu kaydında mevcut zilyetlik şerhinin silinmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 29.09.2004 gün ve 2002/875 E., 2004/404 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 09.02.2006 gün ve 2005/12169 E., 2006/1279 K. sayılı ilamı ile; (… …Davacı Aşur Öztürk, Topallı Köyü 962 parsel sayılı taşınmazın makiye ayrılan yerlerden olduğu, önceki zilyet tarafından imar ihya edilerek 20 yıldan fazla zilyet edildiği, taşınmazın 1952 yılında makiye ayrılmakla orman rejimi dışına çıkarıldığı, kadastro tesbit tarihinden önce yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir....

    O halde mahkemece yapılacak iş, dava konusu taşınmazın başında uzman fen ve ziraat bilirkişi aracılığıyla keşif yapılmalı, yapılacak keşifte taşınmaz üzerinde muhdesat niteliğinde bulunan zeytin ve elma ağaçlarının ne zaman ve kimin tarafından meydana getirildiği açık ve tereddütsüz belirlenmeli, muhdesat niteliğindeki zeytin ve elma ağaçlarının yaşı ve sayısı uzman ziraatçi bilirkişi eliyle belirlenmeli ve bu ağaçların uzman fen bilirkişi rapor ve haritasında konumunun gösterilmesi sağlanarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19.maddesi uyarınca tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı ...'...

      Gerçekten, anılan hüküm uyarınca; “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.” Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğrucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve sadece muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında, üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır. Anılan yasanın 33. maddesinde Kadastro Kanununun bazı hükümlerinin kadastro çalışma bölgeleri dışındaki genel hükümlere göre açılan davalarda da uygulanacağı kabul edilmiş ise de uygulanacak hükümler yasanın 14, 15, 17, 18, 20 ve 21. maddeleriyle sınırlıdır....

        KADASTRO ÇALIŞMA ALANIKADASTRO TUTANAKLARININ KESİNLEŞMESİ VE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRESAYISALLAŞTIRMATAPU KAYDINDAKİ ŞERHİN TERKİNİTAŞINMAZ MALİKİNİN DEĞİŞMESİ 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 440 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 20 ] 3402 S....

          Davacı kooperatif karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünce tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz dava açılamaz. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 2.4.2004 tarih ve 2003/1 esas 2004/1 karar sayılı içtihadı uyarınca da “vakıf şerhinin tapu sicilinden silinmesi yada tapu siliciline yazılmasına ilişkin istemleri içeren davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması” gerekir. Somut olaya gelince; tapulamanın 28.3.1983 tarihinde yapılan 1575 parselin kadastro tutanağı 29.8.1988 1576 parselin ise 13.2.1986 tarihinde kesinleşmiştir....

            Dava, kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 26/04/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Yerel Mahkemece, davaya konu taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu Ek 4. maddesi ve 4706 sayılı Kanunun geçici 18. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kadastro tutanağının beyanlar hanesine kullanıcı olarak davacının isminin belirtilmeyip Hazine adına tescil edildiği ve yapılan ölçümler esnasında taşınmazın toplam yüz ölçümünün 1.484,34 metrekare olarak belirlendiği, hali hazırda davacının fiilen kullanımında olan alanın 1.484,34 metrekareden ibaret olduğu, davacının kullanımında olan yerin davacı tarafından duvar ile çevrildiği, taşınmazın üzerinde muhdesat bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, krokide (A) harfi ile gösterilen 1.484,34 metrekarelik dava konusu yerin Cumhuriyet Mahallesi 1218 adanın son parsel numarası verilmek suretiyle arsa vasfı ile T2 adına tapuya kayıt ve tesciline, beyanlar hanesine "2.Derece Askeri Yasak Bölgesi içerisinde kalmaktadır." ve TKGM'nin 2015/3(1765) sayılı genelgesinin 1.12....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 6.2.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında şerhin silinmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.5.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı beyanlar hanesinde davalı yararına yazılan muhdesat şerhinin terkini istemi ile açılmıştır. Mahkemece, dava kabul edilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Gerçekten; 6 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde “üzerindeki kerpiç ev Nasuhoğlu Derviş ...’e aittir.” şerhi bulunmaktadır. Bu şerh, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesine göre yapının parsel malikinden bir başkasına ait olduğunun saptanması üzerine konulmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDININ BEYANLAR HANESİNDEKİ MUHDESATŞERHİNİN İPTALİ VE DAVACI ADINA ŞERH VERİLMESİ İSTEMİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 108 ada 5 parsel sayılı 7.378,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... mirasçıları adlarına tesbit edilmiş; tutanağın beyanlar hanesinde, krokisinde (A) harfiyle gösterilen evin ... oğlu ...'a, (B) harfiyle gösterilen ev ve ahırın ... kızı ... ve ... oğlu ...'a ait olduğu gösterilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu