Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, ecrimisil, muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedeli davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tapu iptal-tescil ve ecrimisil isteğinin kabulüne, muhdesatın aidiyeti ve muhdesat bedeli isteğinin reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının tapu iptali ve tescil, ecrimisil, muhtesadın aidiyeti, muhdesat bedeli taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davacı dava konusu taşınmazda bulunan zeytin ağaçlarının kendisine ait olduğunu savunduğuna, davalı da bu hususu kabul etmediğine göre; hak iddia eden paydaşa görevli mahkemede muhdesatın aidiyetinin tespiti hususunda dava açması için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, belirtilen nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : Mahkemece; muhdesat tespiti davalarında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, muhdesatı kendisinin meydana getirdiği öne süren davacı tarafın muhdesatı tek başına kendi adına ve hesabına meydana getirdiğinin kanıtlanmış olmasının zorunlu olduğu, ayrıca muhdesat tespiti davalarında harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin, davalıların paylarına isabet eden zemin bedeli hariç muhdesat değeri olup HMK.nun 326/2. maddeye göre paylı mülkiyette tapudaki payları oranında, elbirliği mülkiyetinde ise miras payları oranında gözetilmesi gerektiği, yapılan keşifte davacının iddia ettiği muhdesatların görüldüğü ve dinlenen tanık beyanlarına göre de muhdesatların davacı tarafça kendi hesap ve namına yapıldığı anlatıldığı; muhdesatların tapu kaydında beyanlar hanesinde yazılı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dava, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerindeki yapının davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti (muhtesatın tespiti) istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, bir davanın görülebilmesi için öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat tespiti davalarında, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin ya da mirasçılarının davada taraf olmaları gerekmektedir....
Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı T4 tarafından Demirci Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/731 E. sayılı dosyası üzerinden açılan "Ortaklığın Giderilmesi" davası kapsamında T4 ile T5 davacı T1 iş bu dava konusu muhdesatları yaptığını ve kullandığını, kendisine ait olduğunu hatta bu suretle haksız işgalci olduğunu açıkça kabul etmelerine karşın, Demirci Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/731 E. sayılı dosyasının 31/03/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmak üzere T1 2 haftalık kesin süre verilmesinin yersiz ve gereksiz olduğunu, sehven verilen kesin süre ile davacı tarafça davalı müvekkilleri aleyhine açılan "Muhdesat Aidiyetinin Tespiti" davasının, aynı taşınmaz hakkındaki "Ortaklığın Giderilmesi" davası bakımından bekletici mesele yapılarak; duruşmanın 25/10/2022 tarihine bırakıldığını, gereksiz yere açılan iş bu dava sonucu ortaklığın giderilmesi davasının sürüncemede kaldığını, davalı müvekkillerinin mağdur olduğunu, iş bu "Muhdesat...
Mahkemenin, davanın kısmen kabulüne dava konusu muhdesatların davacılar tarafından yapıldığının tespitine, mülkiyet tespiti talebinin reddine dair verilen ilk kararı, Dairenin 22.11.2016 tarihli ve 2016/16326 Esas, 2016/15895 Karar sayılı ilamıyla, dava konusu ağaçların davalının parsel hissesini satın aldığı tarihte mevcut olmasına göre davacıların muhdesat tespiti talep etmekte hukuki yararlarının bulunmadığı, motopomp ve tesisatı muhdesat niteliğinde olmadığından talebin reddi gerektiği, dava konusu islim damı ve inşaat halindeki yapı yönünden ise davalı şirketin satın alma tarihinde bu yapıların taşınmaz üzerinde mevcut olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasından sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek davalı lehine bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 102 parsel üzerinde bulunan 100 adet kayısı ağacı, 20 adet dut ağacı ve 1 adet islim odası yönünden davanın hukuki menfaat yokluğundan reddine, 1 adet...
Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve beyanlar sütununa yazılması isteğine ilişkindir. Davada öncelikle muhdesatın beyanlar sütununa yazılmasının olanaklı olup olmadığı hususu üzerinde durulması gerekmiştir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerinde arz malikinden başkasına veya yalnızca bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlaşılmalıdır. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....
Somut olaya gelince; muhdesat iddiasında bulunan davalı ... ile davalı ... tarafından muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılmış ve Akçabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/591 E- 2017/63 K sayılı ilamı ile, dava konusu 217 ada 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan krokide 1. ve 4. yapı olarak gösterilen yapıların davalı ... murisi Rahmi Genç’e aidiyetine; Akçabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/614 E. -2016/549 K sayılı ilamı ile ise, dava konusu 217 ada 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan krokide “C” harfi ile gösterilen evin, “B” harfi ile gösterilen su deposunun, “A” harfi ile gösterilen beton yolun, “D” harfi ile gösterilen evde yapılan tadilatın “E” harfi ile gösterilen avlunun davalı ... tarafından yapıldığının ve davalıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir....