Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2008 tarih ve 2008/132 Esas 2008/656 Karar sayılı dosyasında davacılar ..., ..., ... tarafından dava konusu taşınmaz içindeki 2 katlı yapının ...’a, seranın ... ve ...’a ait olduğunun tespiti istemi ile açılan dava sonucunda Mahkemece davaya konu ... ada ... parselde bilirkişi krokisinde A harfi ile gösterilen muz serasının ...’e, B harf ile gösterilen patlıcan serasının ...’e, C harfi ile gösterilen zemin katı atölye 1. katı mesken olan yapının ...’e ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm tarafların temyiz etmemesi üzerine 09.06.2009 tarihinde kesinleşmiştir....

    Somut olaya gelince; mahkemece, tarafların muhdesat iddiası hakkında beyanları alınarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki bu muhdesatın aidiyeti hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durulması, ittifak etmiyorlarsa muhdesat iddiasında bulunan tarafa bu konuda muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde takdirde sonucunun beklenmesi, açılacak davanın niteliği ve sonucuna göre de gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması, verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...

      Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; taşınmaz üzerindeki ev ve ağaçların davalı ...’ya ait olduğu konusunda tarafların ittifak ettikleri anlaşılmaktadır. Taşınmazın zemin ve muhdesat değerlerinin toplamı üzerinden muhdesat ve zemine isabet eden yüzdelik oran kurulmalıdır. Hüküm sonucunda satış bedeli üzerinden sadece muhdesata düşen(davalının kullandığı zemin değeri katılmadan) oran davalıya, zemine düşen oranın ise yine payları gösterilmek süretiyle tüm davacı ve davalı maliklere ödenmesine karar verilmelidir....

        Somut olayda muhdesat iddiasının kanıtlanmış kabul edilebilmesi için; davacının dava konusu taşınmazın paydaşı olduğunun, tespiti istenen muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin ve davalı taraf muhdesat meydana getirildikten sonra taşınmazda hisse satın almış ise muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğini bilerek satın aldığının ispatlanması gerekir. Medeni Kanunu'nun 6.maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmaz hakkında taraflar arasında Çanakkale 2....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Ordu 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/261 esas, 2022/424 karar sayılı dava dosyasında verilen muhdesat aidiyetinin tespiti talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Dava konusu Ordu ili, Altınordu İlçesi, Şahincili Mahallesi, Akyazı Mevki, 2139 ada, 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binadaki 2.normal kata ilişkin talebin esastan, 3.çatı katı yönünden talebin hukuki yarar yokluğunda usulden REDDİNE," karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESAT AİDİYETİNİN TESPİTİ -KARAR- Dava, muhtesatın tespiti isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 7. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 22.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muhdesat kamulaştırma bedelinin tespiti davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 15/03/2018 günü taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. K A R A R - Dava, muhdesat kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekiline temyiz edilmiştir.Davaya konu yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değerinin tespit edilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir....

            Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen ortaklığın giderilmesi davasının 22.07.2008 tarihinde sonuçlandığı, taşınmazdaki ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 16.11.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafın taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat nedeni ile yaptığı masrafların tahsili istemi ile davalı ... aleyhine 01.05.2008 tarihinde alacak istemli asıl davayı açtığı, ne var ki yargılamanın 04.12.2008 günlü oturumunda davasını aidiyet tespiti davası olarak ıslah ettiği ve aynı hukuki sebebe dayanarak taşınmazdaki diğer paydaşlar aleyhine 16.02.2009 tarihinde birleşen davayı açtığı anlaşılmaktadır. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....

              Taraflar arasındaki Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasaya eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, tutanağın beyanlar hanesinde gösterilen muhdesat ve zilyetlik şerhine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 09/07/2010 tarihli dava dilekçesiyle ... İlçesi, ... Köyünde 6831 Sayılı Orman Yasasının ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, Hazine adına tespit edilen ......

                "İçtihat Metni"..... ... ile ... aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ......... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.12.2012 gün ve 353/249 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, 131 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının taksim veya satış suretiyle giderilmesine ilişkin ....... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/720 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında Mahkemece kendilerine muhdesat iddialarına ilişkin dava açmak üzere süre verildiğini açıklayarak 131 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ev, ahır ve meyve ağaçlarının vekil edenlerine aidiyetlerinin tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın ispatlanmadığı gereçesi ile reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu