Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince, dava konusu 299 parsel üzerinde yer alan deponun davalı ...’a ait olduğu anlaşılmakla yukarıda belirtilen ilkelere göre muhdesat oranı kurulmak suretiyle paylaştırma yapılması gerekirken mahkemece muhdesat oranı kurulmaksızın depo bedelinin davalı ...’a verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı ... ve ... vekili yargılama sırasında taşınmazlardaki yapı ve ağaçlarla ilgili muhdesat iddiasında bulunduğuna göre mahkemece muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere davalılar vekiline uygun bir süre verilerek süresi içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde muhdesat konusunda uyuşmazlık yokmuş gibi bir karar verilmesi gerekirken değinilen biçimde süre verilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.09.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Öte yandan; paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/06/2018 tarihinde verilen dilekçeyle muhdesatın aidiyetinin tespiti, 15/10/2018 tarihinde verilen dilekçeyle mirasçılar arasında rızai taksime dayalı tapu iptali ve tescil ya da ödenen bedelin iadesi, terditli olarak temliken tescil, terditli olarak muhdesat aidiyetinin tespiti talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada muhdesat aidiyetinin tespiti isteminin kabulüne dair verilen 22/10/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 23.06.2015 gün ve 209/230 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili... parsel üzerindeki muhdesatın vekil edeni tarafından meydana getirildiğini ileri sürerek müvekkili adına tespitini istemiştir. Usulüne uygun tebligata rağmen davalılar yargılama oturumlarına katılmamışlardır. Mahkemece, muhdesatın babası tarafından meydana getirildiği açıklanarak davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir....
a muhdesat konusunda dava açması için süre verilmiş, verilen süre içerisinde davalı ... Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.09.2013 tarihli 2012/620 E. ve 2013/464 K. sayılı ilamı ile muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmış, açılan dava davanın kabulü ile sonuçlanmış ve henüz kanun yolu aşamasında olup kesinleşmemiştir. Davalı ... muhdesat iddiasında bulunarak bu yönde dava açtığına göre Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/620 E. ve 2013/464 K. sayılı Kararın neticelenip hükmün kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken yargılamaya devam olunarak muhdesat oranı kurulmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti ...... ile ..... ve...... aralarındaki dava hakkında ...... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.02.2013 tarih ve 793/126 sayılı hükmün Daire'nin 19.02.2014 gün ve 2013/11939-2014/2680 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti....
KARAR : Tapu iptal ve tescil talebinin reddi, intifa hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve muhdesat aidiyeti tespitinin kabulü Taraflar arasındaki inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, intifa hakkına dayalı el atmanın önlenmesi, muhdesat aidiyetinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptal ve tescil talebinin reddine, intifa hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve muhdesat aidiyeti tespitinin kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davalı vekili dava konusu taşınmazda bulunan evin müvekkiline ait olduğunu savunduğuna, davacı vekili de bu hususu kabul etmediğine göre, hak iddia eden paydaşa görevli mahkemede muhdesatın aidiyetinin tespiti hususunda dava açması için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....