Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, dava ''mülkiyetin aidiyetinin tespiti'' şeklinde nitelendirilerek taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalı tarafından yapıldığı, tarafların muris babası ... tarafından yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları (vakıaları) ileri sürmek taraflara, hukuki olarak nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (HMK m.33). Davacının dava dilekçesindeki anlatımından davanın muhdesatın tespiti talebine ilişkin olmayıp, kadastro tespitiyle oluşan ve bu şekilde tapuya tescil edilen muhdesat şerhinin değiştirilmesine ilişkin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesine dayalı bir talep niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

    Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre; davanın muhdesat aidiyetinin tespiti niteliğinde olup davalı tarafça ileri sürülen ecrimisil tazminatı niteliğindeki kira bedelinin muhdesatın değerinden düşülmesi itirazının eldeki dava da dinlenmesine olanak bulunmamaktadır....

    Dava muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından ilk derece mahkemesince verilen karar sadece istinaf başvurusunda bulunan davalılar yönünden incelenmiştir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır. Davacı vekili Sulh Hukuk Mahkemesi'nde muhdesat iddiasını 31/10/2017 tarihli beyan dilekçesi ile mahkemeye bildirmiş ancak muhdesat tespiti davasını bundan önce yani 16/10/2017 tarihinde açmıştır. Davacının 31/10/2017 tarihli dilekçesi diğer davalılara tebliğ edilmemiş, davacının muhdesat iddiasını 23/11/2017 tarihli celsede öğrenen istinaf başvurucusu davalılar o celse davacının muhdesat iddiasını kabullenmişlerdir....

    Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.Somut olayda, davalılardan ... ve ......

      Bütünleyici parçanın (Muhdesat) arzın paydaşlarına (Ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; yukarıda değinilen açıklamalara göre, dava tarihi itibariyle arzın ve muhtesatın ayrı ayrı değerlerinin tespiti yapılarak, bu değerlerin toplanması, bulunan değerin ne kadarının arsaya ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi, satış sonucu elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranların esas alınarak yapılması, muhdesata isabet eden kısmın oranı belirtilerek açıkça hüküm sonucunda gösterilmek suretiyle muhdesat sahibi paydaşa; geri kalan bedelin ise yine oranı gösterilmek suretiyle paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekmektedir....

        Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olayda Davalı vekili; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan bina ve ağaçların müvekkiline aidiyetinin tespiti için ........

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ve bedelinin tahsili talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda: Talebin reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ve bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece muhdesat aidiyetinin tespitine ilişkin talebin kabulüne kamulaştırmasız el atmaya ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

            Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Bu duruma göre, yukarıda belirtilen ilkelere göre öncelikle aynen taksim konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmalı, aynen taksim mümkün ise taşınmazın aynen taksimine, değil ise satılmak suretiyle ortaklığının giderilmesi hususunun düşünülmesine ve bu amaçla muhdesat iddiası taraflara sorularak ihtilaf olmaması halinde muhdesat oranlaması yapılarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. İhtilaf olması halinde muhdesat iddasında bulunan tarafa muhdesat iddasına ilişkin mülkiyetin tespiti davası açmak üzere süre verilmeli, mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucu beklenmeli, muhdesat aidiyeti belirlenmiş ise oran kurulmak sureti ile gayrimenkulün satışına karar verilmelidir....

              Az yukarıda da, açıklandığı üzere, bilirkişi tarafından tespiti yapılan binanın her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşya niteliğinde olduğuna kuşku yoktur. Yine, bilirkişi, dava konusu binanın etrafında 35,58 m2'lik seramik alan ile binanın güney ve doğu tarafında bulunan briket ve kısmen sıvasız bahçe duvarı bulunduğu tespit edilmiştir. Aidiyetinin tespiti istenen ve Mahkemece kabulüne karar verilen, seramik alan ile duvar taşınmazın bütünleyici parçası, dolayısıyla muhdesat niteliğinde değildir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Ordu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/495 esas, 2022/20 karar sayılı dava dosyasında verilen muhdesat aidiyetinin tespiti talebinin kısmen kabulüne karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......

                UYAP Entegrasyonu