İlk derece mahkemesince; "…muhdesatın tespiti davalarında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini ortaklığın giderilmesi davasında açıkça kabul ederek uyuşmazlık çıkarmayanlar dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan diğer tüm tapu kayıt maliklerinin veya mirasçılarının davada taraf olmaları zorunludur. Bursa 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/139 Esas sayılı dosyasının 16/06/2020 tarihli celsesinde dosyamız davalıları Saliha ve Remziye'nin dosyamız davacı Ali'nin 3. Kata yönelik muhdesat iddiasını kabul ettiklerini beyan ettikleri anlaşılmış olup bu davalılar aleyhine muhdesat aidiyetinin tespitine ilişkin açılan davada davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davacının muhdesat aidiyetinin tespitine ilişkin davasının davalılar Saliha ve Remziye yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
İnceleme konusu karar, muhdesat aidiyeti tespiti istemine ilişkin olup, belirgin şekilde Yargıtay Büyük Genel Kurulu kararı gereği Dairemizin inceleme kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (8).Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı dava dosyasının Yargıtay (8).Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olaya gelince; davalı ...’ın dava konusu 40 ada 59 parsel sayılı taşınmazda bulunan muhdesata yönelik, Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/165 E-2013/51 K sayılı dosyasıyla muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açtığı, mahkemece taşınmaz üzerinde bulunan 2 oda, 1 mutfak ve banyodan oluşan yerin davacı tarafından yapıldığının tespitine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan 08.01.2016 tarihli inşaatçı bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatın ekonomik değerinin olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, satış bedelinin mirasçılık belgesindeki payları oranında paydaşlara; muhdesatın satış bedelinin ise davalı ... mirasçılarına ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü temyiz eden ... mirasçısı ..., temyiz dilekçesinde muhdesatın ... mirasçıları tarafından halen mesken olarak kullanıldığını beyan etmiştir....
Dava muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Davacılar tarafından ilk derece mahkemesince verilen kararın, davalılar T6 T5 ve T7 hakkındaki yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuş olup hükmün diğer yönlerine ilişkin bir istinaf bulunmamaktadır. Kural olarak muhdesat aidiyeti davalarında her bir davalı için dava değeri arzın değerinden ari muhdesat bedelinin taşınmazdaki paylarına isabet eden kısmıdır. Bilirkişi kurulunca 55.500 TL olarak hesaplanan toplam muhdesat değerinin davalılar payına düşen kısmının toplamı 2601 TL olup bu dava değerine göre vekalet ücreti dahil yargılama giderinden paylarına düşen yargılama gideri ise 914,69 TL’dir Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/(2) maddesi; «Miktar veya değeri dört bin dörtyüz (5.880,00 TL) Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.» düzenlemesini içermektedir....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davalı ... vekili tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatta hak sahibi oldukları ileri sürülmüş olup, davanın tüm taraflarının muhtesat iddiasını kabul edip etmediklerine dair bir beyanları bulunmamaktadır....
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın aynen taksimi mümkün olmadığından ortaklığın açık artırma yolu ile satış suretiyle giderilmesine ve satış bedelinin davacı ve davalıya tapu kaydındaki payları oranında ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir....
O halde mahkemece, öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 280.maddesi gereğince bilirkişi raporları usule uygun şekilde tebliğ edilerek taraflara itirazlarını sunması için süre ve imkan verilmesi, muhdesat iddiasında bulunulması halinde tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan taraflara “Muhdesatın aidiyeti” konusunda dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi (davalı T7 tarafından muhdesatın aidiyeti davası açıldığı belirtildiğinden onun dışındaki paydaşlar yönünden) , açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatların taraflardan birisine aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesatlara isabet ettiğinin...
Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (Ortaklara) dağıtılır. Somut olaya gelince; hükümde dava konusu taşınmazların tamamında muhtesat bulunduğu ve muhtesatın arza oranı hesaplanmak suretiyle satış bedelinin dağıtılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında yapılan incelemede ise; yalnızca 1680 ada 15 parsel, 5391 ada 16 parsel ve 5393 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan muhtesatların aidiyeti hakkında taraflarca mahkeme kararı sunulduğu, geri kalan 1680 ada 5 parsel, 1680 ada 11 parsel ve 1799 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar hakkında muhtesatın aidiyetine dair hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır....
Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının ve harcın taraflardan hangi oranlarda tahsil edileceğinin hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir. Satışına karar verilen taşınmaz; a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin ve harcın paydaşların tapudaki payları oranında, b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin ve harcın mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin ve harcın tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına ve tahsil edilmesine karar verilmesi gerekir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir....
Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında 105 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki eski ev ve ahır bakımından öncelikle tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan tapu kayıt maliki ... mirasçılarına “Muhdesatın aidiyeti” konusunda dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın ...’a aidiyetine karar verilmesi halinde; muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşın mirasçılarına, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....