Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı Hazine'nin temyizi taşınmazın beyanlar hanesine davalı lehine verilen muhdesat şerhinin hatalı olduğuna ilişkindir. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729)....

    KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 18 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki “ “Muhdesat tespiti” ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beykoz Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.4.2007 gün ve 435-112 sayılı ikinci kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, 7.H.D.nin 1.10.2007 gün ve 2993-3214 sayılı ikinci ilamı ile; “…Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan bozma dışında kalan yönler ise kesinleşir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin Kadastro Mahkemesi Taraflar arasında Mersin Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı Hazine vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin ek kararıyla, davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ve bu ek karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili, kadastro çalışmaları sırasında ... İli ... İlçesi ......

        Hükmü davalılardan ... temyiz etmiştir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere eşya hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet ya da sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Mahkemenin kabul ettiğinin aksine muhdesat sahibinin hakkı sadece kişisel bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise Türk Medeni Kanununun 722, 723, 724 ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesinin 2. fıkrası olanak sağlamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.01.2014 gününde verilen dilekçe ile muhdesat şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 02.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, 8147 ada 5 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki 1, 2, 3, 4 ve 5 no'lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarında yer alan "kısmen imar ve ihyası ...'ye aittir" şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olup hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

            Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava konusu muhdesatın kadastro tespitinden önce meydana getirildiği, kadastro tespiti ile davanın açıldığı tarihler arasındaki sürenin 10 yılı geçtiğinden bahisle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olup, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde kadastro öncesi hukuki sebeplere dayalı olarak hak iddialarının kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra ileri sürülemeyeceği açıkça belirtildiğini, anılan kanun maddesinde kişisel hak veyahut ayni hak ayrımı yapılmamış olup, davacının muhdesata ilişkin hakların şahsi hak olması nedeniyle hak düşürücü sürenin bu tip davalarda uygulanmayacağına ilişkin itirazlarının hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek, davacının istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen hususların herhangi bir hukuki dayanağı olmaması sebebi ile hukuka...

            Süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü. KARAR Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür.Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1998 yılında 2924 sayılı Kanuna göre yapılan kullanım kadastrosu sırasında ...'in işgalinde olduğu beyanlar hanesinde şerh verilerek 2/B ile Hazine adına tesbit edildiği, bu tesbite karşı...'ın açtığı dava sonunda kadastro mahkemesi sıfatıyla ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/617 E. 1999/815 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne 1044 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tesbitte olduğu gibi tesciline, beyanlar hanesindeki ...oğlu ...'in işgalindedir” şerhinin iptaline, beyanlar hanesine “fen raporunda (C) harfiyle gösterilen 1136 m2'lik kısmın davacı ... oğlu 1955 doğumlu ...'...

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi YARGITAY İLAMI Dava, kadastro tespitinden sonra meydana getirilen muhdesat için mülkiyet hakkına dayalı olarak hükmen oluşturulan tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, verilen hükmün temyiz inceleme görevi 6110 sayılı Kanunla değişik Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi hükmüne göre Başkanlar Kurulu tarafından hazırlanan ve Büyük Genel Kurul'ca kabul edilerek yürürlüğe giren işbölümü kararına göre yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay Yüksek (14). Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Hal böyle olunca, davada taraf olmayan 3. kişi durumundaki Süreyya Temiz lehine beyanlar hanesinde muhdesat şerhi verilmesi isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın hüküm kısmının 1. fıkrasının (b) bendinde yazılı bulunan “Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki 2001 yılında inşa edilmiş olan, tek katlı, bir bölümü samanlık, bir bölümü ahır olmak üzere iki bölümden oluşan, bir adet ahşap yapının Zihni oğlu Süreyya Temiz’e ait olduğunun tutanağın ve tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine” sözcüklerinin hükümden çıkartılarak ve hükmün bu şekli ile düzeltilerek ONANMASINA, 2.6.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Ancak taşınmaz üzerinde kadastro tespitinden önce oluşturulan muhdesat bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece kısa kararda muhdesat hususunda hüküm kurulmuş ise de gerekçeli kararda bu konuda hüküm kurulmamıştır. Kaldı ki kısa kararda muhdesata ilişkin verilen şerh de 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesine uygun değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği hükme bağlanmıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için; mahallinde yeniden keşif yapılarak, uzman bilirkişi marifetiyle taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının adedi, yaşı ve dağılımının Kadastro Kanunu'nun 19. maddesi gereğince sahibi, cinsi, ihdas tarihi, iktisap sebebi belirtilerek kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi yoluna gidilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu