WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece taşınmaza ait kadastro tutanakları getirtilerek kadastro tespit tarihi belirlenmeli ve muhtesatların meydana getirildiği tarihe göre tespit edilen tarihinin kadastrodan önce mi sonra mı olduğu araştırılmalı, dava konusu muhdesat kadastro tespiti öncesi dönemde inşaa edilmiş ise Kadastro Kanunu'nun m.12/3'deki hak düşürücü gözetilmelidir. Kabule göre de; Kadastro Kanunu'nun m. 19/2 gereği kadastro öncesi meydana getirilen yapıların beyanlar hanesine şerh düşülmesi mümkün olup, kadastro sonrasında meydana getirilen muhtesatların beyanlar hanesine işlenmesi mümkün değildir ve bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece yapıların kadastro tespiti öncesi yapıldığı saptanmadan dava konusu birinci katın davacı tarafça meydana getirilmesine ilişkin hükmün beyanlar hanesine işlenmesi hatalıdır. Yine dava konusu olmayan bodrum kat ve son ilave kat ile ilgili olarak mevcut şerhin kaldırılarak bu kısımların şerhi dışında ve açıkta bırakılması hatalıdır....

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 13282 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 16.06.2014 tarihli harita mühendisi ve orman yüksek mühendisinin rapor ve ekli rapor haritasında (A) harfi ile gösterilen 329,03 metrekarelik kısmının davacının zilyetliğinde olduğunun tespiti ile, tapunun muhdesat bilgileri hanesindeki ".. oğlu .... kullanımındadır." şerhinin iptal edilerek, "2.822,04 metrekaresi .. oğlu ...., 329,03 metrekaresi ... kullanımındadır." şerhi işlenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kullanım kadastrosu sırasında ... ada ... ve ... parsel sayılı 432.94 ve 401.55 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 4 sayılı parselin ..., 5 sayılı parselin ... kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... 5 sayılı parsel üzerinde bulunan evinin muhdesat olarak gösterilmediği ve taşınmazın eksik ölçüldüğü iddiası ile dava açmıştır....

      İlçesi Akçağlayan köyü 928 ada 79 parsel sayılı taşınmaz, 3402 sayılı Yasaya 5831 sayılı Yasayla eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında tarla niteliğiyle, beyanlar hanesinde Maliye Hazinesinin kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, 21.03.2011 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazın kendi kullanımlarında olduğundan beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile kendi kullanımlarında olduğunun şerh verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece davanın KABULÜNE ve dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki muhdesat bilgileri bölümünde yer alan “TC Maliye Hazinesi kullanımındadır” şerhinin kaldırılarak 1/2 pay oranlarında davacıların zilyedliğindedir” şerhi konulmasına karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir....

        Davacı Hazine, kadastro işlemleri sırasında usulsüzlük yapıldığını, kayalık, falez, çalılık vasfında yerlerin yasaya aykırı şekilde bilirkişi ve muhtarların aile fertlerine ve yakınlarına yazıldığını ileri sürerek davalı taraf adına olan zilyetlik şerhinin iptaline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 28205 ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının muhdesat bilgileri bölümünde bulunan "Eşit hisselerle ... evlatları ... ve ...'...

          Muhdesat niteliğinde bulunan bu binaların genel hükümler uyarınca açılan tescil davası nedeniyle davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi mümkün değildir. Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi hükmü gözönünde tutularak davacılar adına binaların muhdesat olarak tapuya tesciline denilmiş ise de, genel hüküm niteliğinde bulunmayan Kadastro Kanunu'nun anılan hükmünün Asliye ve Sulh Hukuk Mahkemelerince uygulanması mümkün değildir. Kadastro Kanunu'nun genel hüküm niteliği kazandırılan maddeleri aynı kanunun 33/son fıkrasında belirtilmiştir. Ancak, TMK'nın 1012/1. maddesi hükmü uyarınca Hazine'nin istek ve kabulü halinde bu muhdesatın gösterilmesi mümkündür. Hazine'nin bu konuda bir muvafakati bulunmadığına göre, yazılı şekilde muhdesatların tapunun beyânlar hanesine şerh edilmesine ve bu nedenle yıkım isteğinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

            Sadece madde gerekçelerinde de açıkça vurgulandığı üzere eylemli (fiili) durumun belirtilmesi demek olup, muhdesat sahibi yararına sürekli ve ayni bir hak meydana getirmez. Somut olaya gelince; davacının, ... Kadastro Mahkemesi’nin 2009/208 E, 2010/178 K, sayılı dosya üzerinden açtığı kadastro tespitine itiraz davası sonunda, kendisine ait 41 parsel sayılı taşınmazın 48,11 m² miktarındaki taşınmazın kök murisi ... adına tapuya tesciline karar verildiği, 41 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ahır ve odunluğun da davalı ...’e ait olduğu şerhinin düşülmesine karar verildiği görülmektedir. Hal böyle olunca, mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir....

              Dava, tutanağın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemi ile açılmış olup, davanın niteliğine göre, husumetin Hazine'ye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır. O halde Mahkemece temsilcide yanılma hali re'sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine'ye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazine'ye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir. Bununla birlikte, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunduğu iddia edilen binaların hangi tarihte yaptırıldığı konusunda bu konuda uzman bilirkişi dinlenmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir....

                Yargılama sırasında ..., taşınmazın kadastro tutanağında belirtilen (E) bölümüne yönelik aynı nedenle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacılar ... ve arkadaşları ile müdahil davacı ...'ın davalarının ayrı ayrı reddine, taşınmazın çekişme konusu edilen kadastro komisyon tutanağı ve sınırlandırma krokisinde (E) harfi ile işaretli 117 metrekare yüzölçümündeki bölüm hakkında 26.03.2014 tarihli kadastro komisyon tutanağında belirtildiği gibi kullanımsız olarak beyanlar hanesindeki şerh ile dava konusu edilmeyen diğer kısımlar yönünden kullanıcı ve muhdesat şerhlerinin aynen korunarak, çekişmeli taşınmazın arsa vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazların 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkartıldığı şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorundadır. Aynı Kanun'un 19/2. fıkrasında, taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun, sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği belirtilmiştir. Buna göre, eldeki dosyada, çekişmeli taşınmazın üzerinde bulunan evin davacıya ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine dair hükümle yetinilmesi gerekirken, ayrıca evin davacı adına tapuya tesciline de karar verilmesi suretiyle aynı yere ait iki tapu oluşmasına sebebiyet verilmesi ve evin bahçesinin muhdesat niteliğinde olmamasına rağmen “bahçe” yönüyle de beyanlar hanesinde muhdesat şerhi verilmesi isabetsiz ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 3 nolu bendinin son fıkrası olan “Dava konusu......

                    UYAP Entegrasyonu