Ancak; Kadastro Mahkemesinin 1991/1473 Esas, 1993/1733 Karar sayılı ilamıyla çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken 1976 yılında yapılan orman kadastrosu işleminde Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline, üstünde bulunan kargir evin Hasan Şeker'e ait olduğunun muhdesat olarak kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi üzerine Hazine adına tapu kaydının oluştuğu, muhdesata ilişkin şerh tapuya işlenmesine rağmen beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun'un .... maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığına dair şerh konmadığı görülmüştür. 3402 sayılı Kanun'un Ek-.... maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde kullanım kadastrosu yapılabilmesi için taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhinin bulunması gerektiği, şerh işleminin önceki ilamın tavzih edilmesi...
Kadastro Mahkemesinin 1994/53 E. - 1664/86 K. sayılı kararı ile hükmen orman olarak tescil edildiği, taşınmazın tapu kaydında ...'un kullanımında olduğu ve 5 yıl süreyle TTK lehine irtifak hakkı şerhlerinin bulunduğu iddiasıyla şerhlerin kaldırılması istemiyle dava dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne; 131 ada 8 nolu parselin tapu kaydının beyanlar hanesindeki "1979 yılından beri Durmuş oğlu İskender Alaçam'ın kullanımındadır" şerhinin ve 07/04/1989 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle Türkiye Taşkömürleri Kurumu lehine tesis edilen irtifak hakkının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... Müdürlüğü vekilince temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydındaki şerhin terkini istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 14/12/1993 - 12/01/1994 tarihleri arasında ilân edilen kadastro çalışmaları vardır. Çekişmeli taşınmaz... Kadastro Mahkemesinin 1994/53 E. - 1664/86 K. sayılı kararı ile hükmen orman olarak 22/09/1994 tarihinde tescil edilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 25838 ada 2 parsel nolu taşınmazın dava konusu edilen kadastro tutanağı ve sınırlandırma krokisinde (A) harfi ile işaretli kısmı ile dava dışı (B) ve (C) harfleri ile işaretli kısımların kullanıcı ve muhdesat şerhlerinin aynen korunarak, çekişmeli taşınmazın arsa vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkartıldığı şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyize konu taşınmazın kamu orta malı niteliğinde harman yeri olduğu mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlendiğine, mahkemece bu tür yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği ve tutanağın beyanlar hanesinde gösterilen muhdesat şerhinin iptali için Hazine tarafından açılmış bir dava bulunmadığı dikkate alınarak hüküm kurulduğuna göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.9.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
Ne var ki; eldeki davanın aktarılan dosya kapsamında olmasına, Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan tespitin geçerli olmamasına, bir başka deyişle; çekişmeli taşınmaz hakkında tespit edilecek kullanıcı ve mülkiyet durumu hakkında dosyanın aktarıldığı Kadastro Mahkemesi'nin görevli olmasına göre, mahkemece tespit gibi tescil hükmü kurulması doğru değil ve bozma nedeni ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın hüküm fıkrasının 3. satırındaki “tespit gibi tesciline” sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine “tarla vasfı ile Hazine adına tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine, taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1990 tarihinden beri Kazım oğlu Şahin Kayabaşı'nın fiili kullanımında bulunduğu şerhinin yazılmasına” sözcüklerinin yazılması suretiyle ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın kullanımındadır şerhinin tapuya yazılmasına karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu nitelikteki davaların görülebilmesi için kullanım kadastrosuna tabi tutulan taşınmazın Hazinenin mülkiyetinde bulunması gerekir. Temyize konu 28186 ada 16 parsel sayılı taşınmaz, 03.11.2021 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca satış nedeniyle ... adına tescil edilmiş olup, dava tarihinde Hazine adına kayıtlı olmakla beraber, yargılama sırasında lehine kullanım şerhi bulunan davalıya 6292 sayılı Kanun uyarınca ... ve böylelikle taşınmaz Hazinenin mülkiyetinden çıkmıştır. Taşınmazın davalı adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle artık şerhe yönelik davanın dinlenme olanağı kalmamıştır....
Ancak dava açılmakla 157 ada 38 parsel sayılı taşınmazın tutanağı itirazlı hale geldiği ve Kadastro Mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun l. maddesi gereğince sicil oluşturulması zorunlu olduğu halde hükümde çekişmeli taşınmazın tescili konusunda karar verilmemesi isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin hükümden çıkartılarak yerine "1- Davanın kabulüne, dava konusu ... İli ... İlçesi Karaçalık Köyü Karpuzlarsırtı mevkiinde bulunan 157 ada 38 parsel sayılı taşınmazın ... adına tapuya tesciline, taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde yer alan 'Parsel ...'in kullanımındadır" şerhinin iptaline, taşınmazın beyanlar hanesine 'bu taşınmaz ...'ın (T.C. Kimlik No 63016204114) kullanımındadır' şerhinin verilmesine "sözlerinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu haliyle ONANMASINA, hüküm düzeltilerek onandığından peşin alınan harcın talep halinde temyiz eden davalı ...'...
Somut olayda, dava konusu 34266 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ilk tesisinden itibaren ve halen davacıların murisi adına kayıtlı olduğu, davalının imar uygulaması öncesinde mülkiyete dayalı ya da şahsi bir hakkı bulunmadığı, davalının kullandığı evin dava konusu taşınmazda kalmasının imar uygulamasından kaynaklanmadığı, taşınmazın tapu kaydında üzerindeki evin davalıya ait olduğuna dair muhdesat şerhinin yer aldığı,taşınmaz üzerinde zemin üzeri iki kattan oluşan yapının yer aldığı, bu yapının davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır....
O halde, 4127 Sayılı Yasanın 1.Maddesi ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11.Madde 3.Fıkrasının “ “...Kadastro çalışmaları sırasında, fiili kullanım durumuna göre sınırlandırması Hazine adına tesbiti yapılacak bu yerler üzerindeki muhdesat ile tasarruf edenlerin isimleri, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir… …” hükümlerine göre tasarruf edenleri belirlenerek tapunun beyanlar hanesinde gösterilmelidir....
Mahkemece, fen bilirkişi ... tarafından hazırlanan 04.07.2014 havale tarihli raporda (A2) ile gösterilen temyiz konusu bölümde davacının tespit tarihi olan 2010 yılından 4 yıl önce zilyet olmaya başladığı ve tespit tarihi itibariyle de davacının zilyet olduğu ancak tespit tarihinden 4 yıl öncesinde lehine zilyetlik şerhi verilen davalı ...’nın zilyet olduğunun belirlendiği ve bu zilyetliğin korunması gerektiği gerekçesiyle ... mirasçıları lehine zilyetlik şerhi, davacı ... lehine ise muhdesat şerhi verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç mevzuata uygun değildir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle ... adına tescil edileceği düzenlenmiştir...