Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın kullanımında olduğu” şerhinin yazılmasına karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 02/02/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, takibe konu ilamda taşınmazın aynına yönelik karşı tarafın hiçbir iddiası olmamasına ve ihtilaf olmamasına rağmen hatalı olarak; "taşınmazın aynına ilişkin iddia olduğu ve muhdesat şerhinin tapu kayıt ve sicillerinde değişiklik yaratacağından ilamın kesinleşmesi gerektiğinin" kabul edildiğini, bu kararın hem takibe konu ilamın esasına hem de açıkça kanuna aykırı olduğunu, karşı tarafın dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkı bulunmadığı gibi gerekçeli karar incelendiğinde böyle bir iddiasının da bulunmadığının kolaylıkla görüleceğini, karşı tarafın sadece muhdesat şerhi nedeniyle ileri sürdüğü hakkı şahsi bir hak olup ayni hak olmadığını, bu nedenle men'i müdahale ve muhdesat şerhinin terkini kararları taşınmazın aynına ilişkin olmadığından kesinleşmelerine gerek olmadığını, muhdesat şerhine ilişkin ilamların kesinleşmeden takip konusu yapılabileceğine ilişkin Yargıtayın emsal kararları olduğunu belirterek...

    Ayrıca, 27.01.2009 günlü Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen 4. maddesi ile "EK MADDE 4 - 6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2'nci maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2'nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11'inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir. Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz." hükümleri yürürlüğe konulmuştur....

      Ayrıca, 27.01.2009 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen 4. maddesi ile "EK MADDE 4 - 6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2'nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2'nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11'inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir. Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz." hükümleri yürürlüğe konulmuştur....

        niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. ... ve 19 arkadaşı, 92 ada 27 ve dava dışı 164 ada 2 parselin tarafların ortak miras bırakanları ... ... ... ve ... ... ... kaldığı, bu sebeple beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin iptal edilerek ... ... ... ve ... ... ... mirasçılarının adlarının yazılması istemiyle dava açmışlar, davalı ...’in davayı kabul etmesi üzerine Üsküdar Kadastro Mahkemesi 13.7.1999 gün 1997/134-1999/142 sayılı ilam ile davalının davayı kabulü sebebiyle 92 ada 27 ve 164 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarda ... ve 16 arkadaşı ile davalının zilyet olduklarının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, ...’in temyizi üzerine Yargıtay 16....

          ın kullanımında olup, üzerindeki binanın kendisine ait olduğu şerhinin yazılmasına, dava konusu edilmeyen (A), (E) ve (F) harfi ile işaretli bölümler yönünden kullanıcı ve muhdesat şerhinin aynen korunmasına, çekişmeli taşınmazın arsa vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı şerhinin yazılmasına, 25732 ada 6 parsel sayılı taşınmazın krokisi ve tutanağında (A) harfi ile işaretli 533 metrekare yüzölçümündeki bölüm yönünden 3402 sayılı Kanun'un Ek-4.maddesine göre yapılan kadastro tespitinin iptali ile, (B) harfi ile işaretli 111 metrekare yüzölçümündeki bölüm yönünden kullanıcı tespitinin aynen korunmasına, tutanağın beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, (A) harfi ile işaretli 533 metrekare yüzölçümündeki bölümün 4 pay itibariyle 1 payın davacı ..., 3 payının davalı ...'...

            Tapunun beyanlar hanesinde yazılan kullanıcının Hak sahiplerini tesbit komisyonunu bağlamayacağı, 3402 Sayılı Yasanın 19. maddesi gereğince, tapunun beyanlar hanesine şerh yazılması yada şerhin değiştirilmesi istemiyle hak düşürücü süreler içinde ancak kadastro mahkemelerine dava açılabileceği, hak düşürücü sürelerden sonra genel mahkemelerde bu sav ile açılacak davların dinlenmeyeceği, Kaldı ki, 4127 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. madde 3. fıkrasının “Kadastro çalışmaları sırasında, fiili kullanım durumuna göre sınırlandırması Hazine adına tesbiti yapılacak bu yerler üzerindeki muhdesat ile tasarruf edenlerin isimleri, kadastro -2- 2008/12787 - 17790 tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir. ...”...

              ın davalarının kısmen kabulüne, dava konusu 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile teknik bilirkişi ...'ın 15.02.2012 havale tarihli raporunda (C) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ham toprak ve çalılık niteliği ile ... adına tapuya tesciline, taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin kaldırılmasına, (A) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliği ile tespiti gibi ... adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine "...kızı ... tarafından kullanılmaktadır" şerhinin yazılmasına, (B) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliği tespiti gibi ... adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine "...kızı ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.03.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, dava dışı Hazineye ait dava konusu 1470 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının muhdesat bilgileri hanesindeki “...” olan soyadlarının “...” olarak düzeltilmesini istemişlerdir. Mahkemece davanın kabulü ile kadastro tespit tutanağındaki davacıların soyadının düzeltilmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir....

                  Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu