Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...kısa kararda , aidiyetin tespiti isteği hususunda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmayıp; gerekçeli kararda,"bu kuyunun suyunun 72 nolu parsele ait olduğunun tespitine " denilmek suretiyle, değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek, kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda sondaj kuyusundaki suya vaki elatmanın önlenmesineve su üzerindeki muarazaanın giderilmesine, kuyu suyunun 72 parsel sayılı taşınmaza ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....

    Eczanesi’nin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, davalı yanın 2012 ve 2013 yıllarına ilişkin eczanesinden fatura edilen reçetelerle ilgili olarak 29 adet reçete için 2012 Eczane Protokolünün 4.3.6, 5.3.6 maddeleri gereğince hastalardan ilaç katılım payı ve/veya poliklinik muayene katılım payının alınmadığı gerekçesiyle 14.936,71 TL ceza-i şart, 12.734,78 TL reçete bedeli ile 1 adet sahte reçete nedeniyle 23,22 TL yersiz ödenti olmak üzere toplam 27.694,71 TL'nin tahsili ve uyarı işlemi uyguladığını, kurum tarafından tek bir fiil nedeni ile ayrı protokol hükümlerinin uygulandığını ileri sürerek, uygulanan uyarı, reçete bedeli ile kurum zararı ve cezai şart işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı; kurum tarafından yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu savunarak, haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

      SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkeme kararının hüküm bölümünün 3 numaralı bendinde yer alan (450) rakamlarının karardan çıkartılarak yerine aynen (673) rakamlarının yazılmasına, hükmün bu değiştirilmiş ve düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 17.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Mahkemece, davanın kabulü ile davacı hakkında davalı kurum tarafından yapılan cezai işlem sebebiyle davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti ile uyarı cezası koşulları olmadığının tespitine, davacı hak edişlerinden kesilen 189.353,23 TL'lik haksız kesintinin 15.06.2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile davalı Kurum tarafından hakkında tesis edilen uyarı ve kesinti işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine ve uyarı cezası koşullarının oluşmadığının tespiti ile iptaline, hakedişlerinden kesilen 189.353,23 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiş; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Mahkemece,davanın kabulüne, davacıya verilen cezai şart ve reçete bedeli ve uyarı 3 ay anlaşma feshi ve uyarı ile ilgili işlemin iptaline karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğine ve mahkemece de davacı hakkında cezai şart ve reçete bedeli ile ilgili uygulanan işlemlerin de iptaline karar verilmiş olmakla,yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine dava değeri olan 151.640,64 TL üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirne ile maktu 1.800 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

            Davalı; Kurum işleminin taraflar arasındaki protokole ve mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile 30/12/2014 tarihli işlemin iptaline, muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

              Davacı tarafından uyarma cezasının iptali de talep edilmiş olmasına rağmen bu hususta olumlu ve olumsuz karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı...'' gerekçesi ile bozulmuştur....

                hukuka aykırı olup somut dayanaklarının bulunmadığını ileri sürerek; reçete bedeli, on katı cezai şart bedeli ve ekrana yazılı uyarı işleminin iptali ile söz konusu işlem nedeniyle davalı kuruma herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini talep etmiştir....

                  Ancak, memur ve müstahdemlere yapılacak tebligatta, tüzel kişiliğin yetkilisinin iş yerinde bulunamaması nedeniyle tebligatın bu kişilere yapıldığının açık bir şekilde belirtilmesi zorunludur. Olayda, davacı şirkete verilen idarî para cezasında tekerrüre esas alınan Üst Kurul'un … tarihli ve … sayılı, … tarihli ve … sayılı "uyarı" yaptırımı uygulanmasına yönelik kararlarının … adlı şahsa tebliğ edildiği, ancak davacı şirket tarafından, adı geçen şahsın kendilerinin çalışanı olmadığının ve söz konusu "uyarı" yaptırımlarından dava konusu Kurul kararıyla haberdar olunduğunun ileri sürüldüğü görülmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu