WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/826 Esas, 2015/903 Karar sayılı kararı ile mirası kayıtsız şartsız red ettiğini, muris adına açılmış pek çok icra dosyası bulunduğunu belirterek mirası kayıtsız şartsız reddettiğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. TMK 606. maddesine göre; "Miras 3 ay içerisinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren işlemeye başlar." Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir....

    Davacı vekilinin mirası reddeden davalılar yönünden husumetten ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu istinafı yönünden; TMK hükümlerine göre En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. (TMK. m.612/1- 2) Miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından mirasın reddedilmiş olması nedeniyle tereke tasfiyeye tabi tutulacaktır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde sıfat dava konusu hakka ilişkindir. Davada sıfat, tarafın dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgili olup; davanın tarafı ile dava konusu hak arasında hak ilişkisine dayalı bir bağdır. Mahkeme önünde maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi ise davalıdır....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/3059 E sayılı dosyası ile "Ortaklığın Giderilmesi" davası açıldığını, bu davayı açtıktan sonra borçlu T5'nun kötüniyetli olarak babasından kalan mirası red ettiğini ve mirasın reddinin iptali için dava açılmasının önüne geçmek için de bunu gizli tuttuğunu öğrendiklerini, davalı/borçlu T5'nun diğer davalılar lehine yaptığı mirasın reddi tasarrufunun icra dosyalarındaki alacaklarıyla sınırlı olmak üzere iptali ile davacılara muris T12'ndan kalan gayrimenkulleri cebri icra ile satış yetkisi verilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Ayrıca TMK'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....

    Davacı dilekçesinde 6183 sayılı yasanın 30.maddesine dayandığını bildirmiş ise de istemin Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayandığı anlaşılmaktadır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK m. 617/1) Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. (TMK m. 617) Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. İcra takibinin uzun süre devam etmesi, tek başına acze delalet etmez. Zira aczin ne suretle gerçekleşeceği İcra İflas Kanununda gösterilmiştir....

    İİK.nun 53. maddesine göre, borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Bu maddenin uygulanabilmesi için icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. İİK.nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer İİK. Nun 16. maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayette bulunabilirler. İİK.nun 53. maddesine aykırılık iddiası ise kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK. nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olacaktır....

      Bu müessesenin keyfi olarak kullanılması sonucu tereke alacaklılarının zarar görmesi ihtimal dahilinde olup bu alacaklılar, murisin mirasçısının alacaklıları olabileceği gibi murisin kendi alacaklıları da olabilmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu murisin mirasçısının alacaklılarının korunması yönünden TMK’nın 617 nci maddesini düzenlemiş iken murisin kendi alacaklılarının korunması için ise TMK’nın 618 inci maddesini düzenlemiştir. 3. Eldeki dava, murisin mirasçısının alacaklılarının korunmasına yönelik mirasın reddinin iptaline ilişkin olup TMK’nın 617 nci maddesinde, “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir....

        Bu durumda mahkemece davacı tarafa HUMK.nun 75/2 maddesi uyarınca davacı tarafın isteğinin ne olduğu, davayı İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası mı yoksa Medeni Kanunun 617. maddesine dayalı mirasın reddinin iptali davası olarak mı açtıklarının açık ve net bir şekilde açıklattırılması, ondan sonra taraf delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmadığı gibi kabule göre de Medeni Yasanın öngördüğü koşullar oluşmadan mirasın reddine dair işlemin terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal, para vs. değerlerin karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçişini sağlayacak oluşundan, koşullarının varlığı halinde İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğu halde mirasın reddi işleminin iptale tabi bir tasarruf olarak kabul edilmemesi de doğru bulunmamıştır....

          Hukuk Dairesi'nin 13/12/2018 tarih 2018/716 Esas - 2018/1404 Karar sayılı kararı ile; "... mirasın gerçek reddinin iptali davalarında mirası reddeden kişinin alacaklılarına zarar vermek amacıyla kötü niyetle mirası reddetmiş olup olmadığı hususunun tereddüte mahal vermeyecek şekilde araştırılması gerekmektedir. Dava konusu olayda, ilk derece mahkemesince mirası reddeden T6 terekesinin borcunu karşılamaya yetmediği araştırılmış, tespit edilmiş ise de; Davalı T6 babası olan Ömer Uygun'un ölüm tarihi olan 17/04/2016 tarihi itibariyle terekesinin borca batık olup olmadığı araştırılıp tespit edilmemiştir....

          Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların murisinin 24.06.2018 tarihinde vefat etmiş olduğunu, davacıların terekenin borca batık olduğu iddiasının ispattan uzak olduğunu, murislerinin vefatından yıllar sonra mirasın reddi istendiğini, bu durumun Medeni Kanunda yer alan iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, aradan iki yıllık bir süre geçtikten sonra iş bu davanın açılması da bu nedenle manidar olduğunu, bu hususun ilk derece mahkemesince titizlikle araştırılmadığını, TMK'nın red halinde sorumluluk başlıklı 618. maddesi doğrultusunda ölümden önceki 5 yıl içerisinde mirası reddeden mirasçıların muristen iktisap ettikleri malvarlığı olup olmadığının araştırılası tespit edilmesi halinde TMK 618. maddesine göre işlem yapılmasının ve ayrıca murisin üçüncü kişilerden alacağı olup olmadığının mahkemece araştırılmasının gerektiğini, borca...

          UYAP Entegrasyonu