İcra Müdürlüğü'nün 2013/3482 sayılı dosyasında takip bulunduğunu, bu icra dosyasındaki takip miktarı yüksek olduğundan davalının mirası reddettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz talebi üzerine, Dairemizin 14.02.2017 tarih, 2016/9177 Esas, 2017/1006 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dava, alacaklıları zararlandırmak amacıyla (kötüniyetle) yapılan reddin iptali isteğine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanmaktadır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler....
Hukuk Dairesi 2018/3359 Esas 2019/1528 Karar sayılı 31/10/2019 tarihli ilamında özetle "Mahkeme kesin hüküm sebebiyle davayı reddetmişse de diğer davanın mirasın reddinin iptali (TMK 617 md uyarınca) ile ilgili olduğu, bu davanın ise İİK 277 vd md uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olduğu, koşulları ve sonuçlarının farklı olduğu, aynı davalar olmadığı, esasa girilmesi gerektiği" gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar vermiştir. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucu verilen 15/09/2020 tarihli 2019/351 Esas 2020/184 Karar sayılı ilamda ise özetle; tasarrufun iptali davası şartlarının oluşmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....
Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tüm mirasçısı tarafından mirası red edilen miras bırakanın alacaklısı olan davacının, 4721 sayılı TMK 633. maddesi gereğince, ......nin resmi tasfiyesi istemine ilişkindir. ...... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, TMK'nın 612/1 maddesi hükmü uyarınca en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddedilen mirasın resmen yönetilme ve tasfiye hükümlerine göre tasfiyesinin sağlanması istenmiş olup uyuşmazlığın mirasın reddinin tespitine karar veren.........6. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sunuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ...... 6. Sulh Hukuk Mahkemesince, her ne kadar ...... 2....
Mahkemece, davanın TMK'nin 617. maddesine dayalı mirası reddin iptali isteği olduğu, dosyada bulunan ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/414 E. sayılı dosyasının incelenmesinde 18.06.2010 gün ve 2010/710 sayılı kararı ile ...’ın muris ...’ın mirasını red ettiklerinin tesciline karar verildiği, 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mirasın reddinin iptali davasının koşulları; davanın mirasın reddedildiği günden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde açılması, borçlu mirasçının alacaklıları zararlandırma kastı ile hareket ettiğinin alacaklı tarafından kanıtlanması, borçlunun alacaklıya teminat göstermemesi borçlunun mevcut mallarının borçlarına ödemeye yetmemesi ve borcunu ödemekten imtina etmesidir. Somut olaya gelince; dava dilekçesinde mirası reddin iptalinin mi yoksa tasarrufun iptalinin mi talep edildiği anlaşılamamaktadır....
T11 vekili; murisin vefat tarihinde terekenin borca batık olup olmadığının ve mirasçıların da mirası kabule yönelik yaptığı eylemlerin araştırılması gerektiğini, çünkü mirasın reddinin sadece murisin borçları kapsamayıp alacaklarını da içerdiğini, mirasçılarca mirası kabule yönelik işlemler yapılıp yapılmadığının yerel mahkemece araştırılmadan hüküm kurulduğunu beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun m. 605/II hükmüne dayalı olarak açılan mirasın hükmen reddedildiğinin tespiti talebine ilişkindir. TMK m. 605/II hükmünde “Ölüm tarihinden miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” düzenlemesi bulunmaktadır. TMK m. 605/II hükmünde herhangi bir dava açma süresi öngörülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, 03.12.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine dosya yönünden yapılan inceleme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım mirasçılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 02.10.2014 tarihinde vefat eden muris ...’ın mirasının reddinin tespiti istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, bir kısım davacılar temyiz etmiştir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır....
nun mirasının reddinin tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacının mirasçısı ... vekili temyiz etmiştir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir....
GEREKÇE: Dava, alacaklılara zarar verme kastı ile yapılan mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın 6 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından bahisle reddine karar verilmiş, davacı bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 4721 sayılı TMK'nun 617/1 maddesi "Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler." düzenlemesini içermektedir. Bu süre, zamanaşımı süresi olmayıp, hak düşürücü süredir. Düzenlemeye göre, altı aylık dava açma süresi, ret tarihinden itibaren başlayacaktır....
Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Bu maddenin uygulanabilmesi için icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. İİK. nun 53.maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer İİK'nun 16.maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayette bulunabilirler. İİK'nun 53.maddesine aykırılık iddiası ise kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca şikayet süresiz olacağından davalı alacaklı vekilinin şikayetin süresinde olmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda, şikayetçilerin murisi olan borçlu Ayşe Atılgan'ın takibin kesinleşmesinden sonra öldüğü, alacaklı vekili tarafından takibin Ayşe Atılgan mirasçılarına yöneltildiği, şikayetçi mirasçılar T12 T1 T3 T5 T6 T8 ve T10 tarafından mirasın hükmen reddine ilişkin Osmaniye 1....
ın ise vefatının 31.07.2018 tarihinde gerçekleştiği, kaldı ki dosyaya murise ilişkin herhangi bir veraset belgesinin dahi sunulmadığı görülmekle, davalı vekilinin TMK 618.maddesine dayalı istinaf istemlerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....