Mirasbırakanın vasiyetnamede gösterdiği mirasçılıktan çıkarma (ıskat) sebepleri ve Türk Medeni Kanununun 511. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davanın reddi gerekirken; yazılı şekilde, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 06.07.2011 (Çrş) (Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Davacının mirasbırakana karşı aile hukukundan doğan görevlerini yerine getirmemiş olması, ağır (önemli ölçüde) ihmal boyutuna gelmiş değildir. Oluşmuş iletişimsizlik iki taraflıdır. Kendisini yetişme çağında aramamış olan ve kendisini istemeyen babaya karşı, evladın devamlı iletişim kurmaya çalışması beklenemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Vasiyetnamenin İptali (Mirasçılıktan Çıkarma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.11.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılıktan çıkarma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 31.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK'nın 510/2. maddesinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olup, mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nın 510/2. maddesinin uygulanması gereken uyuşmazlıklarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır....
nin çocuğu olan davacı hakkında gösterdiği sebeplerin, mirasçılıktan çıkarma sebebi sayılabilecek nitelik ve nicelikte bulunmadığı gözetilerek, TMK'nun 512. maddesinin 3. fıkrasının ilk cümlesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı, başka bir ifade ile davacının saklı payını isteyebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edilebileceği düşünülmeden, istemin tümden reddilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya tenkis davası olarak devam edildiği belirtilerek, bilirkişi tarafından tenkis bedelinin 153.434,59 TL olarak hesap edildiği gerekçesiyle anılan bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır. B....
Hukuk Dairesinin 2009/18027 Esas, 2009/19236 Karar sayılı kararı ile mirasçılıktan çıkartılma sebebinin kanıtlanamadığı; mirasçılıktan çıkartma tasarrufunun, mirasbırakanın çıkarma sebebi hakkında düştüğü "açık bir yanılma" yüzünden yaptığını gösteren bir delilin de bulunmadığı, bu durumda mirasçılıktan çıkartma tasarrufunun mirasçılıktan çıkartılan ...'in "saklı payı" dışında geçerli olduğu gerekçesi ile bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde anılan vasiyetnamenin tenfizine, davacının 1/8 saklı payı yönünden ise vasiyetnamenin iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/162 Esas, 2020/275 Karar sayılı kararında: Müteveffa Ahmet Pekşen'in düzenlendiği mirasçılıktan çıkarma sözleşmesinde oğlu İsmail Pekşen ile İsmail Pekşen mirasçıları olan davacıları İsmail Pekşen'in öz kız kardeşi olan Hafize Özbek'i öldürdüğü gerekçesi ile mirasından çıkardığını belirttiği, İsmail Pekşen hakkında verilen Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/218 Esas, 2012/188 Karar sayılı kararının Yargıtay 1.Ceza Dairesinin 2013/4290 Esas, 2013/8006 Karar sayılı kararı ile kesinleştiği anlaşılmıştır....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; TMK'nın 510 maddesi; "Aşağıdaki durumlarda mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir: 1. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse, 2. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse. " düzenlemesini içermektedir. Açıklanan yasal düzenleme gereğince; davacının ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarma işlemini gerçekleştireceği ve dava açmakta bu surette hukuki yararı bulunmadığı ortadadır....
Muris sadece Mirasçılıktan çıkarmayla yetinmiş, mirasçılıktan çıkarılan kişinin miras payı üzerinde tasarrufta bulunmamış ise mirasçılıktan çıkarılan kimse muristen önce ölmüş gibi kabul edilir. Bu durumda mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna verilir (TMK m. 511/2 ve 3). Bu durumda ...... Noterliğince düzenlenen 02.11.2009 tarihli ...... no'lu düzenleme şeklinde vasiyetname ile muris ... mirasçı oğlu ...'i mirastan yoksun bıraktığından mirastan ıskatın hukuki sonucunun terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetilmesi şeklinde karar verilmesi infazda duraksamaya yol açacağından mirasçılıktan çıkarılan .........'in çocukları .... ve ... 'e dava yöneltilmeden ayrıca yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Noterliğinde düzenlenen 24.03.2010 tarih ve 297 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin davacıların saklı payları oranında iptaline ve yapılan vasiyetin davacıların saklı payı dışında yerine getirilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1--Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mirasbırakan vasiyetnamesinde mirasçılıktan çıkarma sebeplerini göstermiş, davalılar, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere , mirasçılıktan çıkarma sebeplerinin doğruluğunu kanıtlayamamışlardır. Bu durumda TMK'nun 512/3. maddesi gereğince mirastan iskatın mirasbırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı başka bir ifade ile davacıların saklı paylarını isteyebileceği açıktır. Davaya tenkis davası olarak devam edilmelidir....
Evlatlığın mirastan yoksun bırakılmasını veya mirasçılıktan çıkarılmasını gerekli kılacak bir durumun varlığı halinde, evlatlığın mirastan yoksun bırakılması ya da mirasçılıktan çıkarılması yine mümkün olmakla beraber, bu yoksun bırakma/mirasçılıktan çıkarma hali evlat edinen ile evlat edinilen arasındaki evlatlık ilişkisinin sona ermesi sonucunu doğurmayacaktır. (Aydoğdu, a.g.e sh.664- 665) TMKnın 318. maddesi gereği; evlât edinmenin esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakat olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya her ilgilinin evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebileceği, noksanlıkların bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, evlatlık ilişkisinin kaldırılması yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir....