ın ise "müştekiyi telefonla aradığında senedin kendisine ait olup yılbaşında öderim dediğini" ifade etmeleri karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti amacıyla H.. S.. ve H.. S..'...
in, UYAP kanalıyla Mernis üzerinden temin edilen nüfus kayıt örneğine göre, hükümden sonra 01.11.2013 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, kamu davasının 5237 sayılı TCK'nun 64. maddesi uyarınca düşürülmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiş, 3- Kabul ve uygulamaya göre de; a- 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması b- Adli emanete kayıtlı suça konu belgenin akıbeti konusunda bir karar verilmemesi, Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,...
üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, B-Sanık ... hakkında "kimliği hakkında yalan beyanda bulunma" suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; 1-Sanık savunmasında, soruşturma sırasında teyzeoğlusu Orhan Korkulu'nun ismini verdiğini belirttiğinden, Orhan Korkulu'nun gerçek kişi olduğunun tespiti halinde eylemin 268/1. maddesi yollamasıyla 267/1, 269. maddesinde belirtilen suçu oluşturacağı gözetilmeden eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi, 2- 5237 sayılı TCK'nun 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz...
E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 50 tam gün olarak tayin edilmesi, 3-TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/12/2013 tarihinde...
Maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçu kapsamında kalacağı gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1-Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi, 2- TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılanların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
kurulması, 2-) Kabul ve uygulamaya göre de; a-) TCK’nun 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, b-) Suça konu çekin akıbeti hakkında karar verilmemesi, Yasaya aykırı, c-) T.C....
in soruşturma aşamasındaki ifadesinde, Ziraat Bankasındaki hesabından 3.500 TL çekip sanığa verdiğini, kovuşturma aşamasında ise, 10.000 TL kredi çekerek sanığa verdiğini, ayrıca Eskişehir'de bulunan Sakarya isimli mağazadan sanık adına kefil olarak ev eşyaları aldığını iddia etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, ilgili banka veya bankalardan suç tarihinde katılan A.....
Tüm bu nedenlerle; mirastan iskat edilen (TMK.m.510 vd) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirastan iskat durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirastan iskat nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. TMK'nun 511. maddesinde düzenlenen; “Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz. Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır. Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir." Hükmü uyarınca mirastan iskatta miras paylarının diğer mirasçılara intikal şekli kararda gösterilmelidir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen görülen davada;Asıl davada davacı, mirasbırakan babaannesi ...’nın 295 ada 19 parseldeki 8 no’lu ve 2983 ada 142 parseldeki 12 no’lu bağımsız bölümü mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı kızına satış suretiyle temlik ettiğini, daha önce mirasçı ... tarafından davalı aleyhine açılan ...8....
Mahkemece, "murislerin katılımı ile düzenlenen mirastan feragat sözleşmesinin mirasçılardan ...'nın okuma yazma bilmemesi nedeniyle şekil şartı yoksunluğundan reddine" karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davacılar vekilinin talebi mirastan feragat sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğundan davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Mirastan feragat sözleşmesi miras bırakan ile gelecekteki muhtemel mirasçısı arasında düzenlenen, ileride doğacak miras hakkına ilişkin beklentiden karşılık alınarak veya bir karşılık alınmadan kısmen veya tamamen vazgeçmeye ilişkin iki taraflı bir sözleşmedir. Mirastan feragat sözleşmesinin konusunu murisin halen hayatta bulunması nedeniyle miras geçmediğinden miras hakkı değil buna ilişkin beklenti oluşturmaktadır....