Dava, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasının yanında TMK'nin 510. maddesi uyarınca mirastan ıskat istemlerine ilişkindir. Mirastan ıskat talebinin 4721 sayılı TMK üçüncü kısmı hariç ikinci kitabından kaynaklanmakta olduğu anlaşıldığına göre, görev genel mahkemeye aittir. Mahkemece, mirastan ıskat talebine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere görevsizlik karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ye devrettiğini, işlemlerin kız çocuklardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı şekilde yapıldığını ileri sürerek, pay oranında tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tenkis istemiş, bilahare davacının, mirastan feragat sözleşmesinin iptali istemiyle açtığı karşı dava, eldeki dava ile birleştirilerek görülmüştür. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, resmi şekilde yapılan mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olduğu ve bu sözleşme ile davacının, davalılar ... lehine mirastan feragat ettiği, diğer davalılar ... ve ...'e yapılan temliklerin ise muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan basası ..., sağlığında maliki olduğu üç adet bağımsız bölümü mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı kızı ... ile damadı ...e bedelsiz olarak temlik ettiğini ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali-tescile, aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalılar, satış işlemlerinin gerçek olduğunu, muvazaa bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, murisin yaptığı temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Noterliği'nin 01.04.2014 tarih ve 4877 no'lu belgesi ile ...Merkez İlçesi tarafından 2014/9 no'su ile 07.04.2014 tarihinde mirastan feragat ettiği anlaşıldığından bu mirasçıya pay verilmeden yeni veraset belgesi düzenlenmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Dosya içinde bulunan ... 1. Noterliğinde düzenlenen 01.04.2014 tarihli 4877 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi incelendiğinde; davalı ...’ın çocukları ...ve ...'ın anneleri ...’dan gelecek olan miras haklarından feragat ettikleri anlaşılmaktadır. Oysa talep edilen ...’ın babası ...’a ait veraset belgesidir. Davalı ...'in babasından gelen miras payından feragat ettiğine dair bir belge değildir. Bu nedenle bu mirasçıya da pay verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile mirastan mahrum edilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....
ye temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, mirasbırakanın mirastan mal kaçırma amacının bulunmadığını, bakım görevini de yerine getirdiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın mirastan mal kaçırma amacıyla temlik edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanı ...’nin 107 ada 78 ve 80 parsel, 144 ada 1 parsel, 128 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar ile 3763 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 nolu bağımsız bölümün maliki iken, ...2.Noterliği’nin 22.08.2012 tarihli mirastan feragat sözleşmesi ile mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinden 70.000,00-TL karşılığında davalı lehine feragat ettiğini, ancak kendisine 70.000,00 TL’nin ödenmediğini ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, mirastan feragat sözleşmesi ile davacının dava konusu taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinden lehine feragat ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Somut olayda, muris Musa ile davacı Süleyman arasında 22.06.1998 tarihinde "Mirastan Feragat Sözleşmesi" imzalanmış 02.06.1998 ila 23.06.1998 tarihleri arasında yapıldığı öne sürülen temliklerle ilgili dava açılmış, aynı taraflar arasında "Mirastan Feragat Sözleşmesi"nden "Rücu (Fesih) Senedi" 24.02.2004 tarihinde düzenlenmiştir. Yani bir kısım temliklerin yapıldığı tarihte davacı murisin mirasçısı değildir ve mirasbırakanın başka mirasçısı yoksa bu temliklerle ilgili olarak davacının dava açması olanaksızdır. Ancak murisin başka mirasçısı var ise, davacının açtığı dava dinlenebilecektir. Öncelikle bu hususun tartışılması ve hükmün bu yönden bozulması gerekir. Bu nedenle çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyoruz. 23.06.2015...
Mahkemesine şikayette bulunduğu ve 06/08/2008 tarihinde talebin reddedildiğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından senetteki yazı ve imzaların sanık, .... ve tanık ... İ....’in eli ürünü olup olmadığı yönünde .........
şahsın araca taktığını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında, sanıkların savunmalarında geçen ... isimli şahsın araştırılarak, açık kimlik ve adres bilgisinin tespit edilmesi, sanık savunmalarına karşı diyeceklerinin sorulması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, II) Kabul ve uygulamaya göre de; Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine, aynı maddenin diğer haklar ile a,b,d ve e bentlerindeki hak yoksunluğun ise infaz tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, ayrıca T.C....
Ö..kimlik bilgilerini bilip bilmediğinin sorulması, adı geçenin kimliğinin tespiti halinde tanık olarak dinlenilmesi, suça konu çek üzerinde bulunan hesap bilgilerinin gerçek olup olmadığının ilgili banka nezdinde araştırılarak sahih olması durumunda keşideci şirket yetkilisinin olaya ilişkin beyanın alınması ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu sahte çek aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması ve denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme...