Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/181 esas 2015/145 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Balyoz davası olarak bilinen Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Cebren İskat veya vazife görmekten men etmeye teşebbüs suçundan 11.02.2011-09.10.2013 tarihleri arasında 971 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 03.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; Davacının 300.000,00 TL maddi ve 1.000.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece maddi tazminat talebinin reddi ile 400.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak...

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Dava Tarihi : 01/09/2015 Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 125.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 27.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine Temyiz Edenler : Davacı vekili, Davalı vekili Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye Teşebbüs suçundan 27.10.2012-19.06.2014 tarihleri arasında 1 yıl 7 ay 23 gün tutuklu kalıp beraat eden davacının 422.493,34 TL maddi, 2.200.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işleyecek yasal faizi ile talebine ilişkin davada ... Bölge Adliye Mahkemesi 14....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/04/2019 NUMARASI : 2018/42 ESAS, 2019/93 KARAR DAVA KONUSU : Mirastan feragat sözleşmesi ve Vasiyetnamenin İptali (İrade Sakatlığı)- tenkis KARAR : Pazar (Rize) 2....

      Davalılar, mirasbırakan ile davacı arasında resmi şekilde mirastan feragat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme gereğince davacının miras hakkının kalmadığını, sözleşmenin baskı altında imzalattırıldığı iddiasının doğru olmadığını, ayrıca, miras bırakanın geçerli olduğunu bildiği ve düşündüğü mirastan feragat sözleşmesine istinaden kendilerine mal paylaştırdığını, mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, evlilik öncesi yapılan mirastan feragat sözleşmesinin geciktirici şarta bağlı olarak yapılan bir sözleşme olduğu, evliliğin gerçekleşmesi ile miras bırakan ...'in muhtemel mirasçısı olan davacının mirasçılık sıfatını yitirdiği,ayrıca sözleşmenin baskı altında imzalatıldığı iddiasının kanıtlanamadığı gibi miras bırakanın ölüm tarihine kadar sözleşmenin iptali için bir dava açılmadığı, mirasçılık sıfatını yitiren davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Noterliğin'de 06.04.2018 tarih 03724 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Mirastan Feragat Sözleşmesini imzaladığını, aynı gün ve saatte aynı noterlikte murisin de 03725 yevmiye no'lu mirastan feragat sözleşmesi ile davacının mirasından feragat ettiğini, davacı vekilinin müvekkilinin mirastan feragat sözleşmesi yapmaya zorlandığını, baskı yapıldığını iddia ettiğini ve bu hususu tanıkla ispat etme yoluna gittiğini, oysa ki; davacı asilin hiçbir baskı altında kalmadan kendi isteği ve özgür iradesi ile mirastan feragat sözleşmesi imzaladığına ilişkin kendi beyan ve açıklamaları dosya içinde mevcut olup bu durumun davacı vekilinin tüm iddia ve delillerini geçersiz kıldığını, davacının Kadıköy 1....

        Davalı şirket vekili, satış işleminin gerçek olup, mirastan mal kaçırma amaçlı yapılmadığını, mirasbırakanın davalı şirketin % 27, oğlu ...’nin % 51, mirasbırakanın eşi ’in % 20, kızlarının ise % 1’er hisse sahibi olduklarını, mirasbırakanın aile için bir kazanç kapısı oluşturmak amacıyla hareket ettiğini, mirasbırakanın şirketteki hissesinin mirasçılarına intikali ile davacının şirketteki hissesinin % 7,75’e çıktığını, mirasbırakanın oğlu ...’nin kişisel emek ve çalışması olup, terekede başkaca taşınmazlar da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2....

          Davalı şirket vekili, satış işleminin gerçek olup, mirastan mal kaçırma amaçlı yapılmadığını, mirasbırakanın davalı şirketin % 27, oğlu ...nin % 51, mirasbırakanın eşi ...’in % 20, kızlarının ise % 1’er hisse sahibi olduklarını, mirasbırakanın aile için bir kazanç kapısı oluşturmak amacıyla hareket ettiğini, mirasbırakanın şirketteki hissesinin mirasçılarına intikali ile davacının şirketteki hissesinin % 7,75’e çıktığını, mirasbırakanın oğlu ...nin kişisel emek ve çalışması olup, terekede başkaca taşınmazlar da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2....

            Davalı şirket vekili, satış işleminin gerçek olup, mirastan mal kaçırma amaçlı yapılmadığını, mirasbırakanın davalı şirketin % 27, oğlu ...’nin % 51, mirasbırakanın eşi ...’in % 20, kızlarının ise % 1’er hisse sahibi olduklarını, mirasbırakanın aile için bir kazanç kapısı oluşturmak amacıyla hareket ettiğini, mirasbırakanın şirketteki hissesinin mirasçılarına intikali ile davacının şirketteki hissesinin % 7,75’e çıktığını, mirasbırakanın oğlu ...’nin kişisel emek ve çalışması olup, terekede başkaca taşınmazlar da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2....

              Noterliği'nin 30/01/2007 tarih ve 3161 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesinin yapıldığını, bu şekilde müvekkili annenin yaşarken mirasını paylaştırdığını, müvekkilinin kalacak başka evi olmadığı için oturduğu ve mirastan feragat sözleşmesine konu olan evde oturmaya devam etmek amacı ile taşınmazı sağlığında davalı oğluna devretmek istemeyip ölümü durumunda davalı oğluna miras yolu ile geçmesini istediğini, müvekkilinin bu şekilde 2007 yılında yapılan bu sözleşmeden sonra evinde oturmaya devam ettiğini, müvekkilinin 19/07/2019 tarihine kadar evinde oturduğunu, 18/07/2019 tarihinde davalı tarafından kardeşi İbrahim'e mesaj gönderildiğini ve evi satacağına annelerinin kardeşi tarafından alınmasını talep edildiğini, müvekkilinin davalının bu satma sözlerine bir anlam veremeyip 19/07/2019 tarihinde tapudan yaptığı araştırmada taşınmazın 05/02/2007 tarihinde davalıya kendisi tarafından devredildiğini anladığını, 30/01/2007 tarihinde yapılan mirastan feragat sözleşmesinden sonraki ilk...

              Mirastan feragat sözleşmesi TMK 528. Maddesinde; "Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur." şeklinde düzenlenmiştir. Mirastan feragat sözleşmesi miras sözleşmesinin bir çeşidi olup geçerli olabilmesi için TMK 545. Maddesi uyarınca resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur....

              UYAP Entegrasyonu