Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. Davacı takip dayanağı senette bulunan alacağın asıl borçlu olduğunu iddia ettiği Şükrü Yargıcı tarafından, alacaklıya borç karşılığı arsa vererek borcun sona erdiğini iddia etmiştir. Ayrıca takip dayanağı senedin, teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlanması gerekmektedir. Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi belirtildiği üzere, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir....

Bilindiği gibi ticaret şirketleri borca batık hale geldiğinde kendi iflasını istemek zorundadır. Türk ticaret kanununun 376. maddesinin üçüncü fıkrası emredici hüküm niteliğindedir. Bu tür davalarda iflas talebinin ilan edilmesi ve alacaklıların itiraz haklarını kullanmasının sağlanması gerekir. Bu gereklilik de yerine getirilmiş ve ilanlar yapılmıştır. Somut olayda bazı alacaklılar iflasa karşı çıkmış, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takiplerin sürüncemede bırakılması için bu davanın açıldığını ileri sürmüşlerdir. İİK m. 179 uyarınca iflas davası iki şekilde ortaya çıkabilir. Birinci ihtimalde sermaye şirketi (anonim ve limited şirket, TTK m. 124) veya kooperatifin borca batıklık sebebiyle kendisi iflasını isteyip davanın davacısı olurken, ikinci ihtimalde herhangi bir alacaklı şirketin iflasını isteyip davanın davacısı olabilir....

    Numaralı Kenan Yazıcı'nın mirasının yasal mirasçısı olan T.C. kimlik numaralı T1 tarafından MİRASIN REDDEDİLDİĞİNİN TESPİT VE TESCİLİNE, 2- Mirasın reddi hususunun mirasın reddi kütüğüne işlenmesine" karar verilmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi' nin 2018/507 Esas sayılı dosyasıyla 12/06/2018 tarihinde borca itiraz edildiğini, Ankara ..... İcra Hukuk Mahkemesi tarafından Ankara .... İcra Dairesi' ne 13/06/2018 tarihinde borca itiraz davası nedeniyle icra dosyasının acele olarak gönderilmesine dair dosya isteme yazısı gönderildiğini,Ankara ........

      İcra takip dosyasında yapılan tebligatın usulüne uygun olması sebebiyle, davacının borca itirazının süresinde olmadığı kanaatine varılarak borca itiraz talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle; davacının davasının reddi ile Bakırköy 5. İcra Dairesinin 2022/9488 Esas sayılı icra dosyasındaki borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin iptali talebinin reddine ve itirazın süresinde olmaması nedeniyle borca itiraz talebinin de reddine'' karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, kararın kaldırılmasını istemiştir....

      kararlaştırılan İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkisinin kesin yetki olması sebebiyle davalı tarafın yetki itirazının yerinde olması sebebiyle, ilk derece mahkemesince davacı tarafın yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      İlk derece mahkemesi kararında; davacılardan ipotekli taşınmaz maliki olan T1 kat ihtarnamesine itiraz hakkının bulunmadığı, itiraz edilmiş olmasının kendisini bir hak bahşetmeyeceği, diğer davacı borçlu yönünden ise kat ihtarnamesinin tebliğ edilmiş olmasının icra emri gönderilmesi için yeterli olduğu, davacının hesap özetine itiraz etmiş olmasına rağmen davada borca ve faize itiraz etmediğinden taleple bağlılık ilkesi gereğince bu hususun resen incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra emrine itiraz ederek takibi durdurma hakkı bulunmadığından usulsüz gönderilen icra emrine itiraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca kat ihtarına süresi içerisinde itiraz edilmiş olması sebebiyle icra emri gönderilemeyeceğini, ödeme emri gönderilmesi gerektiğini beyan etmiş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının gecikmiş itiraz talebinde bulunduğunu, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü sebebiyle ödeme emrinin iptali gibi bir talebin olmadığını, mahkemenin taleple bağlı olduğunu, gecikmiş itiraz talebi nedeniyle ödeme emrinin usule uygun olduğunun kabul edilmiş olduğunu, bunun yanında tebligatın usule uygun olduğunu, ayrıca mahkemece davacının öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin tebliğ tarihi sayılmasına gerekçe olarak dosyada aksini gösterir başkaca delil olmadığı belirtilmiş ise de taraflarına bu hususta delil sunma hakkı verilmediğini, davanın kısmen kabul edilmesi sebebiyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ve borca itirazın esastan reddi sebebiyle davacının tazminata mahkum edilmesi gerektiğini beyan etmiş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır....

      İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince, mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/09/2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..., Maliye Hazinesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacılar vekili, 13.10.2013 tarihinde vefat eden muris ...’nun terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... cevap dilekçesinde, davanın süresinde açılmadığını, davacıların bu zamana kadar borca itiraz etmemelerinin mirası kabul ettikleri anlamına geleceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ......

          UYAP Entegrasyonu