"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi K A R A R Davacı ... vekili, miras taksim sözleşmesine dayalı olarak elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmesini istediği, mahkemece, miras payı oranında elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmesi üzerine taksim sözleşmesine dayalı olarak hükmün temyiz edildiği ve mevcut dosyadaki taksim sözleşmesinin son derece silik ve okunaklı olmadığı anlaşıldığından; okunaklı "ifrazen miras taksim sözleşmesi ve sulhnamedir" başlıklı sözleşmenin ya da okunamayacak durumda fotokopisi çektiriliyorsa aslının bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına konulması ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere GERİ ÇEVRİLMESİ, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın 1/3 payının davacıya devredilmediğinden bahisle 2102 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki davalılar adına olan 1/3 payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde; miras taksim sözleşmesinin geçerliğinin yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, davalıların mirasbırakanı ... tarafından imza edilmiş herhangi bir sözleşmenin mevcut bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasçılar davacı ... ve dava dışı... arasında 02/10/2017 tarihli adi yazılı miras taksim sözleşmesi yapılmış ise de sözleşmede mirasçı ...'...
Somut olayda; davalı T1 miras taksim sözleşmesine dayanmış, davadan sonra düzenlenen 19.07.2019 tarihli miras taksim sözleşmesinin dosya arasında bulunduğu anlaşılmıştır. Miras taksim sözleşmesinin yapılması halinde ortaklığın giderilmesi istenemez. Bahsi geçen sözleşmeye dayalı olarak tarafların birbirlerine tapuda yada noterde rızai ferağ vermediği ve miras taksim sözleşmesine dayalı tescil davası da açılmadığı ancak miras taksim sözleşmesine dayanarak davaya itiraz edilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece davalıya bu sözleşme nedeniyle tescil davası açmak üzere usulüne uygun olarak süre verilmesi, dava açıldığı takdirde bu dava bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi, dava açılmaz ise şimdiki gibi ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yargılamadaki hukuka aykırılıkların niteliğine göre eksikliklerin dairemizce duruşma açılarak veya dosya üzerinden tamamlanması mümkün bulunmamaktadır....
Madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere elbirliği mülkiyetine konu mallarda ortaklar paylaşma sözleşmesi (miras taksim sözleşmesi) yapmış iseler bu sözleşmeyle elbirliği haline son vermiş olduklarından artık ortaklığın giderilmesi davası açamazlar. Mirasçıların aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi kendilerini bağlar. Paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için paylaşma konusu şeyin murise ait olması gerekir. Paylaşma sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmış olması ve bütün mirasçıların katılması zorunludur. Bütün mirasçıların katılmadığı paylaşma sözleşmeleri geçersizdir. Somut olayda; murisleri .. hayatta iken tüm mirasçıların katılımıyla 12.11.1989 tarihli miras taksim sözleşmesi düzenlendiği, muris ın da sözleşmeyi imzalayarak onayladığı, dava konusu taşınmazın da miras taksim sözleşmesi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 20/04/2011 gününde verilen dilekçe ile miras taksim sözleşmesinin feshi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/09/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, miras taksim sözleşmesinin feshi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, 27/12/2009 tarihli miras taksim sözleşmesini müvekkilinin hile ile aldatılarak imzaladığını ve gabin nedeniyle mağdur olduğunu belirterek, 27/12/2009 tarihli miras taksim sözleşmesinin feshini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir....
ye tapuda temlik ettiğini açıklayarak, davalıların tapudaki payının iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ...; ortak miras bırakanın ölümünden sonra mirasçılar arasında taksim yapılmadığını, dava konusu edilen parsellerde hissesi bulunduğunu, davacılardan..,... ve ...'nın paylarını davalı ...'ye satmaları nedeniyle taşınmazlarla ilgileri kalmadığını bildirmiş ve davanın reddini savunmuştur Davalı ...vekili; davacılardan ... ve ...'nın paylarını tapuda yapılan resmi sözleşmeyle devraldığını, iyi niyetli olduğunu savunmuştur. Mahkemece, ortak miras bırakandan gelen taşınmazlara ilişkin olarak mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmesine göre 97, 98 ve 101 nolu parsellerin davacılara düştüğü, aynı zamanda murisin yeğeni olan davalı ...'nin mirasçılar arasındaki taksimi bilmesi nedeniyle iyi niyetli sayılamayacağından davalılar üzerindeki 1/7'şer payın iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir....
daha sonra davalı T6 vekaletname vererek binayı T4'a sattığı, satılan yerin miras taksim sözleşmesi ile müvekkiline bırakılan yer olduğu ileri sürülmüşse de tapuda ileri sürülen taksim sözleşmesi hükümlerine göre ferağ verilmediği,davacı tarafından diğer hissedarlar adına taksim sözleşmesi ile kendisine bırakıldığı gerekçesi ile bu taksim sözleşmesine istinaden açılmış herhangi bir tapu iptali ve tescil davası bulunmadığı , müvekkili tarafından diğer mirasçılar ile verilen vekaletnamenin kötüye kullanılarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığı iddiasının da sınırlandırıcı vekaletname ile ispat edilemediği, üstelik de satış sözleşmesinin 3....
Bahsi geçen dava türü kurucu yenilik doğurucu (inşai) nitelikte olmayıp belirleyici - tespit edici nitelikte olduğundan hükmün kesinleşmesi ile birlikte taşınmazın murise döndüğü, anılan hüküm fıkrasına göre miras payları oranında paylı mülkiyet şeklinde mirasçılar adına tesciline karar verildiği, kural olarak paylı mülkiyete tabi taşınmazların harici yapılan taksim sözleşmesinin geçerli olmadığı , dolayısıyla TMK'nin 676. maddesi uygulamasının söz konusu olmadığı, ne var ki taksim sözleşmesi ile dava dışı 53 adet taşınmazın taksim edilmiş olduğu, mirasçılar arasında paylaştırıldığı, söz konusu taksim sözleşmesine konu yapılan dava dışı taşınmazların taksim iradesi doğrultusunda intikalinin sağlanıp sağlanmadığı hususları davamızın aydınlatılması noktasında önemlidir....
imzalar karşılaştırıldığında aralarında benzerlik ve tutarlılık olmadığının açıkça görüleceği, davalının okur-yazar olmadığı gözetildiğinde imza kullanmasının da mümkün olmayacağı, noterlikçe düzenlenmedikçe yazılı sözleşme yapmasının mümkün olmadığı, TMK 676'ncı maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesinin geçerliliği bütün mirasçıların iştiraki ile imza altına alınmış olmasına bağlı olduğu, mirasçı Gülsüm Erdoğan'ın miras taksim sözleşmesinde imzası olmadığından; tüm mirasçıların katılım şartı gerçekleşmediğinden sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, davayı açarken ve yargılama sırasındaki açıklamasında, mahkemeden eda türünde bir talebinin bulunmadığı, murise ait bir kısım gayrimenkulün miras taksim sözleşmesi uyarınca adına tesciline karar verilmesi yolunda herhangi bir talebinin olmadığı, davalılar tarafından bu sözleşmenin savunmalarında geçen gerekçelerine dayalı açılmış bir sözleşmenin iptali davasının da mevcut olmadığı, imza inkarında bulunmayan davalılar tarafından da varlığı kabul edilip, farklı nedenlerle geçerli olmadığı ileri sürülen miras taksim sözleşmesinin kabulüne yönelik talepte, hukuki yarar dava şartı dikkate alındığında, dinlenme olanağının olmadığı bildirilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....