WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vanlıoğlu mirasçıları arasında 10.6.2004 tarihinde noterde miras taksim sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile 2691 parselde bulunan 7 katlı apartmanın 9, 10 ve 11 numaralı dairelerin vekil edenine bırakıldığını, taşınmazın aradan geçen zamana rağmen halen muris adına kayıtlı olduğunu, miras taksim sözleşmesine göre vekil edenine bırakılan 11 numaralı dairenin davalı tarafından uzun zamandır işgal edildiğini, vekil edeni tarafından taşınmazın boşaltılması için davalıya çekilen 14.7.2004 tarihli ihtarnameye rağmen taşınmazın boşaltılmadığını, vekil edeninin bunun üzerine davalıya 25.12.2013 tarihinde yeniden bir ihtarname çektiğini ve yine taşınmazın tahliye edilmediğini belirterek miras taksim sözleşmesi ile vekil edenine bırakılan 11 numaralı dairenin davacıya teslimini, davalının taşınmazdan tahliyesini, sözleşme tarihi olan 10.6.2004 tarihinden dava tarihine kadar 50.000 TL ecrimisilin doğduğu aylardan itibaren işleyecek reeskont faizi ile vekil edenine ödenmesini talep ve dava etmiştir...

    dan intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği iddiasıyla miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır....

      Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın tümünde tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı araştırılmamış, sadece tarafların beyanların ve bir kısım tanıkların beyanlarından hareketle fiili kullanma biçimi olduğu benimsenip sonuca gidilmiştir....

        Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince; davacının el atmasının önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini talep ettiği parselde davalılardan Şaban ve ... paydaştır....

          Davalılar, taksim yapıldığını davacının taşınmazlarda hakkının olmadığını ve davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacı ve davalıların müşterek murisi Şakir Melikoğlu'ndan geldiği, muris tarafından ölmeden önce çocukları arasında taksim edildiği, davacının bu taksim sonucu kullandığı taşınmazların olduğu, dava konusu taşınmazların murisin taksiminde ve ölümünden sonra aralıksız ve fasılasız davalılar tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir....

            Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terkedildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK.'nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Ayrıca; miras yoluyla intikal eden taşınmazların kullanım tarzlarının parsel bazında belirlenmesi mirasçılar arasında birbirlerine karşı açılacak davalarda Türk Medeni Kanununun paylı mülkiyet hükümlerine aykırılık teşkil edeceği tartışmasızdır....

              Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Ne var ki; Mahkemece, yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde hükme elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Somut olayda; tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planı bulunmadığı sabittir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE KAL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda; yerel mahkemece, davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı tarafından, yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...' ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Davacı, paydaşı olduğu 398 parsel sayılı taşınmazda rızai taksim yapılmadığını, taşınmazda kullandığı bir bölüm bulunmadığını, davalının taşınmazın ticari anlamda en değerli kısmında dolgu faaliyeti gerçekleştirdiğini, sözlü ihtarlarına olumsuz yanıt verildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve davalının gerçekleştirdiği faaliyetin durdurulmasını ve kaldırılmasını istemiştir....

                  O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir....

                    Hemen belirtilmelidir ki; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu