Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.'' Mülkiyet hakkının sağladığı yetkilerin malik tarafından gereği gibi kullanılmasını önleyen ve üçüncü kişilerden gelen etkilere karşı korunma aracı olarak haksız elatmanın önlenmesi, taşkınlığın giderilmesi, durdurulması için, elatmanın önlenmesi davası hakkı tanınmıştır. El atmanın önlenmesi davalarında tarafların taşınmazda paydaş olması halinde Yargıtay ve Daire'nin yerleşik ilke ve esasları gereğince uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir.” şeklindeki 693/son maddesi uyarınca, paylı mülkiyet üzere kayıtlı olan taşınmazda her bir paydaşın taşınmaza el atmanın önlenmesi davası açabileceği açıktır....

    Çekişme konusu taşınmazın davacı, davalılar ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu sabittir. Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....

      , elatmanın önlenmesi ile taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmesini istemişlerdir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında Yaraş Köyü 103 ada 39, 40 ve 41 parsel sayılı 3.737,26, 815,25 ve 1.039,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi ve tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında ..., ... ve ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, ... ise satın alma iddiasına dayanarak davaya katılmışlardır....

          Vanlıoğlu mirasçıları arasında 10.6.2004 tarihinde noterde miras taksim sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile 2691 parselde bulunan 7 katlı apartmanın 9, 10 ve 11 numaralı dairelerin vekil edenine bırakıldığını, taşınmazın aradan geçen zamana rağmen halen muris adına kayıtlı olduğunu, miras taksim sözleşmesine göre vekil edenine bırakılan 11 numaralı dairenin davalı tarafından uzun zamandır işgal edildiğini, vekil edeni tarafından taşınmazın boşaltılması için davalıya çekilen 14.7.2004 tarihli ihtarnameye rağmen taşınmazın boşaltılmadığını, vekil edeninin bunun üzerine davalıya 25.12.2013 tarihinde yeniden bir ihtarname çektiğini ve yine taşınmazın tahliye edilmediğini belirterek miras taksim sözleşmesi ile vekil edenine bırakılan 11 numaralı dairenin davacıya teslimini, davalının taşınmazdan tahliyesini, sözleşme tarihi olan 10.6.2004 tarihinden dava tarihine kadar 50.000 TL ecrimisilin doğduğu aylardan itibaren işleyecek reeskont faizi ile vekil edenine ödenmesini talep ve dava etmiştir...

            dan intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği iddiasıyla miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır....

              Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince; davacının el atmasının önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini talep ettiği parselde davalılardan Şaban ve ... paydaştır....

                Davalılar, taksim yapıldığını davacının taşınmazlarda hakkının olmadığını ve davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacı ve davalıların müşterek murisi Şakir Melikoğlu'ndan geldiği, muris tarafından ölmeden önce çocukları arasında taksim edildiği, davacının bu taksim sonucu kullandığı taşınmazların olduğu, dava konusu taşınmazların murisin taksiminde ve ölümünden sonra aralıksız ve fasılasız davalılar tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir....

                  Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terkedildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK.'nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Ayrıca; miras yoluyla intikal eden taşınmazların kullanım tarzlarının parsel bazında belirlenmesi mirasçılar arasında birbirlerine karşı açılacak davalarda Türk Medeni Kanununun paylı mülkiyet hükümlerine aykırılık teşkil edeceği tartışmasızdır....

                    Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Ne var ki; Mahkemece, yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde hükme elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Somut olayda; tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planı bulunmadığı sabittir....

                      UYAP Entegrasyonu