Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün haciz tarihinin 21/07/2014 olduğu, her ne kadar miras taksim sözleşmesi hacizden önce yapılmışsa da, taksime ilişkin sözleşmenin tapuya tescil edilmedikçe hüküm ve sonuç doğurmayacağı, tescilin 06/01/2017 tarihinde tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmesi neticesinde yapılabileceği, yine tapu iptal ve tescil yargılamasında tescilin hüküm ve sonuç doğuracağı tarihe dair açıklama bulunmadığı görülmekle tescilden önceki tarihli haczin kaldırılması talebinin usul ve yasaya aykırı görüldüğü gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Beyoğlu 37. Noterliği'nin 10/04/2014 tarih ve 9065 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde miras taksim sözleşmesinin, müvekkili tarafından, tapu iptali ve tescil davasına konu edildiğini ve İstanbul Anadolu 6....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi ... ve müşterekleri ile ... ve ... aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının reddine dair Söke Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 08.03.2011 gün ve 436/249 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, dava dilekçesinde mevki ve sınırları yazılı taşınmazın tarafların ortak miras bırakanlarından kaldığını, taksim edilmediğini, davacıların taşınmazdan yararlanmasına davalıların engel olduğunu açıklayarak davacıların miras payı oranında elatmanın önlenilmesine karar verilmesini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar Ömer ve ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir....

      aleyhine 7.5.2003 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, karşı dava ile de elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 12.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı (k.davalı) vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava Türk Medeni Kanunun 724. maddesine dayalı Temliken Tescil, karşı dava ise elatmanın önlenmesi istemleri ile açılmıştır....

        olunan taşınmazda davacının payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı kısım olduğundan davacının açtığı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı olmadığı, Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren davacının sorununu "elatmanın önlenilmesi davası" ile değil, kesin sonuç getiren "taksim" veya "şuyun satış yoluyla giderilmesi" davası açmak suretiyle çözümlemesi gerektiğinden; - Davacının elatmanın önlenmesi ve kal talebinin REDDİNE, karar verilmiştir....

        olunan taşınmazda davacının payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı kısım olduğundan davacının açtığı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı olmadığı, Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren davacının sorununu "elatmanın önlenilmesi davası" ile değil, kesin sonuç getiren "taksim" veya "şuyun satış yoluyla giderilmesi" davası açmak suretiyle çözümlemesi gerektiğinden; - Davacının elatmanın önlenmesi ve kal talebinin REDDİNE, karar verilmiştir....

        a kaldığını, taksim sözleşmesi gereğince bazı taşınmazların imar planının bu tarihte elvermemesi sebebiyle paylı olarak paylaşıldığını, mirasbırakanın taksim sözleşmesi ile kendisine kalan 677 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 1983 tarihinde ev inşaatına başladığını ve 1984 tarihinde tamamladığını, bu taşınmazdaki payı ile birlikte fiilen sınırlarının da belli olduğunu, diğer paydaşlarla da hiçbir sorun yaşanmadığını, taşınmazın 1989 tarihinde 990 ve 991 parsel olarak ifraz edildiğini, evlerinin bulunduğu yerin 991 parsel sayılı taşınmazda kaldığını, olayda TMK'nın 724. madde koşullarının oluştuğunu, öncelikle taşınmazdaki 991 ve geldisi 677 parselde paylarının ve yerlerinin tespiti ile yanlışlık yapılmak suretiyle ev ve müştemilatının 991 parselde kaldığının anlaşılması halinde yanlışlığın düzeltilmesi ve bila bedel adlarına tesciline, olmazsa TMK'nın 724. maddesi gereğince belirlenecek bedel gereğince tapu kaydının iptali ile adlarına 1/3 paylı olarak temliken tesciline, olmazsa yapıların...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Miras Taksim Sözleşmesi Nedeniyle Tapu İptali-Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm öncelikli olarak miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 07.03.2008 tarihli kararının 1/c maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.12.2009 (Prş.)...

            Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz. Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nin 676. maddesinde öngörülen yazılı şekil, bir ispat koşulu değil, geçerlilik koşuludur. İzah edildiği üzere miras taksim sözleşmesinin geçerli kabul edilebilmesi için, yazılı olarak akdedilmesi ve tüm mirasçıların katılımı ile yapılması zorunludur ve bu husus geçerlilik koşuludur. Somut olayda; davaya dayanak miras taksim sözleşmesinin 1980 tarihli olduğu ve o tarihte hayatta olup 1982 yılında ölen mirasçı Zekiye Yaycıoğlu'nun miras taksimi sözleşmesinde imzasının bulunmadığı sabit olduğundan miras taksim sözleşmesinin hukuken geçerli olduğundan bahsedilemez. Bu sebeple davacıların tapu iptal ve tescil taleplerinin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince, Mahkemece davaya konu taşımazda fiili taksim olup olmadığı, var ise davaya konu bağımsız bölüm niteliğindeki dükkanın kime özgülendiği hususlarında hükme yeterli bir inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....

              UYAP Entegrasyonu