Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18/11/2021 tarih, 2018/449 esas 2021/417 karar sayılı kararına karşı, davalılardan T3 A.Ş. vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşi miras bırakan Mehmet Erekli'nin 31.12.2012 tarihinde vefat ettiğini, miras bırakanın vefat tarihinde terekesinde her hangi bir mal varlığı mevcut olmayıp terekesinin borca batık durum olduğunu, miras bırakanın borçları nedeni ile davalılardan Garanti Bankası A.Ş. tarafından miras bırakan aleyhine Erbaa İcra Müdürlüğünün T8 başlatılan takipte miras bırakanın vefatı nedeniyle yasal mirasçı konumundaki müvekkiline de ödeme muhtırası tebliğ edildiğini, bunun dışında miras bırakanın başkaca bir borcu olup olmadığının tespit edilemediğini ileri sürerek mirasın borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi ve müvekkilinin mirasçılığının kaldırılmasına...
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, taraflar arasındaki miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davacı "tarafların murislerinden kalan mallar ile ilgili olarak yapılan 12/11/2018 tarihli miras taksim sözleşmesinin 11. Maddesi gereğince davalı hesabına yatırılan toplam 37.735,83 TL taşınmaz kamulaştırma bedelinden davacı mirasçının 1/5 miras payına isabet eden 7.547,16 TL'nin davalı tarafından ödenmediğini, bu konuda yapılan icra takibine de itiraz edildiğini" iddia etmiştir. Davalı ise "icra takibine başlanmadan önce alacağın ihtarname ile istenmesi gerektiğini" savunmuştur....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalıların murisi ...'ın işleteni olduğu trafik sigortasız aracın neden olduğu kaza sonucu vefat eden ... için dava dışı ...,... 'e ödenen 27.163,00.-TL tazminatın tahsili için davalılara karşı yaptıkları takibe karşı yapılan itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılara usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara göre; davalıların murisinin her hangi bir taşınır ve taşınmaz mal miras bırakmadığı, terekenin borca batık olduğu, davalıların reddi miras yaptıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DAVA Davacı, babası... ...’nun (... oğlu) 1957 yılında ölümü üzerine davalılar ile birlikte mirasçı olduğunu, annesi...’in de 1981 yılında ölümü ile annesinden dolayı da miras payı isabet ettiğini, mirasbırakan babasına ait olan dava konusu 107 ada 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilmesi üzerine yaptığı araştırma neticesinde taşınmazların yalnızca bir kısım mirasçı adına yolsuz şekilde tescil edildiğini öğrendiğini, 1982 tarihli kadastro tespit tutanağında rızai taksimden söz edildiğini, ancak hiçbir zaman rızai taksim yapmadıklarını, bu nedenle kadastro işleminin yok hükmünde olduğunu, kadastro tutanağında miras taksimi konusunda kendisinin yazılı bir beyanı olmadığını, bütün mirasçıların rızası alınmadan taksimin yapılamayacağını, kadastro tutanağında rızai taksimden söz edilerek miras hakkından mahrum bırakıldığını ileri sürerek, dava konusu 107 ada 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın hükmen reddinin tespiti istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın, mirasın hükmen reddine ilişkin olduğu ve yetkili mahkemenin alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince ise yetkili mahkemenin miras bırakanın son ikametgahı mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Ölüm tarihinde miras bırakanın ölmeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse miras reddedilmiş sayılır. (TMK'nın 605/2.maddesi). Mirasçılar zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczini isteyebilir. Türk Medeni Kanununın 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz....
Türk Medeni Kanununun 612. maddesi uyarınca en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Mirasbırakan Gönül Gemici'nin 16.3.2005 tarihinde vefatıyla kalan en yakın mirasçısı kızı Ayşe 31.3.2005 tarihinde mirası reddetmiştir. Mirasbırakanın en yakın mirasçısı sıfatını taşımayan kardeşlerine miras intikal etmez. Tasfiye sonucunda arta kalan değer mirası reddetmemiş gibi Gönül Gemici'nin mirasçısına verilir. (TMK.md.612/2) Bu yasal hükümlerin aksine verilmiş kararlar sonuca etkili değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu: GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar; tarafların ortak miras bırakanı olan ...'ın ölüm tarihinin 03.02.2008 olduğunu, murisin sağlığında erkek çocuklarını kayırmak amacıyla sahibi olduğu dört adet taşınmazı oğulları olan davalılara bağış yolu ile temlik ettiğini, miras haklarından yoksun bırakıldıklarını, saklı paylarının zedelendiğini belirterek, muris tarafından yapılan temliklerin saklı paylarına tecavüz oranında aynen tenkisine, aynen tenkis olmazsa bedel olarak, yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir....
Davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacılar, miras bırakanları ...’un 05.09.2013 tarihinde vefat ettiğini, miras bırakanın mirasının borca batık olduğunu ileri sürerek mirasın hükmen reddinin tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, 10.12.2014 tarihli kararında davanın kabulüne, davacı ... yönünden dava yenileme süresi dolmadığından yenileme süresinin dolmasının beklenmesine, süresi içinde dava yenilendiği takdirde tefriki ile ayrı bir esasa kaydına ve 31.03.2015 tarihli ek kararı ile davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dairemizin 2015/8976 Esas ve 2016/2431 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı ... vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2023 Tarihli Ara Karar NUMARASI : 2022/327 ESAS DAVA KONUSU : Mirası Reddinin İptali KARAR : İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16/03/2023 tarih 2022/327 Esas sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil eden tarafından davalı-borçlu aleyhinde Bandırma 3. İcra Müdürlüğü nezdinde 2021/4050 Esas ve Bandırma 1....
Davalılar, murise kendilerinin baktığını, saklı pay ihlal kastının da bulunmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır.Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası karşılıksız kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır.Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mal varlığı ile, (iadeye) denkleştirmeye (TMK. md. 669) ve tenkise tabi (TMK.md.514,565) olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....