SAVUNMA:Davalılar T3 T4 Akça, T5 vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın reddi miras kararından sonra altı aylık zamanaşımı süresinde açılmadığından zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, müvekkili davalıların muris Nihal Akyol'un mirasçısı olmadıklarını, müvekkilleri yönünden husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, davacının borçlusu ile müvekkilleri arasında herhangi bir karşılıklı hukuki ilişki mevcut olmadığından davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, yetkili mahkemenin reddi miras yapan Nalan Eneyli'nin ikamet mahkemesi olan Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, muris Nihal Akyol'un müvekkili davalıların halası olduğunu, müvekkili davalıların murisin yasal veya atanmış mirascısı olmadığını, davanın husumet ve esas yönden reddine karar verilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar, tarafların ortak miras bırakanları olan ... 'ın 09.08.2008 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağlığında diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla sahip olduğu malvarlıklarının büyük bölümünü oğlu olan davalıya temlik ettiğini, bu işlem nedeniyle saklı paylarının zedelendiğini belirterek, davalıya bağış yolu ile temlik edilen taşınmazlarla, araçların tapu ve trafik kayıtlarının tenkisen iptali ile saklı payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini, bedel ödenmesine karar verilmesi halinde ise tenkis edilecek miktarın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı, davacıların saklı paylarının ihlal edilmediğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan ...’ın 11175 ada 19, 25 ve 1178 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğluna ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, mümkün olmazsa tazminata karar verilmesini, olmadığı takdirde tenkisini istemiştir.Davalı, akdin yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, mirasbırakan annesiyle 45 yılı aşkın birlikte yaşadıklarını, ölünceye kadar bakıp gözettiğini her türlü ihtiyacı ile ilgilendiğini, mal kaçırma iddiasının gerçeği yansıtmadığını, mirasbırakana ait başka taşınmazların da olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının bakım edimini yerine getirdiği, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.11.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, davalılardan ..., ... ve ...'ın 25.02.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile Mersin, ... mevkii 2940 parselde 1/8 arsa paylı, 1. kat 4 no'lu bağımsız bölümdeki miras hak ve hisselerinin tamamını kendisine satmayı vaat ettiklerini ancak ...'nin muvazaalı olarak payını diğer davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanından irsen intikal eden 1605 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerdeki paylarını kardeşi olan davalı ... ile onun nişanlısı olan diğer davalı ...'a satış yolu ile temlik ettiğini, 275.000,00.-TL olarak kararlaştırılan satış bedelinin 148.110,00.-TL’sinin halen ödenmediğini, kandırılarak satış bedelinin tümü alınmadan kendi paylarını temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ve adına tesciline bunun mümkün olmaması halinde hissesine düşen bedelin faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesince 23/02/2022 tarihli ara kararında "muris adına kayıtlı taşınmazlardaki davalıların miras payları üzerine ihtiyati tedbir şerhi" konulmasına karar verildiği, davalılar vekilinin 04.03.2022 tarihli dilekçesiyle bu karara karşı itiraz ettiği, davalıların itirazının ilk derece mahkemesince 27/06/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında reddedildiği, itirazın reddine dair bu karara karşı davalılar vekilinin yasal iki haftalık süre zarfında istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, eldeki davanın mirasın reddinin iptali talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde hasımsız bir dava açarak miras bırakanı annelerinden kendilerine intikal eden mirası kayıtsız ve şartsız reddedip red beyanlarının tescilini istemeleri üzerine mahkemece 27.03.2013 gün ve 2013/446-515 E.-K. sayılı kararla isteği kabul ederek ret beyanlarının aynen tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. (TMK m. 2) Mirasçı alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse alacaklılar red tarihinden itibaren altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK m. 617) Davalı borçlu ... tarafından miras reddedilmiş olup davacı vekili tarafından mirasın reddinin iptali davası açıldığı savunulmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi uygun görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir....
Davalılardan; ... ile ... davacının davasında haklı olduğunu, davayı kabul ettiklerini belirtmişler, diğerleri ise saklı pay ihlal kastı olmadığını, davacının saklı payını aldığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalılar ..., ..., ..., ... ile ... aleyhinde açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhinde açılan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.(4722 s. Yürürlük K.m.17) Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası karşılıksız kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlararası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır....
Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için, mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (TMK m. 606). Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca, mirasın gerçek reddi isteminde görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Somut olayda, dava dilekçesi içeriğinden talep edenlerin talebinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mirasın gerçek reddinde; mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı yeterli olup, davacılar herhangi bir alacaklıya husumet yöneltmeden mirası kayıtsız şartsız hak düşürücü süre içinde reddetmişlerdir. Terekenin borca batık olduğunu belirtmek mirasın hükmen reddi istemi olarak anlaşılamaz....
Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur....