İstinaf Sebepleri Dava dilekçesini tekrarla, satışa konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğunu, davada hiçbir delilin toplanmadığını, dava açılışından 2 ay geçtikten sonra duruşma dahi yapılmadan karar verildiğini, icra takibinde taraf olmayan eşin aile konutu için meskeniyet şikayetinde bulunabileceği hususunun Anayasa Mahkemesi'nin bağlayıcı kararları ile sabit olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C....
in kullandığı ikinci kredi için aile konutu üzerine ipotek tesis edilmesi için müvekkilinin muvafakatinin olmadığını, aile konutu üzerinde ipotek tesis edilebilmesi eşin rızasına bağlı bulunduğunu, müvekkilinin önceki tarihli kullanılan kredi için aile konutu üzerinde ipotek tesisine izin vermesi sonraki tarihli kullanılan kredi içinde aile konutu üzerinde ipotek tesisine izin verdiği anlamına gelmeyeceğini, bu nedenlerle Eskişehir ili Odunpazarı ilçesi Kırmızıtoprak mahallesi 13506 ada 2 parsel üzerinde bulunan B blok kat 5 bağımsız bölüm no: 12'de bulunan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın satışının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2.Davacı vekili 06.07.2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesindeki taleplerimizi aynen tekrar eder ve kabulüne karar verilmesini, müvekkili ...'...
Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nun 194. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın sicil kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin evlilik birliğinin devamı süresince hukuki netice doğuracağı, taşınmazın eşlerin paylı mülkiyetinde bulunmasının aile konutu şerhi yönünden bir öneminin bulunmadığı, evliliğin son bulması ile şerhin sağladığı hakların ortadan kalkacağı tartışmasızdır. Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden biri ayrı yaşama hakkı nedeniyle konutu terketse bile bu durum, konutun, aile konutu olma niteliğini ortadan kaldırmaz. Ancak, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren, Türk Medeni Kanunun 683. ve Anayasanın 35. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkı karşısında, şerhin şeklen var olması hüküm ifade etmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bucak Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/05/2015 NUMARASI : 2014/53-2015/295 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....
Mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır. Eşyaya bağlı ayni haklardan olan "mülkiyet hakkı" herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da "hakkın kötüye kullanıldığı"ndan söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur. 4721 s. TMK'nun 683. maddesine göre malik, "aktif yetki" kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşya üzerinde kanuni sınırları içinde dilediği gibi tasarrufta bulunma; hem de "pasif yetki" kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşyayı 3. kişilerce yapılacak saldırılara karşı koruma haklarına sahiptir. Müdahalenin men'ine ilişkin bu dava ayni bir dava olup, tecavüz devam ettiği sürece açılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan binanın giriş katının "aile konutu" olduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Aile konutu niteliğindeki bu taşınmazın, Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi gereğince hak sahibi (koca) tarafından davacı eşin açık rızası alınmadan, davalı ... Tekstil Ltd. Şti. ne 17.11.2008 tarihinde satıldığı, davacı kadın tarafından söz konusu şirket aleyhine ... 1. Aile Mahkemesinin E. 2009/1020 sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açıldıktan çok kısa bir süre sonra ise davalı şirket tarafından şirket çalışanı ...'a 07.01.2010 tarihinde satıldığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır....
Yargıtay görüşüne göre de borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise, buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 953.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır....
Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü “aile birliğinin’’ korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. Dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu dosya kapsamı itibarıyla taraflar arasında tartışma konusu değildir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma kararının kesinleşmesiyle tarafların aile birliğinin sona erdiği ve evliliğin devamı sırasında kullanılan konutun aile konutu özelliğini yitirdiği, davalının açmış olduğu katılma alacağı davasının da mülkiyet hakkına ilişkin olmadığı gözetilmek suretiyle davacının mülkiyet hakkına üstünlük tanınıp el atmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı; ancak Mahkemece ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 27 Nisan 2021 tarihinden sonra davacıya 10 günlük de evi boşaltma süresi verildiğinden bu sürenin hitamı olan 08 Mayıs 2021 tarihinden dava tarihine kadar olan 3 günlük süre için 125,00 TL ecrimisil takdiri gerektiği belirtilerek, istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına, müdahalenin önlenmesi istemi yönünden davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil istemi yönünden davanın kısmen kabulüne, (08 Mayıs 2021 tarihinden dava tarihine...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2021 NUMARASI : 2020/1149 ESAS - 2021/1383 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin takip borçlusunun eşi olduğunu ve aralarında boşanma davası bulunduğunu, borçluya ait üzerinde aile konutu şerhi bulunan ve çocukları ile birlikte aile konutu olarak oturdukları haline münasip meskene haciz konularak satışa çıkarıldığının borçluya gönderilen 103 davetiyesi ile öğrenildiğini, TMK'nın 194. maddesi gereğince aile konutu üzerinde eşin rızası alınmadıkça tasarruf yapılamayacağını, İİK'nın 82/12. maddesi uyarınca aile konutu olarak oturdukları haline münasip meskenin haczedilemeyeceğini...