Davalı vekili cevap dilekçesinde: davalı müvekkilinin 11/08/2010 tarihinde eşinin vefatı ile, eşinin önceki evliliğinden olan davacı T1 ve dava dışı Musa Kazım Uzunoğlu ile birlikte ecrimisil talebine konu taşınmazda iştirak halinde malik olduklarını, bu aşamada müvekkilinin haklarının daha fazla zarar görmemesini teminen MK'nun 652.maddesi uyarınca ecrimisil talebine konu mezkur taşınmazda miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması için dava ikame edeceklerini, bu dava öncesinde yasal olarak ikame edilmesi zorunlu olan aile konutu tespiti davasının müvekkili tarafından İstanbul 15. Aile Mahkemesinin 2015/317 Esas sayılı dosyasından ikame edildiğini fakat verilen kararın temyiz edilmesi üzerine henüz kesinleşmediğini, belirtilen dosyanın Yargıtay kararları muvacehesinde kesinleşmesinin beklenilmesine, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece;"1- Davanın reddine, " karar verilmiştir....
Evlilik, boşanma ile sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Dosya kapsamına göre, dava sırasında davacı ile davalı Ahmet'in Gebze 2. Aile Mahkemesinin 10/12/2019 tarihinde kesinleşen 2015/627 esas, 2016/1258 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, buna göre taşınmazın aile konutu niteliğinin kalmadığı anlaşılmıştır....
Hal böyle olmakla birlikte, ancak böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı tescilin yolsuz olduğunu ileri sürebilir (TMK md. 1024/3, 1025). Kanun, taşınmaz üzerinde ayni hakkı bulunmayanlara yolsuz tescilin düzeltilmesini isteme hakkı tanımamıştır. Davacının taşınmazda ayni bir hakkı bulunmamaktadır. Davacı, Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesinin kendisine tanıdığı "olur" verme hakkına dayanarak üçüncü kişiye geçmiş olan taşınmazın tapu kaydının iptalini isteyemez. Bu bakımdan davanın reddi gerekir. Bu yön gözetilmeden kabul kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu sebeple sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum....
Hukuk Dairesi'nin 2012/26800 Esas, 2013/18681 Karar sayılı ilamı) göz önüne alınarak davacı vekiline eksik harcı tamamlamak üzere kesin süre verilmiş, davacı vekilince eksik 1.707,75 TL harcın yatırılarak, makbuzun dosyaya sunulduğu anlaşılmakla işin esasının incelenmesine geçilmiştir. ''...4721 Sayılı TMK'nın 194/1. maddesi hükmü kapsamında aile konutu olarak özgülenen bir taşınmaza bu husustaki şerh “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri yasa koyucu tarafından zaten sınırlandırılmış olup bu sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi tescil edilmese bile o konutun aile konutu özelliğini kazanmadığı söylenemeyecektir. Başka bir ifadeyle, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza şerh konulduğu için taşınmaz aile konutu özelliği kazanmayıp, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....
Hukuk Dairesi'nin 2012/26800 Esas, 2013/18681 Karar sayılı ilamı) göz önüne alınarak davacı vekiline eksik harcı tamamlamak üzere kesin süre verilmiş, davacı vekilince eksik 1.707,75 TL harcın yatırılarak, makbuzun dosyaya sunulduğu anlaşılmakla işin esasının incelenmesine geçilmiştir. ''...4721 Sayılı TMK'nın 194/1. maddesi hükmü kapsamında aile konutu olarak özgülenen bir taşınmaza bu husustaki şerh “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri yasa koyucu tarafından zaten sınırlandırılmış olup bu sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi tescil edilmese bile o konutun aile konutu özelliğini kazanmadığı söylenemeyecektir. Başka bir ifadeyle, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza şerh konulduğu için taşınmaz aile konutu özelliği kazanmayıp, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1113 E sayılı dosyası ile dava açıldığını, taşınmazın aile konutu olduğunun tespitinin gerektiğini beyanla, Ankara ili Yenimahalle ilçesi Uğur Mumcu Mahallesi 14890 Ada 5 Parsel 5 no'lu bağımsız bölümün, davacı ve miras bırakan tarafından aile konutu olarak kullanıldığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T6 vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılmadığını, davacı ve müteveffanın Ankara İli Çubuk İlçesi Demirci Köyü'nde mukim hobi bahçeli taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarını, davacının mal kaçırma gayesi ile hareket ettiğini, murisin tüm birikiminin diğer davalı adına yatırım yapılarak veya davacı uhdesine alınarak kullanıldığını, davacının davasının sebebinin taşınmazın kentsel dönüşüme girecek ve değerlenecek olması olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
AİLE KONUTU ŞERHİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 194 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince aile konutu olan taşınmazın tapu kaydına, aile konutu şerhi verilmesi için, o konutun eşlerden birine ait olması zorunludur. Mülkiyeti üçüncü kişiye ait bir taşınmaz eşlerce aile konutu olarak kullanıyor olsa bile, hak sahibi olan üçüncü kişinin bu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını sınırlayıcı şekilde tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilemez. Aile konutu şerhi konulması istenen Tuzluçayır'ın 6534 ada 5 parseldeki 1. kat 5 nolu mesken, 16.09.2005 tarihinde Bayram'a, bu kişi tarafından da 11.06.2007 tarihinde Aşır'a satılmış ve halen bu kişi adına kayıtlı bulunmaktadır. Dava ise 08.08.2007 tarihinde açılmıştır....
Bu konut üzerinde hak sahibi olan koca, eşinin rızası olmadığı halde konutu 1.2.2006 tarihinde diğer davalı ...'a satmış, satın alan Yaşar'da aynı gün taşınmaz üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis ettirmiştir. İpotek tesisine ilişkin işlem mülkiyet devralan Yaşar'a geçtikten sonra yapıldığına göre, bu işlemin geçerliliğinin davacının rızasına bağlı olduğu kabul edilemez. Bu sebeple ipotek tesisine ilişkin işlem hukuken geçerlidir. İpoteğin kaldırılması isteğinin reddi bu sebeple doğrudur. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değil ise de; taşınmaz üzerinde hak sahibi olan koca, bu taşınmazı eşinin açık rızasını almadan diğer davalı ...'a devrettiğine göre, Yaşar'ın kazanımı ancak iyiniyetli ise korunabilir (TMK.m.1023). Yaşar'ın taşınmazın aile konutu olduğunu ve devreden ...'nin davacıyla evli olduğunu bildiği gerçekleşmiştir. Bu durumda Yaşar'ın iyiniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden kazanımı korunamaz....
İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakati aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmelidir. İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, 4721 sayılı TMK'nin 700. maddesi uyarınca "Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder. (Yargıtay 14....
Mahkemece verilen 26.11.2013 tarihli ilk kararda, davanın kabulüne, 4 nolu bağımsız bölümünün tapu kaydının iptali ile TMK'nin 240/3 maddesi uyarınca davacıya mülkiyet hakkı tanınmasına ve taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, davacının katılma alacağı ve 1/4 oranında miras hissesi mahsup edilmek suretiyle davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilen 22.500,00 TL'nin 1/4'er miras payları oranında hesap edilen 7.500,00 TL'sinin davalı ...'ye, 7.500,00 TL'sinin davalı ...'ye ve 7.500,00 TL'sinin dahili davalı ...'a ödenmesine karar verilmiştir....