Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile konutu TMK'nın 194. Maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek, veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Böylece kural olarak eşlerin birbirleri ve 3. Kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi TMK felsefesi içinde kabul edilmişken, aile konutu ile bu kurala ayrı bir istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Düzenleme ile malik olmayan eşe aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmıştır. Huzurdaki davaya konu olayda davalı banka tarafından dava konusu taşınmazda ipotek tesisi için davacının muvafakatinin alma yönünde girişimleri olduğu göz önünde bulundurulduğunda dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğini bilmedikleri kabul edilemez....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerinde İntifa Hakkı Tesisi ... tarafından açılan aile konutu üzerinde intifa hakkı tesisi davasının reddine dair ... ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 02.06.2014 gün ve 431/456 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR En yakın mirasçılarının tamamı tarafından reddedilen mirasın Sulh Mahkemesi'nce iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğine (TMK m. 612/1), Bu amaçla ... 13....

    Dava, TMK'nun 194. m.sine dayalı aile konutu sebebine dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır. TMK'nun 194/1 maddesine göre ''eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu madde hükmü ile "aile konutu şerhi konulmuş olmasa da'' eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten varolduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır.Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma ''emredici'' niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşması ile de ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak ''belirli olan'' bir işlem için verilebilir....

    Aile konutu şerhi sahipleri, İİK'nun 134/2. maddesi gereği, tapu sicilindeki ilgili sıfatına sahip olduklarından ihalenin feshi davası açabileceklerdir. Yargıtay'ın müstakar içtihatları da bu yöndedir (bkz. Yargıtay 12. HD'nin 2021/4568 E-2021/6008 K, 2020/1721 E-2020/1661 K, 2019/12019 E-2019/15589 K sayılı ilamları). Somut olayda şikayetçi, aile konutu şerhi sahibi olduğunu iddia etmekte ise de, tapu kayıtlarının incelenmesinde, aile konutu şerhine rastlanmamış olup mahkemece şikayetin reddine dair verilen karar sonucu itibariyle doğrudur. Açıklanan gerekçelerle, dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, davacının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Taraflar arasındaki aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eş olarak şahsına özgülenmesi talebinde bulunmuştur. Dava, İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış, mahkemesince 20/10/2015 tarih ve 2014/682 Esas, 2015/984 sayılı Karar ile görevsizlik kararı verilmiş olup, iş bu görevsizlik kararı üzerine dosya İzmir 12. Aile Mahkemesine gönderilmiş, mahkemece yapılan inceleme neticesinde 05/11/2015 tarihli karar ile (karşı) görevsizlik kararı verilerek dosya merci tayini için Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmiştir, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme neticesinde, 03/11/2016 tarih ve 2016/8523 Esas, 2016/10063 Karar sayılı ilam ile; İzmir 5....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar tarafından sunulan 26/06/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Samsun ili Alaçam İlçesi Alparslan Mahallesi 71 ada 72 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, taşımaz üzerinde aile konutu olarak kullandıkları üç katlı betonarme bina bulunduğunu, binanın kat irtifakı kurulmadığından tapuda arsa paylı taşınmaz olarak gözüktüğünü, iş bu taşınmazın tamamı üzerinde Öz-Yılpak Nakliyat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin kullandığı ve kullanacağı kredilere teminat olması için Alternatifbank A.Ş'ye Alaçam Tapu Müdürlüğünün 08/09/2014 tarih ve 2731 yevmiye numaralı ipotek belgesi ile 1....

      Kat 7 nolu taşınmazın aile konutu olduğunu ve kendisinin rızası alınmadan taşınmazın önce davalı Murat'a ardından davalı Kenan'a satış gösterilerek devredildiğini, satışın gerçek satış olmadığını, kendisinin muvafakatinin bulunmadığını, taşınmazın aile konutu olduğunu iddia ederek taşınmazın tapusunun iptaline, davalı eşi adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiş, davalı T3 ise satış işleminin muvazaalı olmadığını, gerçek satış olduğunu, davalı eş Metin'in kendisine olan borcundan dolayı mahsuben taşınmazı Metin'den satın aldığını, o dönemde malik diğer davalı Murat olarak gözüktüğü için ondan devraldığını ileri sürerek davanı reddine savunmuştur....

      Türk Medeni Kanunu 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....

      Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğindeki bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası bulunmadan" davalı şirket lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı şirket ise dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, şirketin iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacının ipoteğe açık rızası bulunmadığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutun devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da' eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır....

      CEVAP Davalı- alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazın aynı dosyadan alacağa mahsuben taraflarına ihale edildiğini, tapu kaydında aile konutu şerhi olmadığını tüm icra işlemleri boyunca da davacının böyle bir iddiada bulunmadığını davanın hak düşürücü sürede açılmadığını mülkiyet haklarına dayanarak tahliyesini talep ettikleri taşınmazın aile konutu olduğu meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 1. İpoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin lehine ipotek kurulan bankaya kredi borcu olduğu gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin reddine, 2....

        UYAP Entegrasyonu